Arama

Elfler - Tek Mesaj #6

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ekim 2005       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tolkien'e göre yaradılış efsanesi..

Bölüm III

Lambaların Çağları

Arda'nın yaradılışı ve şekillendirilmesinin ardından, Quenta Silmarillion ile Tolkien'in yıllık ve kronolojilerinin diğer yayınları Ambarkanta ile Valinor Yıllıkları, İlk Savaşta Arda'nın zarar görmesine rağmen Valar'ın dünyayı büyük güzellik ve uyumdaki doğal harikalarla doldurdukları, Lambaların Çağları olarak bilinen “ Idilik bir dönemdi..” diye anlatırlar. Bu çağlar isimlerini, Vaların dünyayı aydınlatmak için yarattığı iki devasa büyülü lambadan alır.
Bu altın lambaları Demirci Aulë yapmış ve Rüzgarların Kralı Manwë'nin eşi Yıldızların Kraliçesi Varda içlerine ışığı yerleştirmiştir. Diğer Valar’ın birlikte çalışması ile bu lambalar tüm dağlardan daha yüksek birer devasa sütunun üzerine yerleştirilmişlerdir. Lambalardan biri Orta Dünyanın kuzeyinde Helcar adı verilen içdenizin ortasına yerleştirilmiş ve Illuin olarak adlandırılmış, diğeri ise Orta Dünyanın güneyindeki Ringil adı verilen içdenizin ortasına yerleştirilmiş ve Ormal olarak adlandırılmıştır.
Lambaların Çağlarında, Arda'nın tam ortasında yer alan Büyük Göldeki Almaren Adasında İlk Valar Krallığı kurulmuştur. Güzel Valar ve Maiar sarayları ve kuleleri ile dolan bu krallık, görülmeye değer bir harika idi ve bu dönemde dünya mutluluk ve ışıkla dolmuştu.
Arda'nın İlkbaharı olarak da bilinen bu Idilik dönemde Meyve Veren Yavanna, büyük ormanlar ve geniş otlaklar yaratarak bunları pek çok narin ve güzel kara ve su yaratığı ile doldurdu.
Fakat bu dönemde kurulan tek krallık Almaren değildi. Kuzeyde kötü Maiar ruhları yeniden bir araya geldiler ve Melkor Arda'ya geri döndü. Melkor kuzeyde gizlice büyük bir sur gibi Demir Dağları'nı yarattı ve bunların altında kötü kalesi Utumno'yu kurdu. Bu sığınağından, Valar’ın yarattıklarına zarar vermeye başladı; sular ve ormanlar yavaş yavaş zehirlendi. Yavanna'nın güzel yaratıkları şekil değiştirip işkenceye maruz kalarak kan isteyen canavarlar haline geldiler.
Sonunda yeterince kuvvetlendiğine inanan Melkor kötü ordusu ile Valar’a saldırdı. Onları hazırlıksız yakalayarak, Büyük Lambaların üzeirnde durduğu devasa sütunları yıktı; dağlar devrildi ve lambaların ateşi dünyaya yayıldı. Bu kargaşada Almaren Krallığı tamamen yokoldu.
Bu korkunç kavgada, Arda'nın İlkbaharı da sona erdi ve yerin yokedici ateşleri, yer sarsıntılarının yarattığı kargaşa ve yükselen denizler hariç dünya bir kez daha karanlığa gömüldü. Dünyanın tamamen yokolmasını engellemek için bu büyük kargaşayı sona erdirmek, Valar’ın tümünün gücünü bir araya getirmesini gerektirdi. Bu kargaşanın ortasında Melkor'la savaşmak ve daha fazla yıkıma yol açmak yerine Valar, Almaren ile Orta Dünyayı tamamen terk ettiler. Batıya giderek daha sonra Ölümsüz Topraklar adını alacak olan büyük kıta Aman'a yerleştiler. Böylece Lambaların Çağları, Valar’ın batıda yeni bir krallık kurması ve Orta Dünyanın yıkılmış topraklarını Melkor'un kötü güçlerine terk etmesi ile sona erdi.
 
Son düzenleyen Blue Blood; 4 Ekim 2005 12:04