Gözlerimde İstanbul Soyunur
Bir garip olurum, ne zaman gelsem sana,
Dingin bir huzur kaplar içimi,
İsterim ki, dört bir yanını gezmek,
Anladım artık, ömrüm kafi gelmeyecek,
Sultanahmet, Çamlıca, Beyoğlu, Üsküdar,
Her semtin, kendi makamında şarkılar söyler,
Ezanlar çan sesiyle, kardeşçe yankılanınca,
Binlerce güvercin havalanıp, barış türküsü söyler
Her mevsimin sende ayrı bir tadı var,
Emirgan’ın kendini sevdiren bir adı var,
Bunaltarak geçen yazın ardından,
Tatlı bir hüzündür, sonbaharda adalar,
Sana şarkı yazsam, uyduramam kipi,
Türkü yaksam, notaların gözleri ıslak,
Dört yanın cennet, her taşın tarihi yapı,
En öpülesi yerin, Fatih’in girdiği kapı,
Bulutlardan, üstüne düşen bir damlayım,
Dolaşsam, kuytu köşelerinde boydan boya,
Dudağımı özlemle, dayayıp yanağına,
Öpsem seni, mavi gerdanından doya doya,
Adını duyduğum an, yüreğimde martılar uçuşur,
İçimde hüzünler yeşerir, elim buz olur,
Ne zaman, güzel bir kadın görsem,
Gözlerimin önünde, İstanbul soyunur,
İstanbul, bilmem ki sana nasıl bağlandım,
Kimler aramızdaki bağa, yıllarca düğümler attı,
Ayrılamam senden, türbesin artık gözümde,
Hangi yönüne selam dursam, duam seninle.
Doymadım, doyamadım sana İstanbul,
En iyisi benim için, göklerinde mezar hazırla,