Sen bilmezsin
Yağmurum ben
Düşerim semadan ellerine
Islatırım yanağını,saçını
Sırılsıklam olursun
Dokunurum tenine
Nerden bileceksin
Yağmurum ben
Baharda yanıbaşına düşen
Her damlada ben varım
Her çiçeğe hayat verir varlığım
Ben yağmurum sen bilemezsin
Düşerim semadan ellerine
Beni göremezsin
Pencerene vuran benim
Yalnız gecelerde
Camlara tutunur seni
İzlerim öylece
Bakarsın yağışıma
Buğulu gözlerle
Hatıran olur
Düşerim yerlere
Nerden bileceksin
Yağmurum ben
En ücra yerlerini
Islatırım sokağının
Her köşe başını
Bir damlam tutar
Getirir ayak sesini
Serseri rüzgar
Bekler seni hayalim
Bekler damlalar
Ama bilmezsin sen
Oysaki yağmurum ben
Küçük bir yağmur damlası olarak doğdum,
Annem karamsar gri bulutlardı,
Babam soğuk bir fırtına..
...
Seçim şansı benim değildi, düştüm arza istemsizce,
Milyonlarca emsalim arasında tek yalnızdım,
...
Hızla düşüyordum arza, beni bekleyen o tatlı sona,
Yalnızlığım son buldu yanağına damlayıp, dudaklarına doğru akarken,
Yağmur damlasının aşkıydı bu, aşkların en imkânsızı en ümitsizi.
Hem yanağına damlayan binlerce damlanın arasında, beni nasıl farkedecektin?
...
Sanırım artık yolun sonuna geldim yere düşüyorum,
Ama düşmeden önce..
Bir kelimeye binlerce anlam yükledim, sana sesleniyorum!!
Seni Seviyorum!!!
Son düzenleyen Blue Blood; 31 Ağustos 2006 14:54
Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi