---------------------------------------------------------- Libido canavarları değiliz tabii ki sevişmeden uyuyoruz...
Yorumcu Sevingül Bahadır’ın oğlu Efe Bahadır’ın müziğini yaptığı, Sıla’nın da sözlerini yazdığı ‘Sevişmeden Uyumayalım’ ödüle doymuyor. Aslında bu başarının altında başka bir hikaye var. Birlikte pek çok şarkıya imza atan ikili çok yakın arkadaş. Altlı üstlü dairelerde komşular.
10 yıldır yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor, sabahlara kadar müzik yapıp sohbet edip eğleniyorlar. Konuşurken birbirlerinin cümlelerini tamamlayacak kadar da uyum sağlamışlar. Birine söylenen kötü lafı diğerine söylenmiş sayıyorlar. Ancak şarkının aksine “Sevişmeden uyuyor, anlaşmadan ölmüyoruz” diyorlar.
BİR AYDA DÖRT ÖDÜL
* Kral TV Video Müzik Ödülleri (Yılın Şarkısı - Yılın En İyi Şarkı Sözü )
* Magazin Gazetecileri Derneği (Yılın Albümü)
* Altın Kelebek Ödül Töreni (Yılın Şarkısı )
* Avrupa Gazeteciler Derneği Ödül Töreni (Yılın Kadın Sanatçısı)
“Efe bana evde bana bazen ‘Sılahattin Abi’ diyor. Ben de ona ‘Efe Gül’ diyorum. Çünkü annesinin adı Sevingül Bahadır. Kız kardeşi Ayşegül. Ailesinden dolayı bu ismi verdim.”
Nasıl tanıştınız?
SILA: Üniversiteden arkadaşız. Birbirimizi okul koridorlarında çok gördüğümüz halde tanışmak nasip olmamıştı. Bir gün öğrenci işlerinin kapısında karşı karşıya geldik. Sohbete başladık. Müzik üzerine konuştuk. Aynı günün akşamında evde içiyorduk. O günden beri de hiç kopmadık. On yıl oldu. (Kulağını çekip tahtaya vuruyor).
Bu kadar kolay mı dost ediniyorsunuz?
SILA: Hayır. Aslında ikimiz de dışarıdan bakınca soğuk görünen tipleriz.
EFE: Zaten Sıla’yla okul koridorlarında, derslerde hep karşılaşırdık. O bir pervazın altında ben başka bir pervazın altında otururduk. O bana, ben ona bakardık.
Ne zaman “Tamam, artık biz dostuz” dediniz?
EFE: Sürekli gördüğün birinin şişmanladığını ya da zayıfladığını anlamazsın ya, bu da öyle bir şey. Anlamadık, çok hızlı oldu.
Yeni bir dostluğa bu kadar mı açtınız?
SILA: Yok canım. Ama hem meslektaş olmak hem aynı frekansta bulunmak hem de aynı şekilde mod değiştirebilmek kolay yakalanan bir şey değil.
Aynı apartmanda oturma kararını nasıl verdiniz?
SILA: Başlarda aynı evde yaşadık. Sonra farklı evlere çıktık. Ama yine nöbetleşe birbirimizde kalıyorduk. En sonunda kendimize altlı üstlü bir daire bulmaya karar verdik. Şimdi Etiler’de o şekilde yaşıyoruz.
Şimdi siz kanka mısınız?
SILA: Ölümüne kankayız.
EVLENSEK DE PİJAMA MESAFESİNDEYİZ
Neden birbirinizi seçtiniz?
SILA: Efe dişime uygun (Gülüyor). Aynı yolun yolcusuyuz. Hayattan aynı şeyleri isteyip, aynı duyguları yaşıyoruz. Birimiz yorulduğunda diğeri ona omuz veriyor.
EFE: Ben bunu bir seçim gibi düşünmüyorum. Biz uzun bir yolculukta aynı vagonda yan yana koltuklara düştük. Ondan sonra da bir daha yerimizi değiştirmek istemedik.
Yılın şarkısı ‘Sevişmeden Uyumayalım’ nasıl ortaya çıktı?
SILA: Yağmurlu bir kış günü, oturduğumuz apartmanda ve aniden.
Şarkının bu kadar ilgi göreceğini bekliyor muydunuz?
SILA: Evet, çünkü yaptığımız zaman bizde de aynı heyecan ve coşkuyu yaşattı.
Sevişmeden uyuyor musunuz peki?
EFE: Siz bizi ne zannediyorsunuz Allah aşkına? (Gülüyor). Libido canavarları değiliz. Tabii ki sevişmeden uyuyoruz.
SILA: Ama anlaşmadan ölmüyoruz!
Rahat rahat seks de konuşur musunuz aranızda?
SILA: Her şeyi rahat konuşuyoruz. Seks ne yaraymış toplumda! Ne çözülmez davaymış. Sekstir nihayetinde, her şey olağan yani.
EFE: Ne seksmiş; kurtulamadık! Yazarsan tabii böyle şarkı, bu olur (Gülüyor).
Biriniz evlenirse ne olacak?
SILA: Tabii evlilik olacak ama farklı sokaklarda oturmak istemiyoruz. Birbirimize hep pijamayla gidip gelinen bir yerde oturalım isteriz.
BİRİNİ BEĞENMEMİZ İÇİN OLAYI OLMASI LAZIM!
Bu 10 yıl içinde hiç birbirinizden cinsel elektrik aldığınız oldu mu?
SILA: İnsan arkadaşıyla beraber olur mu? Cinsel münasebet yaşar mı? Bizim aramızda da hiçbir zaman elektriklenme olmadı. Biz kardeşiz.
EFE: “Ateşle barut yan yana durmaz” lafını söyleyen atayı da yalancı çıkardık.
Evde hiç içinizden “Sıla da güzel kadın falan” diye geçirmiyor musunuz?
EFE: Ne demek istiyorsun canım? Evde bir yandan film seyrederken bir yandan içki içip birbirimizi mi kesiyoruz yani? (Gülüyor).
SILA: Ben kırmızı topuklu ayakkabılar, file çoraplarla falan dolaşmıyorum. Bayağı pijamalar, saçlarım toplanmış gözümde gözlüklerimle film seyrediyorum.
“Arkadaş olmasak çok iyi sevgili olurduk” diye de mi hiç düşünmediniz?
SILA: Biz mizaç itibariyle sevgili olabilecek insanlar değiliz zaten. Kadın-erkek konusunda aynı düşüncelere sahip değiliz. Biz sadece dost olabiliriz. Zaten sevgili olsak çoktan birbirimizi kaybetmiştik. Ne bu şarkıları yapabilirdik ne de istikrarlı bir iş hayatımız olurdu.
EFE: Biz birbirimizi kaybetmeyeceğimiz sınırlarımızı çizdik. Sevgili olmak, o sınırların çok ötesinde. Orada başka sorumluluklar ve sıkıntılar var.
Bu dostluk size ilişkiler hakkında neler öğretti?
EFE: Bana deli kadınları öğretti (Gülüyor). Şaka bir yana, kadın sırdaşı olmayan bir erkek sevgilileri konusunda hep sıkıntı çeker. Bizim dostluğumuz hayattaki en büyük lükslerden biri.
Birbirinize nasıl insanları yakıştırırsınız?
EFE: Bizim birini beğenmemiz için olayı olması lazım.
O ne demek?
EFE: Bir şeyi iyi yapan ve hayatta yer kaplayan biri olmalı.
BİZİ ALACAK İNSANLAR KÜMESİMİZİ DE KABUL EDECEK.
Gezmeye ve eğlenmeye de birlikte mi çıkarsınız?
SILA: Yemek de beraber, eğlenmek de. Bizi sevgili zannettikleri hep olmuştur.
E bu durumda birbirinizin kısmetini kapatmıyor musunuz?
SILA: Yok. Çünkü öyle bir enerji vermiyoruz. Sevgilinize bizim birbirimize davrandığımız gibi davranmazsınız.
Birbirinizin sevgililerine karışır mısınız?
SILA: İlk başta tanışır ve fikrimizi belirtiriz. Bizi alacak insanlar kümesimizi de kabul edecek! (Gülüyor)
Neler yüzünden tartışırsınız?
SILA: Aramızda çok büyük tartışmalar çıkmaz. Zaman zaman herkes gibi biz de sorunlar yaşıyoruz ama hallediyoruz.
Peki, Efe Bahadır yaptığı bir besteyi sizden önce başkasına dinletirse arıza çıkar mı?
SILA: Aaaa... Burada gül gibi ben dururken!
EFE: Hayır, arıza çıkmaz ama Sıla dinletmeyeceğimi de bilir. İkimiz ilk önce birbirimizden fikir alırız.
Birbirinizle en çok neler yapmaktan zevk alırsınız?
SILA: Müzik dinlemeye ve film seyretmeye bayılıyoruz. Arada birbirimize beğendiğimiz şiirleri de okuyoruz.
EFE: Gördüğünüz gibi çok sanatsalız... (Gülüyor)
Üçer kelimeyle birbirinizi anlatsanız?
EFE: Scrabble’mı oynuyoruz (Gülüyor). İstikrar delisi, hedefçi ve feci akıllı.
SILA: Çok duygusal, arada karamsar ama daimi hedefçi.
Kaynak
---------------------------------------------------------- "Yoğun ilgi rahat uyumamı sağlıyor!"
‘…dan Sonra’ ile yaptığı başarılı çıkışından sonra şimdi de kliplendirdiği ‘Kenar Süsü’ şarkısıyla karşımıza çıkan Sıla’yla keyifli bir sohbet…
Bir süredir ekranlarda dönen bir klip, radyolarda çalan bir şarkı var. ‘Kenar Süsü’ sözleri ve müziğiyle dikkatimi çekiyor. Ayrılık sonrası yaşadıklarımızı o kadar iyi anlatmış ki... Dilime dolanıyor. Bir bu şarkıyla dolansa iyi. Albümündeki ‘Dön Demeyi Unuttum’ ve ‘Malum’ başta olmak üzere birkaç şarkısı daha dilime düşünce “Ruh hallerini böyle iyi anlatan bu kişiyi bulup, konuşmam gerek!” diyorum. İşte şarkıları, müziği ve hayatıyla Sıla karşımızda.
“MÜZİK DOĞUŞTAN GELEN İÇGÜDÜSEL BİR ŞEY”
‘Sıla’ adını verdiğiniz albümünüzdeki şarkıların tüm sözleri sizin. Bestelerin birçoğu da size ait. Albümde başka kimlerin imzası var?
Ozan Doğulu prodüktörlüğünde toplam beş aranjörün imzası var. Efe Bahadır, Mustafa Ceceli, Nedim Ruacan, Murat Yeter ve Ozan Doğulu. Efe Bahadır ile ortak bestelerimiz var. Benim yazdığım şarkılar var. Sezen Aksu ile ortak şarkımız var. Bir tane de Ozan Doğulu bestesi var. Ayrıca ‘Ne Desem İnanırsın’ ve ‘Dön Demeyi Unuttum’ da Yalın’la ortak çalışmalarımız içinde. Bu ilk albümde çok kıymetli müzisyenlerle çalışma fırsatı yakaladık.
Albümünüzde pop rock da var, Ege ezgileri de... Bunun yanı sıra slow şarkılar ağırlıkta. Konsepti düşünecek olursa siz tarzınızı ne olarak tanımlıyorsunuz peki?
Aslında bir tek müzik tarzı üzerine yoğunlaşmış bir albümden çok ‘Türkçe Sözlü Hafif Batı Müziği’ adı altında duymak istediğimiz neredeyse her şeyi bir araya getirmeye çalıştık. Ve mümkün olduğunca bu çeşitlilik devam edecek çünkü bu zenginlik, kulağına Türkçe müzik çalınan her dinleyicinin içinde mevcut.
“ŞANSA ÇOK İNANIRIM”
İlk albümünüz ile çoğu kişi sizi tanıdı. “Hesap mı verecem …dan sonra” diyorsunuz çıkış şarkınızda. Tamam hesap vermeyin de… Hangi vesileyle yani neden sonra ‘Müzik mesleğim olmalı’ dediniz? Müzik nasıl girdi kanınıza?
Son derece doğuştan ve içgüdüsel olduğunu düşünüyorum. Zira kanıma nasıl girdiğini hiç hatırlamıyorum. Tabii ki gözümde çocukluk yıllarıma uzanan belli başlı resimler yok değil. Saç fırçası ya da deodorant şişesini mikrofon bellediğim ve onlarla saatler geçirdiğim zamanlar hâlâ hatırımda.
Denizli’de geçen çocukluk ve okul hayatı… İstanbul’a gelmeniz hangi vesileyle…
Denizli’de doğdum ve ilkokul bitene kadar Denizli’de yaşadım. Ortaokul ve lise yıllarım ise İzmir’de geçti. İstanbul hikâyem ise İstanbul Üniversitesi’ni kazanmam ile başladı.
Fransız Dili ve Edebiyatını kazanmışsınız. Müzik aşkınız ağır basmış, okulu bırakmışsınız. O zaman o cesareti gösterip, o riski göze almasaydınız bugün farklı bir yerde mi olurdunuz acaba? Yoksa ‘Öyle ya da böyle müzikle buluşurdum’ mu diyorsunuz?
Fransız Dili ve Edebiyatı maceram İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’ne girmem ile son buldu. Kenan Doğulu ile çalışmaya başlama fırsatını yakaladığım dönem de aynı tarihlere denk düşüyor.
Bu denk düşüş biraz da şansla alakalı diyebilir miyiz?
Evet… Şansa çok inanırım; şansım yaver de gitti ama başka meslek yapabileceğim bir okulu da bitirmiş olsaydım döner dolaşır yine şarkı söylerdim yine şarkı söylerdim; yine şarkı söylerdim.
“KENAN’A NE ZAMAN ELİMİ UZATSAM TUTACAĞINI BİLİYORUM”
Kenan Doğulu’yla tanışıp, ona vokal yapmanız nasıl gerçekleşti. Kim kimi, nasıl buldu?
Kenan Doğulu’nun bayan vokal arayışı ile benim işlerin ucundan tutma isteğim aynı zamana denk geldi. Cem Öcal’dan aldığım bir telefonla bu ekibe dahil oldum.
Peki ondan müzik, sahne, hayat adına öğrendikleriniz neler?
Ondan müzik ve sahne adına öğrendiklerimi maddelemem tabii ki çok güç. Yaptığımı özetlemem gerekirse Kenan’ın anlattıkları dışında bolca gözlem yaptım. Müzisyenlerin ve solistin her adımını takip ettim, ‘iş’i öğrenmeye başladım.
Yedi yıllık vokalistlik hayatı size neler öğretti, neler kattı?
Deneyim, disiplin ve çok çalışmak. “Sahne”nin getirdiklerini ve götürdüklerini; getirebileceklerini ve götürebileceklerini öğrendim.
Kenan’ın albümünüze ve ilk klibinizde rol alarak destek olması sizi mutlu etmiş olmalı.
Elbette. Solo albüm aşamasına gelmeden de Kenan’a bir takım şarkılarımı dinletmiştim. Ve bana inancının gerçek olduğunun farkındaydım. O da bunun hep arkasında durdu zaten. Ne zaman elimi uzatsam tutacağını biliyorum.
“YOĞUN İLGİ RAHAT UYUMAMI SAĞLIYOR!”
İkinci klip şarkınız Kenar Süsü’. Kalplere dokunan, ayrılık sonrası yaşananları en şeffaf haliyle anlatan bir şarkı bu. Sıradaki klip hangi şarkıya gelecek?
Sıradaki klip “Dön Demeyi Unuttum” şarkısına gelecek. Ekipçe hangi şarkıya klip çekeceğimizi artık şaşırmış durumdayız. Bu yoğun ilgi tabii ki benim daha rahat uyumamı sağlıyor. Uykumu kaçıran yeni albüm şarkılarını saymazsak.
Aslında albümüz öncesinden adınıza aşinayız. Sıla dizisinin jenerik şarkısı olan ‘Töre’de sizin imzanız var Sezen Aksu’yla. Bu proje nasıl gerçekleşti?
Gül Oğuz bana ‘Sıla’ dizi projesinden bahsettiğinde ve “Şöyle bir şarkıya ihtiyacım var” dediğinde altından kalkabileceğimi biliyordum. Çünkü hikâye son derece ilgimi çekmişti. Ben “Can Perperişan”ı yazdıktan sonra Sezen Hanım (Aksu) bu şarkıyı dinledi ve “Töre”yi yazdı. İkisi birleşti ve seslendirmek bana nasip oldu.
“İÇİMDE ÇOK KİŞİ VAR!”
Dizi için yaptığınız ‘Can Perperişan’ adlı şarkıyı dinleyip, sizi sonradan görenler çok şaşırmış ilk başlarda. Neden?
Bilmem, neden? Sanırım ‘dan Sonra’yı yazan ile ‘Can Perperişan’ı yazan
aynı kimse olamaz diye düşündüler. Çok kişiyiz içimizde; hepimizin söyleyecek sözü çok. Ben uzaktan bakıyorum resme ve uyuyorum renklere.
Bu şarkının sözlerinde insanların isyanını ve feryadını dile getirdiniz. Töreyi yaşamadığınız halde bu kadar güzel anlatabilmenizi neye bağlıyorsunuz?
Empati… O da yoksa etrafınızda olup biten her şeye bir daha ve bir daha dönüp bakmaya ve kayıtsız kalamamaya. Hiçbir şeye…
Ferhat Göçer, Kenan Doğulu ve Emel’e şarkılar vermişsiniz albümünüz çıkmadan önce. İşin mutfağından da keyif alıyorsunuz sanırım.
Ferhat Göçer, ‘Yolun Açık Olsun’ albümünde sözleri bana müziği ise Efe Bahadır’la ikimize ait olan ‘Vur Kadehi Ustam’ı söyledi. Kenan Doğulu ise ‘Demedi Deme’ albümünde sözleri bana ait olan ‘Boğaziçi’ isimli şarkıyı seslendirdi. Emel’de ise sözü ve bestesi bana ait olan ‘Ağla’ isimli şarkı hayat buldu. Üretkenliği sadece kendimde kullanmak yerine başkaları ile paylaşmayı kıymetli bulanlardanım. Ne mutlu bize şarkılarımız bu değerli müzisyenlerin elinde daha da değer kazanıyor.
“BAZI KORKULAR HAYATTA FAYDALI!”
Gelelim Sıla’ya… Değişken bir yapınız varmış. Bu değişken yapınız çılgınlıklar barındırıyor mu içinde?
Zaman içinde değişken ruh hallerime yön vermeyi öğrendim ve avantaja çevirdim dezavantajlarımı. Herkes kadar çılgınım. Olmayacak şeyler için kendimi tehlikeye atmam. Risk alırım ama bazı korkuların da hayatta faydalı olduğuna inanırım.
Üzüntüyü ve sevinci uçlarda yaşıyorsunuz. Neler sevindirir sizi?
Küçük ve düşünceli şeyler... Büyük şeyleri zaten planlıyor ve uygulamaya çalışıyoruz.
Peki ya neler kızdırır?
Adaletsizlik ve göstermelik, içi boş zaferler… Kötü kalpler…
AŞK DÜŞERKEN CANINIZIN SIKILMADIĞI DİPSİZ BİR KUYU!”
Aşk deyince aklınıza ne geliyor?
Renkli ve eğlenceli dipsiz kör bir kuyu. Düşerken canınız sıkılmıyor.
Aşkı nasıl yaşarsınız? Aşık olunca neler değişir Sıla’da?
Aşka izin veren biriyim. Aşk iyidir hoştur, seslere kokulara duyulara başka anlamlar yüklenir aşk zamanı. Bende de farklı olmuyor. Aşk size ne yapıyorsa bana da aynısını yapıyor.
Şarkıda dediğiniz gibi, ‘kenar süsü’ olduğunuzu hissettiğini aşk ya da aşklar oldu mu? Tepkiniz ne oluyor o zaman?
İşte o zaman ben şarkı yazıyorum. İçinde de neler olup bittiğini anlatıyorum.
“HER YARA FARKLI SÜREDE KAPANIYOR”
Ayrılığı ve sonrasında yaşananları, hemen hepimizin yaşadığı şeyleri o kadar iyi anlatmışsınız ki… ‘Ayrılık sonrası hiçe döndüğümüzü, çürüye çürüye tükendiğimizi, kendimizi rezil etmemizi, ona buna ağlamamızı, gülmeyi unuttuğumuzu…’ Siz ayrılık sonrası kolay toparlanabilenlerden misiniz? Nasıl atlatırsınız ayrılık dönemini?
Eğer yaşadığım ayrılık hayırlı ise yani o aşk zaten bana iyi gelmeyecekse, bu düşünceyi yerleştirip aklıma hayatıma devam ediyorum. Ama tahmin edersiniz ki her yara farklı sürede kapanıyor. O yüzden bir genelleme yapabileceğimi zannetmiyorum.
