Mutsuz kraliçe
Etekleri buz tutmuş
O mutsuz kraliçe
Artık inanmıyor
Gözün büyüsüne
Günlerdir beklediği ses
Gizlenmiş tepelerin ötesine
Arasıra buluşup
Kervanların sığacağı darlıktaki
Sokaklardan sözeden adam artık yok
Anlayan yok
Baharat satılan hanların
Kokulu yalnızlığından
Bir ses bekliyor ısrarla
İnce parmaklı tütün kokusundan
Ormanda fısıldayan
Güz kadar yaşlı kralice
Dökülüyor
Buzdan ve siyah eteğiyle
Rüzgar Dolu Konaklar-Metis Edebiyat
Kadınlar
Mavi dövmeleri
Ve bitmek bilmez yasların çürük izleriyle
Durup ateşe bakıyorlar.
Rüzgar estiğinde hepsi ürperiyor
Göğüsleri değiyor toprağa
Ellerinde yanan odunlar taşıyan kadınlar
Siyah kazanların pası çökmüş yaşlılığıyla
Dolaşıp duruyorlar.
Ateşin öfkesi kabardığında
Sesler artıyor.
Orada ateş hiç bitmiyor
Söndürmek bir bela
Göğüsleri pörsüyen kadınlar
Ellerinin korkunç inceliğiyle
Tutacakları odunların sertliğini düşünmekte
Ve susmaktalar.
Sustuklarında yaşları farkedilmiyor
Toprak kokuyor bağırdıklarında
Nereye yaslanacaklarını ututtuklarından
Gözlerini toprağa bırakıyorlar
Çünkü bulutlar gökte kalıcı değil
En içten
Toprağa veriyorlar kendilerini
Ve kokuyorlar arasıra