Arama


Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
21 Ağustos 2006       Mesaj #35
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kıyamet sonrası

Güney Asya'daki deprem ve tsunami felaketinin bilançosu insanlığın ne büyük bir yıkımla karşılaştığının göstergesidir. BM İnsani İşler Koordinasyonu Bürosu'nun tahminlerine göre sadece Endonezya'da 80 bin kişinin ölmüş olabileceği bildiriliyor.
Depremin merkez üssü olan Sumatra Adası 33 metre kaymış durumda. Bilim adamları 'dünyanın yörüngesinin de sarsıldığı'na ilişkin öngörüde bulunuyor; zaman diliminin değiştiğini, günlerin 3 mikro saniye kısaldığını kanıtlamaya çalışan analizler yapılıyor.
Kıyamet sonrası tablo dehşet vericidir:
Sri Lanka'da 22 bin, Hindistan'da 13 bin, Tayland'da 2 bin kişinin yaşamını kaybettiği deprem ve tsunamiden etkilenen 5 milyon kişinin 'açlık ve hastalık' tehdidi altında olduğu bildiriliyor. Ancak bir nükleer felaket, bu kadar geniş coğrafyada milyonlarca insanın kaderini değiştirebilir, ölçülemez büyüklükte can ve mal kaybına yol açabilirdi.
Asya kıyametinin çevresel etkilerinin ne olacağı henüz meçhul.
Medeniyetlerin sonunu her zaman, savaşlar, istilalar, göçler getirmemiş. Çevreciler, yıllardır, dünyayı tehdit eden nükleer denemelerin, atmosfere salınan baca gazlarının, yağmur ormanlarının, yok edilen canlı türlerinin insanlığın geleceği üzerindeki etkilerine dikkat çekiyorlar. Ancak küresel tüketme hırsı nedeniyle kimsenin bu uyarılardan sonuç çıkardığı yok.
Oysa, dünyanın ekosistemi değiştikçe tehdit artıyor.
'Dünyanın Durumu' raporlarını ciddiye almalıyız:
"Arkeolojik kayıtlar yaşamın başlangıcından itibaren, her biri bir evrimsel başarısızlığı, dünyada toptan fakirleşmeyi temsil eden, beş büyük nesil tükenmesinin yaşandığını gösteriyor. Bu kitlesel nesil tükenmelerinin en sonuncusu, ortalama 65 milyon yıl önce, küçük bir gezegenin dünyaya çarpması ve atmosfere yüksek miktarda toz ve enkaz fışkırtması sonucu yaşanmıştır. Bunun sonunda meydana gelen ani serinleme, dinozorları ve diğer mevcut yaşam formlarının beşte birini yok etmiştir.
Şimdi ise altıncı büyük nesil tükenmesinin başlangıç safhalarındayız. Doğal olaylar sonucu gerçekleşmiş önceliklerden farklı olarak, bu seferki, insan kökenli olacak. Dünyanın uzun tarihinde ilk kez türler, yaşamlarının büyük bölümlerini yok eder hale geldiler."
Deprem ve tsunami öngörülemez doğa olaylarıdır. Ancak doğa da ekolojik dengelere bağlıdır.
Bilim adamlarının, çevrecilerin yıllardır yaptıkları uyarılara karşın 'sürdürülebilir bir ekonomi için gerekli ekosistemlerin verimliliği' dengesi, küresel tüketimin önlenemez tahribatı sonucu bozuluyor.
Güney Asya kıyameti, Maldivler'deki Emre ile manken sevgilisinin kurtarılma öyküsünden ibaret değildir.
Büyük fotoğrafı gözden kaçırmayalım.