Kâğıt -dı
TDK, Türk Dil Kurumu
isim Farsça k¥¦a£
1 . Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak:
"Yazı kâğıdı. Duvar kâğıdı. Sigara kâğıdı."- .
2 . (sıfat) Bu yapraktan yapılmış:
"Gece hafif rüzgârlarla sallanan kâğıt fenerlerin aydınlığında dans edilir."- A. Haşim.
3 . Yazılı kâğıt yaprağı, pusula, tezkere:
"Belediye kâtibine bir kâğıt götürmüştü, dönerken kasabın çırağına rast geldi."- M. Ş. Esendal.
4 . Yazılı sınav kâğıdı.
5 . İskambil kâğıdı.
6 . Belge ve doküman:
"... hâkim kararı olmadıkça ... kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz."- Anayasa.
7 . Menkul kıymetler borsasında işlem gören tahvil, hisse senedi gibi mali değeri olan senet.
8 . Menkul kıymetler.
9 . (halk ağzında) Kâğıt para:
"Kalkıp cevabını veriyor; bilirse ne âlâ, beş bin kâğıdı cepledi demektir."- A. İlhan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- kâğıda dökmek
- kâğıt açmak
- kâğıt kaleme sarılmak
- kâğıt oynamak
- kâğıt üzerinde (veya üstünde) kalmak
Birleşik Sözler
- kâğıt ağacı
- kâğıt balığı
- kâğıt dutu
- kâğıt helvası
- kâğıt kebabı
- kâğıt oyunu
- kâğıt para
- kâğıt torba
- atık kâğıt
- değerli kâğıt
- kaba kâğıt
- mumlu kâğıt
- müsveddelik kâğıt
- üçkâğıt
- yağlı kâğıt
- zamklı kâğıt
- aşı kâğıdı
- bakkal kâğıdı
- borsa kâğıdı
- boş kâğıdı
- celp kâğıdı
- cevap kâğıdı
- çağrı kâğıdı
- daktilo kâğıdı
- duvar kâğıdı
- el işi kâğıdı
- esericedit kâğıdı
- folyo kâğıdı
- fon kâğıdı
- hüsnühâl kâğıdı
- ikametgâh kâğıdı
- imza kâğıdı
- iskambil kâğıdı
- kafa kâğıdı
- karbon kâğıdı
- kaymak kâğıdı
- kese kâğıdı
- kopya kâğıdı
- kraft kâğıdı
- krepon kâğıdı
- kurutma kâğıdı
- kuşe kâğıdı
- matris kâğıdı
- mazeret kâğıdı
- mulaj kâğıdı
- nüfus kâğıdı
- oy kâğıdı
- oyun kâğıdı
- ölüm kâğıdı
- parşömen kâğıdı
- pergament kâğıdı
- saman kâğıdı
- sevk kâğıdı
- sigara kâğıdı
- teksir kâğıdı
- temiz kâğıdı
- turnusol kâğıdı
- tuvalet kâğıdı
- yan kâğıdı
- yazı kâğıdı
- yazılı kâğıdı
- zımpara kâğıdı