Arama


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
30 Eylül 2010       Mesaj #5
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Hunlarin batiya yönelisleri, Çu-Talas boylarinda devlet kuran Çi-çi Han ile baslar ve M.S. 2.nci yüzyildan itibaren yogunlasir. Doguda Çin'in ve Mogol kökenli kavimlerin baskisi Hunlarin bir kismini Çin içlerine yöneltirken bazi Hun boylarinin da batiya göçmelerine sebep olmustur. Ayrica kuraklik ve kitligin bas göstermesi ile agirlasan hayat sartlari, bati da Hun nüfusunun hizla artmasina yol açmistir. Böylece Hun kitleleri bati Türkistan'da birikmeye baslamislardi. Bu Hun birikintilerinin bir kismi, sonradan Iran'a ve Hindistan'in kuzeyine inerek Akhun devletini kuracaklardir. Bazilari da, Güney Rusya'ya dogru yöneleceklerdir. Iste Avrupa Hunlarinin ortaya çikmalari ve yayilmalari, Türkistan'daki bu kavimler hareketine dayaniyordu.

Batiya kayan Hun kitleleri IV. yüzyilin ortalarina dogru siyasî bir birlik kurarak, Alanlara ait topraklari ele geçirmis ve Itil(Volga) kiyilarina ulasmislardir. Hunlar baslarinda Balamir oldugu hâlde önce Don-Dinyeper nehirleri arasinda yasayan Ostrogotlar'i agir bir yenilgiye ugrattilar(374) ve ardindan ileri hareketlerine devam ederek, daha batida yer alan Vizigotlar'a agir bir darbe vurdular(375). Hunlarin harekete geçirdigi Iran, Slâv, Germen menseli çesitli kavimlerin birbirlerini yerlerinden atmak suretiyle batiya dogru hizla akan büyük bir Kavimler Göçü böylece baslamis oluyordu.

Bir yüzyil kadar devam eden Kavimler Göçü, Avrupa ve dünya tarihî açisindan çok önemli sonuçlar dogurmustur. Bu göçler neticesinde Roma Imparatorlugu sarsilmis, 395 yilinda ikiye ayrilmis, 495'te ise bati Roma yikilmistir. Bu olaylar Orta Çag'in baslangici olarak kabul edilmistir. Çünkü bu dönemle beraber, Avrupa'da "feodalite" merkezî imparatorluklarin yerini almis, bugünkü Avrupa'nin siyasî ve etnik yapisi bu dönemde sekillenmistir. Hunlarin gelmesiyle Avrupa'da atli birlikler önem kazanmis, süvari silâh ve kiyafetleri Hunlardan esinlenmis ve belki de Orta Çag Avrupasinin sövalye tipi, Hun Alplerine öykünülerek olusturulmustur.

Hunlar, Ostrogotlari önlerine katarak, kisa bir süre sonra Karadeniz'in kuzeyindeki Tuna ve Tisa nehirleri arasindaki verimli ve stratejik bölgeleri ele geçirirler. Burasi, Karadeniz' in kuzeyinden Türkistan'a kadar uzanan uçsuz bucaksiz bozkirlarin son halkasidir. Ayrica bu bölge, Avrupa'nin önemli yollarinin kavsak noktasi durumundaydi. Hunlar, Avrupa'nin içlerine kadar akinlar yapmis olmalarina ragmen bu bölgeyi, uzun yillar devletlerinin agirlik merkezî olarak korumuslardir. M.S.400 baslarinda Balamir'in oglu Uldiz(Yildiz)'in Tuna'da görünmesiyle Kavimler Göçü'nün ikinci büyük dalgasi da baslamis oluyordu .

Yine bu devirde Atilla'nin son zamanlarina kadar takip edilecek olan Hun dis siyasetinin esaslarinin belirlendigini görüyoruz. Bu esaslari; Dogu Roma'nin baski altinda tutulup, Bati Roma ile iyi iliskilerin devam ettirilmesi seklinde özetleyebiliriz. Nitekim Roma için büyük bir tehlike olusturan, Hun korkusu ile yerlerini terk etmis olan birtakim Germen kavimlerini bir araya getiren Radagais ancak Hunlar sayesinde ortadan kaldirilabilmistir.

Uldiz birkaç defa Tuna'yi geçmis, çaresiz kalan Bizans, baris istemek zorunda kalmistir. Uldiz 410 yilinda ölmüstür. Diger Türk devletlerinde gördügümüz ikili devlet düzenini Avrupa Hunlarinda da görüyoruz. Uldiz Bati Hun ülkelerinin hükümdari iken Karaton ise doguda hüküm sürüyordu 422 yili Avrupa Hunlari için yeni bir dönemin baslangicidir. Bu tarihte Hunlarin basinda Rua, Muncuk, Aybars, Oktar'dan olusan Hun hükümdarlik ailesinden dört kardesi görüyoruz. Atilla'nin babasi olan Muncuk erken öldügü için Rua merkezde, diger iki kardes de dogu ve bati kanatlarinda bulunuyorlardi.

Atilla Devri : Dogdugu yer olan Etil=Itil (Volga)'den ismini alan Atilla, 39-40 yaslarinda amcasi Rua'nin yaninda devlet islerinde yetismis olarak hükümdar oldu.

Baslangiçta kardesi Bleda ile Hun tahtini paylasan Atilla, 445'te kardesinin ölümü üzerine tek basina hükümdar olacaktir. Daha önce agir baris sartlarlari ile Atilla'nin gazabindan kurtulan Bizans'in baris sartlarina uymamasi üzerine Hun ordulari Tuna'yi geçip Trakya'da Iki kol hâlinde ileri harekâtlarina devam ettiler. Bizans baskentini kusatmak üzere Büyük Çekmece'ye kadar ulastiklarinda dehsete düsen Bizans'in baris talebi çok agir sartlar karsiliginda kabul edildi. (447).

Bu tarihten sonra, Bati Roma'ya karsi izlenen Hun dis politikasinda bir degisiklik gözlenmektedir. Iyi iliskilerin yerini savas almistir. Atilla, Galya (bugünkü Fransa) üzerine yürüyüp karsisina çikan çok kalabalik Roma ordusu ile ilk çagin en büyük meydan savaslarindan birini yapmistir (451). Istedigi sonucu alamadigi bu savastan hemen bir yil sonra Italya üzerine yürüyecektir(452). Papa Büyük Leon idaresindeki Roma elçilik heyetinin ricalari üzerine Po ovasindan geri dönen Atilla, 453 yilinda anî olarak vefat etti. Atilla'nin bu beklenmedik ölümü üzerine hem Bizans hem de Bati Roma Imparatorlugu rahat bir nefes alma imkanina kavusmustur.

Atilla'nin ölümünden hemen sonra, pek az sayidaki Hun idareci tabakasinin hâkimiyeti altinda yasayan yabanci kavimler ayaklanirlar. Atilla'nin ogullari arasinda çikan taht kavgalariyla zayiflayan devlet kisa bir süre sonra parçalanir. Hunlarin bir kismi Karadeniz'in kuzeyine siginmislar, bir kismi ise yabanci kavimler arasinda eriyip gitmislerdir. Ancak Atilla ve Hunlari hafizalardan silinmemis, haklarinda üretilen efsanelerde, edebiyat eserlerinde, müzik eserlerinde yasamaya devam etmislerdir. Otoritesi ve yöneticilik kabiliyeti ile Atilla, her zaman örnek alinmistir .

MsXLabs.org & Osmanlı Tarihi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....