‘İçimdeki kadınlar konuştu’ diyorsunuz albümünüzle ilgili olarak. Peki hayatınızda hangi kadın daha ağır basıyor? Nahif, kırılgan, agresif, depresif…
İşte bu saydıklarınızın hepsine ben bir yer buldum. Hangisi gerekiyorsa onu çıkartıyorum. Hepsine eşit şans vermekte fayda buldum.
Üreten biri olarak ruhunuzu nelerle zenginleştiriyorsunuz? Kendinizi nasıl, nelerle besliyorsunuz?
Üreten insanların hayatlarında yoğun trajediler yaşadıkları ve bunlarla beslendikleri fikrini külliyen yalan ve abartılmış buluyorum. Günlük hayat, içinden her şeyi çıkartmaya yetecek kadar sert ve renkli. Büyük mevzuların olması gerekmiyor. Çünkü olan her şey üretmeyenlerden daha fazla bize dokunup geçiyor. Yapı gereği daha hassasız. Zaten hayattan çıkarttıkları ile bir şeyler yaratmaya çalışanın tüm aklı fikri bu doğrultuda işliyor.
28 yaşındasınız. 30’lu yaşlarınızı iple çekiyormuşsunuz. Neden?
Kendimle ilgili sorularımın cevaplarına o güne kadar ulaşırım diye ümit ediyorum. Yenileri gelir gelmez o benim bileceğim bir şey değil.
“VERİLENLE YETİNİRİM!”
“Hiçbir şeye anlam yüklemem ben” diyorsunuz. Yani…
Hiçbir şeye gereksiz anlam yüklemem. Verilen ile yetinirim.
Bunun yani hiçbir şeye anlam yüklememenizin size sağladığı artılar ve eksiler neler?
Hayatım kolaylaşıyor. Zaten anlam yüklemem gereken bir sürü şey varken…
Çok sorgular mısınız hayatı?
Hayır. Hepimiz bildiğimiz ve inandığımız yolla yaşamaya çalışıp bize ayrılan süreyi güzel değerlendirmeye gayret göstermeliyiz diye düşünüyorum. Sapmadan, sapıtmadan gelişi muhtemel her arızayı misafirperver karşılayıp deneyimleyerek…
İki dedeniz milletvekilliği yapmış, babanız il başkanlığı yapmış. Peki sizin siyasetle aranız nasıl?
Benim aram hiçbir zaman iyi olmadı. Elbette takipçisiyim ama her vatandaş gibi gazeteden, televizyondan. Her işin erbabı farklıdır. Siyaset işini de erbabının yapması gerektiğine inanıyorum. Ben onlarla büyüsem de hiçbir zaman siyasete yakınlık duyamadım.
---------------------------------------------------------- Kenan'dan ayrıldığım için bir yanım çok buruk...
Yedi yıldır Kenan Doğulu'nun vokalistliğini yapan Sıla Gençoğlu artık yoluna yalnız devam edecek. Sıla kendi adını verdiği ilk albümü ile adını duyururken artık Doğulu ile çalışmadığı için, içinin buruk olduğunu söylüyor..

Atv'nin sevilen dizisi 'Sıla' kadar, dizinin jeneriğindeki 'Can Perperişan' şarkısı da ilgi görmüştü. Şarkının sahibi Sıla Gençoğlu, üzerinde dört yıldır titizlendiği ilk albümünü bitirdi. Ve kendisiyle aynı adı taşıyan albümü, geçen hafta satışa çıktı. Yedi yıldır Kenan Doğulu'nun vokalistliğini yapan; Kenan Doğulu, Emel Müftüoğlu ve Ferhat Göçer'in albümlerine şarkı veren Sıla, kendi albümünü Ozan Doğulu'ya emanet etti. Kenan Doğulu da albümün çıkış şarkısı '...dan sonra'ya da yazdığı rap sözlerle eşlik ediyor. Gençoğlu bu şarkı için; 'Biraz öncü, sivri bir şarkı. Hepimizin içinde sakladığı agresif tarafları göz önüne serdik' diyor.
