Veremli güvercin
Dolaşırken kan bedenin labirentlerinde
veremli bir güvercin uzatıp gagasını
maktül bir solucandan miras kalmış gibi
eşeleyip durur toprağın derisini
bilmez ki çimler kenesidir toprağın
ve çimler duvaktır toprağa
sabaha nikahı kıyıldığında
ve bir de ihtiyar kadınlar iyi ezer üzümü
bilirler ve beddua ederler
dilberlerin karşısında kim içerse şarabı.
Sana geliyorum
Görmeden, doğduğum gecenin seherini
Ellerim değmeden anama,
Ve günah izi yokken dudaklarımda,
Bebeklere has bir dille ağlayarak,
SANA geliyorum SANA
Çırıl- çıplak
Köklerim siğmadı zamana;
Silktim ham meyvelerimi utandım da,
Bir garip ağaç oldum aşk uükesinde,
Kutsal duygularınla donandım yaprak yaprak
SANA geliyorum SANA
Dal- budak
Ne bir dürüm ekmek var heybemde
Ne içecek suyum kana kana...
Bir tutam umutla düştüm yollara,
Bazan yürüyerek, bazan koşarak
SANA geliyorum SANA
Yalınayak
Yollar uzadıkça yük ağırlaştı,
Ateş düştü gönlümdeki harmana
Bıraktım ağrıyı, sızıyı bir yana;
Hasretinden ipil ipil yanarak,
SANA geliyorum SANA
Bir avuç toprak
Seyrettim uzaktan benliğimi ki,
Et, kemik, kan değilmiş mana
Habibin hakkına, İsmin hakkına
Af dilemek icin ağlayarak,
SANA geliyorun SANA
Ya HAKK...
Son düzenleyen Mystic@L; 28 Ağustos 2006 01:12
Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi