Arama

Musul-Kerkük Sorunu - Tek Mesaj #3

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ocak 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
MUSUL SORUNU VE SONUCU

Musul ve çevresi çoğunlukla Türklerin yaşadığı bir bölgeydi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu bölgeyi İngilizler işgal etmişlerdi. Musul ve yöresinde zen­gin petrol yatakları vardı. Bu açıdan İngilizler, bölgeye özel bir önem veriyor ve buraları kaybetmek istemiyorlardı.

Musul, Misakımillî sınırları içinde yer alıyordu. Bu sebeple Lozan barış görüşme­lerinde Musul’un, Türk vatanının bir parçası olduğu savunulmuş ve Türkiye’ye katıl­ması istenmişti. Ancak İngiltere, Musul’un kendi mandası olan Irak Hükûmeti’ne bı­rakılmasını savunmuştu. Bu nedenle Musul sorunu bir çözüme kavuşturulamamıştı. Lozan görüşmelerinde çözümlenemeyen Musul sorununun İngiltere ile Türkiye ara­sında yapılacak ikili görüşmelerle çözüme kavuşturulmasına karar verildi.
Musul sorununun çözümü için yapılan görüşmeler, 1924 yılında İstanbul’da başla­dı. Türkiye Cumhuriyeti, Musul’da halkın çoğunluğunun Türk olduğunu ve Musul’un Misakımillî sınırlan içinde bulunduğunu ileri sürüyordu. İngiltere ise Musul’un, sömür­gesi olan Irak’ın bir vilayeti olduğunu iddia ediyordu. İngiltere, Orta Doğu’daki varlığı­nı sürdürmek istiyordu. Musul petrollerinin başka bir devletin eline geçmesini istemi­yordu. İngiltere, uzlaşmaz bir tutum içindeydi. Bu nedenle İstanbul’daki görüşmeler bir sonuç vermedi. Bunun üzerine İngilizler, konuyu Milletler Cemiyeti’ne götürdüler.

Milletler Cemiyeti, başta İngiltere olmak üzere Avrupalı büyük devletlerin etki­si altındaydı. Bu nedenle Musul konusunda lehimize bir kararın çıkması güçtü. Mil­letler Cemiyeti’ndeki görüşmeler uzayınca, bazı konuların Lahey Adalet Divanı’na götürülmesi kararlaştırıldı. Buradan da olumlu bir sonuç çıkmadı. Bu arada İngiliz­ler, Türkiye – Irak sınır bölgesinde karışıklıklar çıkardılar ve 1925 yılında Güney­doğu Anadolu’da çıkan Şeyh Sait Ayaklanmasının başlamasında da etkili oldular. Güneydoğu Anadolu’daki Türk ordusu, bu isyanı bastırmakla uğraşmaya başladı. Ayrıca İngilizler, Hakkâri bölgesinde Nasturileri de ayaklandırdılar. Türk Hüküme­ti, bu ayaklanmalarla uğraşırken İngiltere ile de silahlı bir çatışmaya girmek isteme­di. Bunun üzerine İngilizlerle görüşmelere başlandı. Bu görüşmelerin sonucunda, 5 Haziran 1926′da Türkiye ve İngiltere arasında Ankara’da bir antlaşma imzalandı.

Bu antlaşmaya göre;

• Musul, Kerkük ve Süleymaniye, İngiliz sömürgesi olan Irak’a bırakıldı.

• Türk – Irak sının belirlendi.

• Irak, Musul’dan elde ettiği petrol gelirlerinin % 10′unu 25 yıl süreyle Türki­ye’ye vermesi kararlaştırıldı. Fakat Türkiye bu hakkından içinde bulunduğu eko­nomik krizin etkisiyle 500 bin İngiliz sterlini karşılığında vazgeçmiştir.

Yapılan antlaşma ile Türkiye, bölgedeki siyasi iddialarından vazgeçmiş oldu. Ancak Irak yönetimi Ankara Antlaşması’nın şartlarına bağlı kalmadı. Musul, Ker­kük ve Erbil’de yaşayan Türkmenler üzerindeki ekonomik ve kültürel baskısını ar­tırdı. Günümüzde Irak’ta yaşanan olaylar bölgede yaşayan Türkmenlerin durumu­nu iyileştirmemiş, hatta yeni sıkıntılar yaşamalarına neden olmuştur.

Arkadaslar en kısa ve iyi anlatımlı olan budur .... kendi okul kitabımdan vs yazdım ve topladım alıntı değildir... baska bir yerde aynısını bulamazsınızz .....