* Bundan 9 ay önce 'Sıla' dizisinin müziği ile ilgili yaptığımız ilk röportajda 'anlatacak çok şeyim yok' demiştiniz. Şimdi anlatacak şeyleriniz var mı? Evet, artık kendi albümüm var. Ozan Doğulu prodüktörlüğünde 3-4 yıldır üzerinde çalıştığımız albüm nihayet bitti. Albüme kendi adımı verdim. Olan biten her şeyden çok memnunum. Albüm belli bir konsept taşımıyor, 'elektronik ya da akustik müziğin savunucusuyum' diye bir şey söz konusu değil; her ikisi de var. Şarkıların sözlerini ben yazdım ama besteler müzisyen arkadaşlarımla ortaklaşa yapıldı. Ben değişken biriyim. Bu yapım albüme de yansıdı. İçimdeki her farklı kadının, söylediği lafları şarkılarımla anlatmaya çalıştım.
HİKAYELER GERÇEK
* Albümde anlattığınız aşklar gerçekten yaşandı mı? Tabii ki yaşadığım şeyler ama sadece benim yaşadıklarım değil; diğer insanların yaşadıklarını da kapsıyor bu şarkılar. Herkesin bir ifade yolu var; benimki de şarkı yazmak ve söylemek. Aşk var, ayrılık var, ruh hallerimiz var. Hayata dair yazacağım şarkılar, ya da yazdığım şarkılarda söyleyeceğim daha bir sürü söz olacak aslında. Biraz kadın-erkek ilişkileri, insani durumlarımızı anlatan bir albüm oldu. Çünkü, ben bir yerden sonra anladım ki, hikayelerin hepsi bir, hayatların hepsi bir. O yüzden, hepimizin hayatında var olan şeylerden bahsediyorum aslında.
* Kenan Doğulu'nun vokalistliği defteri kapandı mı artık? Evet, tam yedi yıl vokal yaptım Kenan'a, ama artık geri vokal defteri kapandı. Şimdi ben dinleyicimin karşısına çıkacağım. Tabii ki yıllardır birlikte çalıştığım orkestra arkadaşlarım ve Kenan'dan ayrılmak zor oldu. Duygusal olarak biraz hüzünlüyüm. Ama kendi albümümün heyecanı da başka...
KENAN RAP YAPTI
* Kenan Doğulu'nun desteği oldu mu albüme? Kenan çok inandı, çok destekledi beni. Çıkış şarkıma kendi yazdığı sözlerle rap yaptı. Klibimde de oynadı. Buradan tekrar teşekkür ediyorum kendisine. Albümde 15 şarkı var. Sözlerin hepsini ben yazdım. Bir tane şarkı da tiyatrocu ve çok yakın arkadaşım Gözde Kansu'yla ortak çalışmamız. Yalın'ın bir tane bestesi var. Çıkış şarkısı '...dan sonra'nın müziği Ozan Doğulu'ya ait. Efe Bahadır ve bana ait besteler de var.
* Neredeyse her şarkıda Efe Bahadır imzası var zaten... Efe Bahadır benim uzun yol arkadaşım hatta kullanamadığım sol elim. Bilgi Caz Vokal'den gelen bir okul arkadaşlığımız var. Daha sonra ruhumuzun çoğu yerde çok kesiştiğini görüp yola birlikte devam etme kararı aldık. Bestelerimizi genelde beraber yapıyoruz. Albümde bir de düetimiz var. Aranjörlerimiz de; Mustafa Ceceli, Murat Yeter, Ozan Doğulu, Efe Bahadır. Müzisyenler ruhlarını akıttı bu albüme.
* Kenan Doğulu, Ferhat Göçer ve Emel Müftüoğlu'nun albümlerine de şarkı vermiştiniz ama bu yanınız pek bilinmiyor değil mi? Müzik camiasında biliniyor ama dışarıdan çok kişinin bildiğini sanmıyorum. Şarkılarımı, duygularımı paylaşmaktan çok keyif alıyorum. Kendime de şarkı yapacağım başkalarına da. Çünkü işin mutfak kısmı çok keyifli, misafir ağırlamak çok güzel.
SOĞUK DURUYORUM * Söz yazarı, besteci ve yorumcu olarak polemiklere yakın mı yoksa uzak mı duracaksınız? Hiç polemiklere bulaşmak gibi bir niyetim yok! Bu bir tercih meselesidir. Cevap vermek ya da vermemek insanın kendi elinde. Ben cevap vermeme kararındayım. Zaten bana sataşacaklarını da düşünmüyorum. Çünkü gündem yaratma gibi bir derdim olmayacak.