Arama

Kıraç - Tek Mesaj #28

_cesminaz_ - avatarı
_cesminaz_
Ziyaretçi
17 Şubat 2011       Mesaj #28
_cesminaz_ - avatarı
Ziyaretçi
Müziğin patronu Kıraç, paranın patronu Bilgiç



Türk rock müziğinin başarılı ismi Kıraç, dizi yapımcılığı, animasyon film üretimi derken şimdi de özel tiyatroculuğa soyundu.


Türk rock müziğinin başarılı ismi Kıraç, dizi yapımcılığı, animasyon film üretimi derken şimdi de özel tiyatroculuğa soyundu. Kıraç'ın şirketlerinde 50 kişi çalışıyor. Paranın yönetimi ise daha çok eşi Ayşe Şule Bilgiç'e ait...

CEM Karaca'nın veliahtı olarak tanıdık onu. Ancak kısa sürede rüştünü ispat etti ve Türk rock müziğinin en önemli seslerinden biri haline geldi. Albümlerinin yanı sıra ses getiren dizi ve sinema filmi müzikleriyle hayran kitlesini her geçen gün artırmayı başardı. Kıraç, geçen yıl dizi yapımcılığını da denemiş ve iki dizi çekmişti...

Tufan Kıraç, bir yandan da animasyon film işin yürütüyor. Hayal Dünyası Animasyon Stüdyosu, şu sıralar TRT Çocuk kanalı için Pepe adında bir animasyon film çekiyor.
Sanattan kazandığını yine satana yatıran Kıraç, bugünlerdeyse Bakırköy'de kuracağı özel tiyatronun heyecanını yaşıyor. Halen Garbiyeli ve Rüzgar Yapım adında iki şirketin ortağı olan Kıraç'ın Salıpazarı!nda da bir Fenerium Ouetlet mağazası bulunuyor. Bütün bu işlerde en büyük yardımcısı ise eşi, oyuncu Ayşe Şule Bilgiç.Eşim paradan benden daha çok anlar diyen Kıraç ile sanattan ekonomiye uzanan bir sohbet yaptık...

Bir dönem dizi yapımcılığına da soyunmuştunuz. Neden bu sezon dizi çekmediniz?
Evet, iki dizi çekmiştik. Gönül Salıncağı'nı TRT'ye yaptık. Ancak TRT de reyting yarışına girince bitmek zorunda kaldı. Star TV için çektiğimiz yaptığımız Pulsar ise yazlık projeydi. Aslında çok da iyi reyting alıyordu. Ancak kanal yönetimi, yayın politikası gereği yetişkin dizilerine ağırlık vermek istedi. Ayrıca ekonomik kriz geliyordu. Güvendiğimiz bazı dostlar,Siz yeni bir yapımcısınız. Kriz geliyor, acı çekmeyin. Kazanmış olarak bitirin dedi. Halen diziler maddi açıdan toparlanamadı. Bu dönem gündemimizde dizi yapmak yok. Belki yaza doğru olabilir.

TRT Çocuk'a Pepe adıyla animasyon filmi yapıyorsunuz. Nasıl oldu bu işe girmeniz?
Aslında bu eşim Ayşe Hanım'ın fikri. Animasyon Türkiye'de çok yeni bir sektör. Ancak geleceği çok parlak. Pepe, geçen yaz başında yayınlanmaya başladı. Aslında Pepe'yi yaratmak için bir kişiyle yola çıkmıştık. Şimdi 10 kişilik ekibimiz var. Hayal Dünyası Animasyon Stüdyosu'nu kurduk. Şimdilik para kazanma amacında değiliz; yatırım yapıyoruz. Daha büyük çaplı projeler yapmak istiyoruz.

Pepe karakterinin yan ürünlerini de çıkaracak mısınız?
Girişimlerimiz oluyor. Bir iki oyuncak firmasıyla konuşuyoruz. Animasyonun çok ciddi bir reklam potansiyeli var. Türkiye'de firmalar henüz bunun farkında değil. Zaten onlar farkına varınca Türkiye'de animasyon sıçrayacak. Dünyada animasyonun yan gelirleri çok önemli. Türkiye'de Benten (Ben 10) diye bir çizgi film oynuyor. Dünyada kimse seyretmiyor ama bunun Türkiye'de çılgın bir yan geliri var. Çocuklar Benten saatleri için çıldırıyor.

Sizin en önemli çalışmalarınızdan biri de dizi filmlere müzik yapmak. Halen kaç dizinin müziğini yapıyorsunuz?
Dördüncü dizimizi almak üzereyiz. Garbiyeli diye bir firma kurdum. Üç kişilik bir ekip olarak çalışıyoruz. Soner Çorak, Nevzat Yılmaz ve ben. ATV deki Unutulmaz, Aşk ve Ceza, FOX TV deki Ömre Bedel dizelerinin müziklerini yapıyoruz. Dördüncü dizimizse yine yakında ATV de başlayacak olan Gönülçelen olacak.

İş yükünüzün ne kadarını dizi müzikleri için ayırıyorsunuz?
Özellikle dizilerin ilk aşamasında çok zaman alıyor. Dört dizinin müziğini yapıyoruz. Dört günüm kilit. Aşk ve Ceza, Gönülçelen için çok hassas dönemler. Bu yüzden ekstra özen istiyor.

Dizi müziklerinden çok kazandığınız söyleniyor...
Hayır, öyle inanılmaz paralar kazanmıyorum. Ama iyi kazandığımı söyleyebilirim.

Albüm satışlarınız nasıl gidiyor?
Albüm satışlarımızdan hiçbir geri dönüş yok. Albümlerden bir şey kazanmıyoruz. En iyi satan benim ama rakamlar çok düşük. En çok satan albüm bile 100 bini bulmuyor. Oysa 5 yıl önce 500 bin, 1 milyon satıyordu.

Bu açığı konserlerle mi kapatıyorsunuz?
Pek değil. Aslında benim konser sıkıntım yok. Kazanıyorum da. Çünkü tercih ediliyorum. Ama bunu diğer pek çok rock sanatçısı için söylemek mümkün değil. Çünkü rock sound’lu müzikler için çok ciddi engeller söz konusu. Yıllardır pop müzik çok pohpohlanıyor. Her darbe rock müziğine iniyor. Bayi toplantıları yapılıyor. Pop müziği söyleyen arkadaşlarımız iş yapıyor. Festivallerimiz vardı. Sağ olsun başbakanımız Ben festival falan istemiyorum dedi. O da elimizden alındı. Biletli konser zaten yok gibi. Müzik korsana döndüğünden beri bu durumdayız. Müzik sektörü can çekişmiyor, öldü.

Kazandığınızın bir bölümünü de tiyatroya aktaracağınızı duyduk. Tiyatro için planlarınızı anlatabilir misiniz?
Bakırköy'de Sinema 74 olarak bilinen salonu kiralayıp tiyatroya dönüştürdük. İstanbul'un eski sinemalarından biri. Teknolojik anlamda baştan aşağı yeniledik. Bu iş için 150 bin TL'lik yatırım yaptık. Sahneleyeceğimiz ilk oyunun adı Pulsar ve Sihirli Oyuncaklar olacak. Yani Pulsar dizisini tiyatroya taşıyacağız.
Ayrıca yine kendi hazırladığımız yetişkin oyunları var. 25 kişilik bir tiyatro ekibi kurduk. Yeni oyunlar yazıyoruz. Asıl amacım büyük romancılarımızın, öykü yazarlarımızın eserlerini tiyatroya aktarmak. Bu hikayeleri alıp müzikli olarak modern bir anlayışıyla yorumlamak istiyoruz.

Birçok özel tiyatro para kazanamadığı için kapanıyor. Bu yaklaşımınız biraz cesurca değil mi?
Kazandığım parayı mezara götürmeyi düşünmüyorum. Güzel şeyler üretip toplumun faydasına sunmak isterim.

Paradan para kazanmayı bilir misiniz?
Hiç bilmem. Para kazanmayı bile bilmem. Samimiyetle söylüyorum; cebimdeki parayı sorun, bilmem. Benim para kavramım yoktur. Paradan eşim anlar, ben anlamam. Borsadan da anlamam. Bu işleri bilmeyen insanlar genelde parasını gayrimenkulde değerlendirmektir. Gerçi benim çok gayrimenkulüm de yok. İki evim var; biri Göksu Evleri'nde, diğeri Kurtköy'de...

Peki lüks arabalar, yatlar, yazlıklar?..
Benim öyle lükslerim yok. Sigaramı, çayımı içerim. İyi yemek severim. Bunlar da lüks sayılmaz değil mi? Gerçi bir ara bir iki lüks araba aldım. Şimdi Chevrolet Tahoe marka bir cipim var.

Ekonomik krizi hangi boyutta hissettiniz?
Ekonomik krizin lafı ilk çıktığında önce müzik piyasasını vurur. Ürkeklik, korkaklık her alana yansıyor. Kime sorsanız para yok. Belki de var ama kimse vermek istemiyor. Biz de bu yüzden krizi ciddi anlamda hissettik.

Daum yüzünden stada gitmiyor!

Kıraç, koyu bir Fenerbahçeli. Bu sevgiyi en çok onun yazıp bestelediği Fenerbahçe 100. Yıl Marşı anlatıyor olsa gerek.Biz Fenerbahçe den bir şey almayız, veririz diyerek bu çalışma için herhangi bir ücret almadığının altını çiziyor.

Kıraç'a Fenerbahçe yi bu sezon nasıl buluyorsunuz diye soruyoruz. Teknik Direktör Christopher Daum dan hoşlanmadığını saklamıyor.Kendisini dik başlı ve inatçı buluyorum. Bu Fenerbahçe ye pahalıya mal oluyor diyor. Hatta Daum yüzünden bu sezon kombine bilet almamış. Maçları evde seyrediyormuş.

Kadıköy de Fenerium Outlet i var

Tufan Kıraç, 1972 Kahramanmaraş doğumlu. Babası öğretmen olan Kıraç, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümünü bitirdi. İlk albümünü 1996 da çıkardı. Zamanla diziden tiyatroya sanatın birçok dalına yatırımlar yaptı...

Kıraç'ın sanat dışındaki tek yatırımı ise yine Fenerbahçe yle ilgili. Kadıköy Salıpazarında küçük bir Fenerium Ouetlet mağazası var.İki yıldır faaliyette. Mütevazı bir kazancı var. Fenerbahçe yendiği zaman satışlar daha iyi oluyor. Yenildiğinde ise sormayın halimizi diyor.

Rahime Baş Uçar'ın röportajı/Para Dergisi


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.