düş
gece yine vurur yurdunda
beni
Cilo dağı uyanmaz
oysa bağrına kurt düşmüştür
her biri
hayvan heybetinde
rutubet oturmuş başköşeye
karyolamın çemberi
metal ses verir
nereye dönsem
kırılır hayalin
uyusam korkarım
karabasan
uzak bir patlama sesi
dolaşır birden
devriye nöbetinden dönen asker mi yoksa
kim bilir mektubunun
hangi yerinde ölümden söz etmiş
yoksa sebebine at yükü
mazot denilen mi
yakılmıştır kim bilir
buradaki gök kara
orda kızıldır
alevden
vurur işte alnım şakına
sizin pencereden
sızan ışık
belli ki uyumadın daha
belki de okuduğun kitabın
her sayfasından gözlerine
sinen yorgunluğu silen
benim
öyle olması ihtimali
dışındadır beni fark etmediğin
bak söndü o ışık
ve gece vurdu beni
uyudu umutlarım