ALDATILMAK
ne güzel başlamıştık biz ikimiz...
daha ilk bahar başlamadan,
kuşlar bile aşkı tatmadan
ne oldu sonra yarim ne olduda vazgeçtin
beni kandırdın aldattın
artık inanmıyorum hiç birşeye
ne dünyaya ne de sevgiye
ESİR (SEN GİTTİN)
Sen gittin günler bana sanki bin asır
Mutsuzluğun gölgesi yüzüme yansır
Odalar olmuş zindan bense bir esir
Gel son nefesimi vermek üzereyim
Sen gittin saatler sanki durmuş gibi
Sensizlik beni kalbimden vurmuş gibi
Ayrılık dört bir yanımı sarmış gibi
Gel son nefesimi vermek üzereyim
Sen gittin çağlamıyor gayrı bu nehir
Yaşatmıyor beni,kovuyor bu şehir
Ayrılığın neyin nesi,söyle nedir
Gel son nefesimi vermek üzereyim
Sen gittin ziyan oldu o güzel yıllar
Mutsuzluğa çıktı gittiğim tüm yollar
Benden söz ediyor kahrolası diller
Gel son nefesimi vermek üzereyim
Sen gittin kalbim kırık,gönlüm yaralı
Merhemlerin olmaz bana hiç yararı
Soldu aşk bağımın yeşil yaprakları
Gel son nefesimi vermek üzereyim
TEK BAŞINA BİR ÇİÇEK
Gece olsam
Yıldız olsam
Ormanın derinliklerinde
Tek başına bir çiçek
Terk edilmiş bir şehir
Hiçliğin tam ortasında yaşasam
Kimse bilmese beni
Kimse umursamasa
Ve benim için
Vakit dolduğunda
Göçmen kuşlar gibi
Sessiz sedasız ayrılsam
Yabancısı olduğum bu diyardan
SEVGİLİ DİYE
Aşk şarabı içtim senin elinden,
Ezgiler dökülür gönül telimden.
Hiç şikayet etmem çektiklerimden,
Bağrım yanar olsun sevgili diye.
Aşk yoluna umut bağlayan bilir,
Hasretle ah çekip ağlayan bilir.
Yunus gibi coşup çağlayan bilir,
Gönlüm pınar olsun sevgili diye.
Karanlıkta ışık arar gözlerim,
Mubarek yüzünü görmek isterim.
Adın dua gibi,okur söylerim,
Dilim anar olsun sevgili diye.
Bin şiir gibisin duygularımda,
Sana sığınırım kaygılarımda.
Cennetin görünsün uykularımda,
Düşüm sunar olsun sevgili diye.
Adını huşuyla ansın dudaklar,
Gönlümün gözüyle yakın uzaklar.
Yoluma kurulsun zevkten tuzaklar,
Nefsim sınar olsun sevgili diye.
Mor karanfil benim,fesleğen benim,
Aşkınla gönlümü besleyen benim.
Bir ömrü yaşarken eskiyen tenim,
Bir can sunar olsun sevgili diye.
BİR ÇOCUK AĞLIYOR
Koşuyor saatler,dönüyor dünya,
İnsanlar telaşlı,dünya telaşlı.
Dinleyin anneler,duyun babalar,
Bir çocuk ağlıyor gözleri yaşlı.
Zaman bir tiyatro:Açılmış perde,
Mekan:Adliye Sarayı ve bir de,
Boşanma davası varken içerde,
Bir çocuk ağlıyor çatılmış kaşlı.
Davacı,davalı,tanık burada,
Yargıcın yüreği yanık burada.
Herkesin vicdanı sanık burada,
Bir çocuk ağlıyor masum bakışlı.