Her insan farklıdır. İnsanlar arasındaki fiziksel, zihinsel ve duygusal anlamdaki farklılıklar tahmin edilenlerden çok daha fazladır.
Doğuştan gelen farklılıkların yanısıra yetişme ve eğitim süreçlerinde karşılaşılan durumlar ve yaşanan deneyimler de çok farklı olduğundan farklılaşma artarak devam eder.
İnsanları değerli kılan çoğu kez farklı özellikleridir. İnsanlar değişik, ilginç ve özgün yönleriyle farkedilirler, tanınırlar ve hatırlanırlar. Bu nedenle, sıradan bir yaşam sürmek ve iş ortamında herhangi bir kişi olmak istemeyen insanlar farklı özelliklerini bilmeli, bunları ortaya çıkarmalı, geliştirmeli ve kullanmalıdırlar.
Bu anlamda, özellikle kariyer arayışında ya da kariyerinin başlangıç yıllarında olan gençlerin eğer iş yaşamında farkedilmek, öne çıkmak ve daha iyi yerlere gelmek istiyorlarsa başkalarından farklı olmaya daha çok çaba göstermeleri gerekir.
Günümüzde iş dünyasında önem kazanan takım çalışması anlayışı, benzer özellikleri olan değil farklı özellikleri olan takım üyelerini gerektirmektedir. Hemen herkesin bildiklerini bilen, çok yaygın olan kişilik özelliklerini sergileyen, herkes gibi düşünen ve davranan takım üyeleri çok fazla bir katma değer yaratmazlar.
Rutin sayılabilecek, seri ve standart işlerin yapıldığı organizasyonların dışında hemen tüm şirketler; üretken ve yaratıcı düşünen, farklı bakış açılarıyla çözümler ortaya koyan, yenilikler yapan, değişime kolay uyum sağlayan, hatta değişimleri başlatan takım üyelerine ihtiyaç duymaktadırlar.
Bütün bu nedenlerle; tüm çalışanların, özellikle gençlerin kendilerini farklılaştıracak, değişik bilgi, beceri ve tutum geliştirmelerine fırsat sağlayacak yeni deneyimlere istekli ve hazır olmaları gerekir. Bu deneyimler; çeşitli seminerler, eğitimler, kurslar, seyahatler, yeni insanlar, değişik ortamlar veya sistematik olarak sürdürülecek uğraşlar ile kazanılabilir. Doğru seçildikleri takdirde; kitaplar, filmler, geziler, konuşmacılar, eğitimciler ve arkadaşlar çok değişik deneyimlerin kazanılmasına yardımcı olabilirler. Hiçbir insanın ömrü tüm deneyimleri kendi başına yaşayacak kadar uzun olmadığından kişisel gelişimi desteklemek anlamında başkalarının deneyimlerinden de yararlanmak gerekir.
Ancak, kişisel gelişim ve farklılaşma süreci insanı hiçbir şekilde bencilliğe, yalnızlığa ve içe dönüklüğe götürmemelidir. Farklı, özgün ve güçlü olma duygusunun anlamsız bir bağımsızlık, bağlantısızlık saplantısına yol açmasına izin verilmemelidir. Günümüz insanı için önemli ve anlamlı olan, toplumsal yaşama uygun düşünmek ve davranmaktır. İnsanların başkaları tarafından benimsenmesi ve değer verilmesi, yaptığı işlerde ve kurduğu ilişkilerde onlar için anlamlı katkılar sağlamasına bağlıdır. Paylaşma isteği, hizmet etme dürtüsü ve takım çalışması alışkanlığı olan insanlar karşılıklı bağlantılılık anlayışını, ait olma bilincini kazanmış ve olgunlaşmış olan insanlardır.
Kişisel olgunlaşma sürecini tamamlamış, etkili insan olma özelliklerini kazanmış insanlar, farklı ve özgün insan olmanın ve ait olmanın gereklerini rahatlıkla birlikte yerine getirebilirler. Farklılıkları toplumsal bütünleşme süreci için bir engel olarak değil ait olma duygusunu uyarıcı ve zenginleştirici güçler olarak görebilirler.
Bir insanın kişisel gelişim sürecinde birey olma ve ait olma boyutlarını birbiriyle çelişen değil, tam tersine birbirini dengeleyen ve destekleyen güçler olarak görebildiği sürece yaşamın temel amaçları olan huzur, mutluluk, güven ve başarıyı elde etmesi çok daha kolaylaşacaktır
