Sen Ey Ömür
Doğduk kundaklandık,emekledik yürüdük
Kucaklandık, düşe kalka günbe gün büyüdük
Ana babamızı bir ağlayışla nöbete sürüdük
Gece uykusuzluklarını gündüzlere bürüdük…
Şehzade kıyafeti giydirildik, sünnet edildik
Top koşturduk terledik geç vakti bilmedik.
Yaldızlı taşlı küpe uğruna kulak deldirdik
İp atladık, dantelleri göz nurumuzla işledik..
Siyah önlük kolalı beyaz yakayla tanıdık okulu
Çantamız kalem defter,kitabımız bilgiler dolu.
Öğrenme sevinciyle her gün adımladık o yolu
Beceri değerlendirilmesiyle seçtik eğitici kolu..
İlköğretimin önce beş, sonra sekiz yıl eğitimini
Sınıfça okunurdu Türk Çocuğu’nun ilke yemini
Sevenlerle paylaşırdık karne hüznü’nü sevincini
Tatilde sabırsızca yaşardık okul arkadaş özlemini.
İlk,orta ve lise mezuniyetiyle alındı diplomalar
Sırada üniversite var tercihiyle bekliyor sınavlar..
Sonuç bellidir, sınırlıdır açıklanan kontenjanlar
Ya devam ya tamamla,dayanılmaz vedalaşmalar.
Gençlikle gelecek hayallerini harmanlayarak
Kimimiz üniversiteli, kimimimiz boşta kalarak
Kimimizse çalışma hayatında işe başlayarak
İstemeden yönlendirildi rotamız farklılaştırarak…
Kazanırsan üniversiteye,bulursan işe girersin
Sen ey ömür! hep bir aşama beklentilerindesin
Ya evlenmiş ya bekarsın, yahutta askerdesin
Hayat kavgasında tek başına, kendi kendinlesin.
Çoluk çocuğunla,kendi yaşadığın tecrübelerinle
Onurundur zoru aşarak kazandığın mücadelerinle
Gelecek nesile iyi şeyler bırakmak düşüncelerinle
Helal lokmalarınla dürüstlük yükselir alınterinle…