bugüne dek ölmek hiç bosa gitmis degildir
yitti sandigimiz can gerçi yitmis degildir
los bir penceresinden uzakça bir hududun
toprak mi desem artik, gök mü desem... umudun
bekleyisin duragi, sogumus bir pencere
çerçevesi, kanadi som gümüs bir pencere...
ordan çirpilir iste ölümün kanatlari
sustukça daha lâfbaz, durduk yerde hasari
bir küçük araliktan duyariz bazan onu
yahut da vehmederiz belki konustugunu
en güzel ninnisini ömrün, söyler gibidir
guruba kos, ufka kos, çekinme der gibidir
kimi bir uçurumun derinliklerince hür
kimi keskin bir bicak isiginda görünür
nefes alir gibidir, ya bir umman içinde
ya yagli bir halatin vazgecilmez ucunda...
allahim bu ne hazdir, bu ask ne onulmazdir
göklerin endibine yükselen bir namazdir
sonunda verecegin ödül ates olsa da
uyuyup kalsa basim hasre dek, bir masada
bu manzara hosuna gitmez mi duvarlarin
odalar istemez mi böyle bir günahkârin
"vefa borcu" diyerek hep orda kalmasini
basi sonu bilinmez bir düse dalmasini?..
bunu görse hasreti isa ölür müydü ki
günah güzel olmasa günah olur muydu ki?
çagirmasa su toprak, gökler el sallamasa
mermerci o taslari allayip pullamasa
yine serseri dünya cana yetmis degildir
bugüne dek ölmek hiç bosa gitmis degildir