Arama


ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
25 Kasım 2010       Mesaj #4
ener - avatarı
Ziyaretçi
Mezopotamya, Sümer, Babil ve Asur gibi en eski ve büyük uygarlıkların doğduğu bölgedir. "İki ırmağın arasındaki bölge" anla­mına gelen Mezopotamya adı Yunanca mesos (ara, orta) ve potamos (ırmak) sözcüklerin­den gelir. Bu ad, Dicle ve Fırat ırmaklarının verimli vadileri ile bu iki ırmağın arasında kalan topraklar için kullanılmaktadır. Günü­müzde Mezopotamya, Irak'ın bir bölümünü içerir.

Mezopotamya'nın batısında Suriye ve Ara­bistan çölü, kuzeyinde Anadolu ve doğusun­da İran vardır. Güney ucu Basra Körfezi'ne kadar uzanır. Mezopotamya'nın güney bölü­mü çok sıcak düzlük bir bölgedir. Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki karlı dağlardan doğan ve Güneydoğu Toroslar'daki kar ve yağmur sulanyla kabaran Dicle ve Fırat, Bağdat yakın­larında birbirlerine çok yaklaşır, güneydoğu­ya doğru devam eder ve Kurna kentinde birleşirler. Birleştikten sonra Şattü'l-Arap adını alan ırmak Basra Körfezi'nden denize dökülür. 5.000 yıl içinde, bir zamanlar körfe­zin bir parçası olan 240 kilometreden daha uzun bir alan ırmağın taşıdığı çamurlarla dolmuştur. Irmakların oluşturduğu dar top­rak şeridinin iki yanı çöldür. Dicle ve Fırat'ın sürükleyip getirdiği topraklar Mezopotamya' nın güneyinin çok verimli olmasına yol aç­mıştır. 4.000-5.000 yıllık pek çok kent kalıntı­sı, eski zamanlarda bu bölgenin nüfusunun çok yoğun olduğunun kanıtıdır. Dümdüz uza­nan ova, Bağdat'ın kuzeyinde oldukça verimli ve daha ılıman iklimli bir yaylaya dönüşür.

Arkeolojik araştırmalar Mezopotamya'da ilk insanların kuzeyde küçük köylerde yaşa­dıklarını ve İÖ 4000 yıllarında çanak çömlek ve kumaş üretip, komşuları ile ticaret yaptık­larını göstermektedir. Ana uğraşları tarım olmakla birlikte bu insanlar avcılık ve balıkçı­lık da yapıyorlardı.
Irmaklar bölgenin güney bölümünde yeni topraklar oluşturdukça, köylerde yaşayan in­sanlar gruplar halinde güneye göç etmeye başladılar. En eski köylerin bazılarının kalın­tılarını açığa çıkaran arkeologlar, çeşitli alet­ler buldular. Ama bu insanların ırkları ve dilleri konusunda belgeler günümüze ulaşma­mıştır.
İÖ 3000'lerde Mezopotamya'da değişik in­san toplulukları yaşıyordu. Kuzeyde, Arap­larla ve Yahudiler'le ırk ve dil bakımından akraba olan Sami kabileler yerleşmişti. Kö­kenleri ve ırk bağlantıları bilinmeyen Sümer­ler güneyde yaşıyorlardı. Mezopotamya'nın öteki halkları da, büyük olasılıkla kuzeydeki ve doğudaki dağlık bölgelerden gelerek yer­leşmişlerdi.

İÖ 4000-3000 arasında Sümerler çok par­lak bir uygarlık yarattılar. Ur, Uruk ve Eridu gibi bilinen ilk kentler ve yazı Sümer uygarlığının ürünüdür. Mezopotamya Sümer-ler'den sonra Babilliler'in, Asurlular'ın, Persler'in ve Eski Yunanlılar'ın yönetimine girdi. Daha sonra yüzyıllar boyu Romalılar, İskit­ler, Partlar ve Persler arasındaki savaşlara sahne oldu. İS 7. yüzyılda Arapkir'in eline geçen Mezopotamya'da 11. ve 12. yüzyıllarda kısa süreli Selçuklu egemenlikleri görüldü. 13. yüzyılda bölgeyi istila eden Moğollar, toprakları sulayan büyük sulama sistemlerini yıktılar. Mezopotamya 16. yüzyılda Osmanlı­ların eline geçtiyse de bölgede tam bir Osmanlı egemenliği sağlanamadı. I. Dünya Savaşı'nın sonunda ise bölgenin büyük bölü­münü oluşturan Irak, İngilizler'in eline geçti. Daha sonraları Mezopotamya'da bulunan petrol, Irak'ın sınırlarının içinde kaldı.

DEVAMI Mezopotamya Bölgesi (Mezopotamya Bölgesi Hakkında)
Son düzenleyen Safi; 25 Mayıs 2018 01:54