Hâlâ
Billur bir suydu gülüşün,
En uzun gecelerimde
Akar hâlâ.
Seni uyanmıştım,
Mevsimsiz bir sabaha.
Saçlarını tarar parmaklarım,
Geçmiş zaman aynalarında hâlâ.
Dünsüz, yarınsız,
Yaşanan an rüzgâr.
Yelesinde Anka,
Bozkır yorgunu bir doru tay
Ve kanallar boyu yıkanırdı zümrüt
Aşk.
Sen avare ıslıklarım,
Sen uçurtmalarımın sesi,
Ballaşan yemiş,
Kokulaşan gül,
Tadın ve terin,
Kanat çırpar
Yörük ruhumda hâlâ.
Ne bir hüzün, ne de gözyaşı
El sürmeden kaktüslere,
Sislenmeden günce,
Çekip gidecektik
Bir yabancı gibi;
Gittik.
Seni uyanmıştım,
Billur bir suydu gülüşün.
Adın alazlanıyor,
Küller arasından hâlâ.
Hani?
Bu ne türlü ihtiras
Sarık sardı her papas?
Mütehassıs çok ama
Bilmem nerde ihtisas?
İşte gene ortalık
Eski hamam eski tas!
Piyasada aranan
Hep yalanla iltimas
Nu umalım kalaydan
Altın bile tuttu pas!
(Rest!) çekince kumandan
Generaller dedi
as!
Son düzenleyen Mystic@L; 29 Ağustos 2006 01:31
Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi