Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
acemi katır kapı önünde yük indirir
beceriksiz ve anlayışsız kişi kendisine yaptırılan işi en önemli yerinde bırakır.
Atasözü

açık kapı bırakmak

gereğinde, bir konuya yeniden dönebilme imkânı bırakmak, kesip atmamak.
Deyim

akıntıya kapılmak

1) bir akıntının etki alanına girmek, akıntı ile birlikte sürüklenmek: “Aralarından biri akıntıya kapıldığı zaman ötekiler var kuvvetleriyle dayanarak onu geri çekiyorlardı.” -R. N. Güntekin. 2) mec. etki altında kalarak bir topluluğun davranışına katılmak.
Deyim

Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar
işi bozulan kişi umutsuzluğa düşmemeli, Tanrı'nın onu daha iyi bir işe kavuşturacağına inanmalıdır.
Atasözü

altın anahtar her kapıyı açar

para olduğunda her güçlük yenilebilir.
Atasözü

arka kapıdan çıkmak
okuldan başarısızlık nedeniyle ayrılmak.
Deyim

at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
iş işten geçtikten sonra önlem almaya kalkışmak.
Deyim

avrat (kadın) malı, kapı mandalı
bir erkek, karısının malından yararlanmayı düşünmemelidir.
Atasözü

aynı kapıya çıkmak
sonuç bakımından fark etmemek, aynı sonuca varmak: “Talihin aşırısı da insanı eninde sonunda aptallaştırdığından, sonuç aynı kapıya çıkardı.” -E. Şafak.
Deyim

bir kapıya çıkmak
aynı sonuca varmak.
Deyim

(bir şeyden) kapı açmak
1) bir şeyin sözünü etmek veya bir işe başlamak; 2) pazarlığa çok yüksek bir fiyatla başlamak.
Deyim

(bir şeyin) girdabına kapılmak

etkisinde kalmak, o şeyin çekiciliğinden kurtulamamak.
Deyim

(bir yeri) komşu kapısı yapmak
sık gidilen yer hâline getirmek.
Deyim

(bir yeri) komşu kapısına çevirmek

yakın olmadığı ve sık sık uğranılması gerekmediği hâlde bir yere çok sık gitmek.
Deyim

(birinin) kapısını aşındırmak

yanına çok sık gitmek: “Sabahtan akşama kadar belki kapısını aşındıranlar elli altmışı bulur.” -E. İ. Benice.
Deyim

(birinin) kapısını çalmak
birine başvurmak: “İskele memurluğu isteyen işçiler hep benim kapımı çalıyorlar.” -M. Ş. Esendal.
Deyim

borçtan korkan kapısını büyük açmaz (küçük açar)

borçlanmak istemeyen fazla açılmaz, giderlerini kısar, kendi durumuna uygun bir yaşama yolu tutar.
Atasözü

büyüsüne kapılmak (tutulmak)

bir şeyin, bir kimsenin çekiciliğinden kurtulamamak: “Durup durup başıma gelenlerin büyüsüne kapılıyordum.” -O. Pamuk.
Deyim

cereyana kapılmak

1) elektrik akımıyla çarpılmak; 2) suyun akışı içinde kalıp sürüklenmek; 3) bir eğilim, bir görüş hareketi içinde yer almak.
Deyim

cezbeye tutulmak (kapılmak)
bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçmek: “Cezbeye tutulmuş gibi haykırdım, Türkçe
Son düzenleyen Safi; 2 Mart 2016 05:13