Alkmene'nin ikiz hamileliği
Zeus, Thebai kraliçesi Alkmene'ye ilgi duyuyordu. Kraliçenin kocası kral Amphitryon savaşa gidince Zeus, kocasının kılığında şehre geldi. Kapıcı ve muhafızlar krallarının şehre döndüğünü görüp sevindiler, sonra onu karısının yanına götürdüler. Alkmene, Zeus'u kocası zannederek kollarının arasına aldı ve Zeus, şehrin üzerine altın yağmuru yağdırırken Alkmene, Zeus'tan hamile kaldı. O gece boyunca Zeus, Alkmene ile çiftleşti ve Zeus o geceyi emriyle biraz uzattı. Ertesi sabah Zeus gitti ve Alkmene'nin gerçek kocası geri döndü. Amphitryon, hemen karısına gidip onunla özlemle çiftleşti. Alkmene daha sonra bütün gece sabaha kadar çiftleştikleri o geceyi kocasına söyleyince kral Amphitryon birşeylerden şüphelenip kızmaya başladı. Karısıyla sabah seviştiğini biliyordu ama tüm gece karısıyla birlikte olan kimdi? Sonunda Amphitryon, karısının kendisini aldatmış olduğu sonucuna vardı. Anlaşmazlık gün geçtikçe büyümeye başlayınca, Olympos'tan durumu izleyen Zeus, aşağı inerek durumu Amphitryon'a bizzat kendisi açıklamak zorunda kaldı. Tanrıların tanrısı karşısında ne söyleyeceğini bilemeyen Amphitryon, durumu kabullendi.
O geceki iki ayrı ilişkiden dolayı Alkmene iki ayrı bebeğe hamile kaldı. Bu bebeklerden diğeri Herakles'in küçük kardeşi İphikles'tir. Bebekler daha doğmadan Hera kıskançlık göstermeye başladı. Zeus birgün boş bulunup Perseus soyundan doğacak ilk çocuğun Argos üzerinde hüküm süreceğini söyledi. Ayrıca, Olympos'ta sık sık oğlunun ileride büyük kahraman olacağından söz edince Hera'nın kini büyüdü. Bunun üzerine Hera derhal doğumlardan sorumlu olan sevgili kızı, tanrıça Eileithyia ve kader tanrıçaları Moira'lara Alkmene'nin bebeklerin doğumunun geciktirilmesi emrini verdi. Buna karşılık Sthenelos'un oğlu, Herakles'in kuzeni Eurystheus'un doğumunun hızlandırılmasını istedi. Böylece Eurystheus 7 aylık doğarken, Herakles ve İphikles 10 ay annesinin karnında kaldı. Hera'nın kızı ve doğumlardan sorumlu tanrıça Eileithyia, Alkmene'nin doğurmasına izin vermiyor, Alkmene türlü sıkıntılar çekiyordu. Proitos'un kızı Galinthias ise Alkmene'nin dostuydu. Galinthias, Hera'nın emri ile Alkmene'nin doğumunun geciktirilmesi için birşeyler yapmalıydı. Doğum tanrıçaları 9 gün 9 gece Alkmene'nin evinin dışında elleri kolları bağlı durarak büyüyle doğumu engelliyorlardı. Galinthias, arkadaşına acıdı ve onun acılarından kurtulması için bir hile yaptı. Tanrıçalara koşarak bebeğin Zeus sayesinde sağlıklı bir şekilde doğduğunu, onlara rağmen bir erkek çocuk dünyaya getirdiği yalanını söyledi. Ayrıcalıklarının önemsenmediğini zanneden tanrıçalar Zeus'a içerleyerek ayağa kalktılar ve böylece Alkmene'yi bağlayan büyü bozuluverince Alkmene bebeklerini doğuruverdi. Tanrıçaların bu kandırmacayı farketmesi uzun sürmedi, öclerini almak için Galinthias'ı bir gelinciğe dönüştürdüler. Hekate bu zavallı hayvana acıdı ve kutsal hayvanı seçerek odasında tuttu, besledi. Herakles, büyüdüğünde Galinthias'ı unutmadı ve onun adına bir tapınak yaptırdı. Herakles daha sonra kendisinin geç doğmasına sebep olan kuzeni Eurystheus'tan hep nefret etti. Alkmene de Eurystheus'tan hayatı boyunca hep nefret etti. Eurystheus, Herakles'ten önce doğduğu için, Zeus'un söylediği Perseus soyundan doğacak ilk torununun büyük hükümdar olacağı sözü, aslında Herakles için söylenmiş ise de, Eurystheus için geçerli sayılmış oldu. Eurystheus'un Herakles'e emirle söz geçirme hakkı doğmasını Eurystheus kral olunca hemen kullandı ve Herakles'i çağırtarak emrine girmesini istedi. Herakles bunu red etti. Zeus, ise söylediği sözün geçerliliğini sağlamak adına, oğlu Herakles'in Eurystheus'un emrine girmesini bir şekilde ileride sağlayacaktı.
Herakles ismini kim verdi?
Mitologlara göre bu ismi Apollon verdi. Herakles'e bebekken ailesi büyükbabası Alkeus'tan esinlenerek, Alkides ismini vermişti. Herakles büyüdüğünde Megara'dan olma çocuklarını öldürünce, hakettiği çilenin ne olduğunu öğrenmek için Delphoi'deki Apollon tapınağının rahibesi Pythia'ya başvurmuştu. O da ona birsürü iş verdi, ayrıca isim olarak Herakles adını taşımasını buyurmuştu. Bu ad "Hera'nın şanı" anlamına geliyordu. Herakles ölümlü babası Amphitryon ve ölümlü annesi Alkmene'nin soyundan yani Perseus soyundan geliyordu. Böylece Herakles Argos soyundan olup Thebai'de doğmuş olması tamamen şans eseriydi. Herakles'in gerçek babası olan Zeus, Amphitryon'un gönlünü almak için türlü hediyeler gönderdi. Sonunda Amphitryon, tanrıların tanrısı Zeus'tan olma çocuğun manevi babalığını kabul etmek zorunda kaldı.
Herakles'in ikiz kardeşi İphikles
Alkmene, Galinthias yardımıyla ilk önce Herakles'i ardından İphikles'i doğurduğundan İphikles, Herakles'in küçük ikiz kardeşiydi. İphikles daha sonra sürekli Herakles ile gezdi ve ona yardım etti. Orkhomenos sakinlerine karşı Herakles'in yanında mücadele ettiğinden kral Kreon, onu küçük kızıyla evlendirerek mükafatlandırdı. Herakles'e de büyük kızı Megara'yı verdi. İphikles, sürekli olarak Herakles'in yanında maceralara katılmıştır. Argonaut seferinde ismi listede yer alır. Eurystheus sürekli olarak Herakles'e kötü muamele ederken İphikles'e iyi davranmıştır. Herakles ise İphikles'i hep korumuş ve iyi davranmıştır.
Herakles'in büyük gücünü elde etmesi
Bu konuda değişik efsaneler vardır. Zeus, oğlunun yenilmez olmasını istediğinden çocuğu Hermes'e verdi ve Hermes'e çocuğu gidip Hera'nın göğsüne tutup emzirmesini emrini verdi. Hermes, Hera uyuduğu bir sırada bu işi yerine getirdi ama bebek Hera'nın göğsünden sütü öyle güçlü emdi ki Hera uyandı ve bebeği itti. Ama olan olmuştu, Hera'nın göğsünden akan süt samanyolunu (Milky Way) oluşturdu. Başka mitologlara göre ise Athena ve Hera şans eseri bir gün Thebai bölgesinden geçiyordu. Athena, yeni doğmuş bebeğin sağlık ve güzelliğine hayran oldu ve daha güzel büyüyüp gelişmesi ve gelecekte çok güçlü olması için, bu bebeğe bir şans vermek istedi. Bebeği Hera'ya vererek kısa bir süre için emzirmesini istedi. Hera bunu kabul etti. Bebek Hera'nın göğsünü sıkıp, sütü kuvvetle emince Hera'nın göğsü acıdı ve bebeği itip Athena'ya verdi. Athena bebeği alıp Alkmene'ye verdi ve çocuğunu artık korkusuzca büyütebileceğini söyledi.
Hera'nın gönderdiği iki yılan
Herakles 8 aylık olduğunda Hera kıskançlığından onu öldürmeye çalıştı. Bir akşam Alkmene ikizlerini yatırmış, kendisi de uyumuştu. Hera geceyarısı odaya iki yılan gönderdi. Küçük İphikles ağlamaya başladı, Herakles ise bir yılanı bir eline, diğer yılanı öteki eline aldı ve sıkarak ikisini de boğdu. Baba Amphitryon İphikles'in ağlamasına kalkıp kılıcını kapıp koşarak odaya girdiğinde yapacak birşey kalmamıştı. Kral derhal bu mucizeyi açıklaması için kahin Tiresias'ı çağırttı. Kahin, orada bulunan herkesin önünde yiğidin hayat akışıyla ilgili kehanetleri bir bir anlatınca, Amphitryon Herakles'in bir tanrı çocuğu olduğunu anladı.
Herakles cinayetle suçlanıyor
Herakles, İphikles'le birlikte müzik hocası Linos'tan eğitim aldılar. Apollon'un oğlu olan yaşlı Linos, ikisine edebiyat ve müzikle ilgili eğitim verdi. İphikles, uysal ve çalışkan bir öğrenci olduğu halde Herakles şımarık ve serseriydi. Bu yüzden Linos onu sürekli olarak disipline etmeye çalışıyor ve bazen sert davranmak zorunda kalıyordu. Linos, yine birgün Herakles'i azarlarken Herakles dayanamadı ve iskemleyi (bazılarına göre liri) aldığı gibi Linos'un kafasına indirdi. Linos oracıkta öldü. Herakles, mahkemeye çıkarıldı ve cinayetle suçlandı. Herakles ise kendisini savundu ve meşru müdaafa yaptığını söyleyerek Zeus'un oğlu Radamanthys'in hükmünü hatırlatarak kurtulmaya çalıştı. Mahkeme onu akladı ama babası Amphitryon'un içi pek rahat değildi. Manevi oğlunun tekrar cinnet geçirip kötü birşeyler yapmasından korkarak onu uzaklara, sürülere bakmakla görevlendirip köye gönderdi.
Herakles savaşmayı öğreniyor
Herakles'in eğitimi bir sığırtmacın yanında devam etti. Teutaros adında bir Skyth (İskit) olan bu sığırtmaç, ona ok atmasını ilk olarak öğreten kişidir. Bu arada Herakles babasından araba sürmesini öğretti, Eurytos yine ok atma talimleri konusunda Herakles'e eğitim verdi. Zeus'un oğlu, Sarpedon'un kardeşi olan kahraman Radamanthys, Girit'li olması sebebiyle ok atmakta büyük bir ustaydı. Radamanthys, Herakles'e bu işin inceliklerini öğreten kişidir. Radamanthys ayrıca çok dürüst olduğundan öldükten sonra Hades'in baş yargıçlarından birisi olmuştur. Herakles, diğer silahları kullanmasını da Kastor'dan öğrendi. Dioskour'lardan büyük savaşçı Kastor, Herakles'e her türlü silahsız ve silahlı savaş sanatını öğretti. Amphitryon da bizzat kendisi savaş arabası kullanmasını öğretmiştir. Herakles büyüdü ve boyu iki metreyi aştı. 18 yaşına geldiğinde Yunanistan'ın en güçlü adamıydı ve gücünü iyiye mi kötüye mi kullanacağını zaman gösterecekti.
Herakles'i aklını karıştıran iki kadın ziyaretçi
Herakles, devler savaşı bittikten sonra kendisini yine dağlara vurdu ve çobanlık yapmaya devam etti. Çoban ve sürü işlerinden sıkılıp, gelecekteki hayatına nasıl bir yön vereceği konusunda rahat düşünme imkanı bulacağı ıssız bir yere gitti. Bir gün kendi kendine düşünürken, 2 uzun boylu kadın gelerek ona birimizden birini seç dediler. İki kadın Herakles'in kim olduğunu, aldığı eğitimleri biliyorlardı. Kadınlardan birisi ona rahat ve bol kazançlı, tembel yaşanan bir hayatı, diğeri ise bol çalışmayı, erdemi, başarıyı ve sürekli çaba gerektiren bir hayatı vaad etti. Herakles hemen bir karar veremedi. Kadınlar yanından ayrıldıktan sonra düşünmeye devam etti ve sıkıntıdan kendisine artık uğraşacak bir iş bulması gerektiğini anladı.
Kithairon aslanının öldürülmesi ve Herakles'in 50 çocuğu
Herakles iyi bir hayat yaşamak istediğine karar verdi. O sıralarda Yunanistan, içinde çeşitli canavarların ve azılı haydutların dolaştığı ormanlarla doluydu. Herakles, ülkeyi bu mahluklardan temizlemeye karar verdi. Thebai ve çevresine büyük zararlar verdiği söylenen bir arslanı öldürebilirse, bu kendisi için ilk ve büyük bir erdem olacaktı. Üvey babası Amphitryon'un sarayına döndü ve hazırlıklarına başladı. Sonra da babasının sürülerinin otladığı dağın eteklerindeki ormana gitti. Bu arslan son derece yırtıcı ve iri bir hayvandı. Sürülere büyük zarar veren bu arslanı avlamaya hiçbir avcı cesaret edemiyordu. Herakles, hayvanı avlamak için en son görüldüğü yere yakın olan kral Thespios'un (Thespius) sarayına yerleşti. Her gün avlanmaya çıkıyor, akşam olunca uyumaya geliyordu. Kral Thespios'un karısı Megamede'den olma 50 kızı vardı. Kahramanın dölünden erkek çocukları olsun isteyen Thespios, hergece olmak üzere Herakles'in odasına ayrı bir kızını gönderdi. Herakles, karanlıkta bu kızların hepsiyle birleşti. Her defasında ilk geceki kızla birlikte olduğunu sanıyordu. Herakles, ellinci gün arslanı öldürmeyi başardığından, Thespiosoğulları (ya da Thespiades, Heraklesoğulları) adı verilen 49 oğlu oldu. Çünkü, arslanı öldürdüğü gün saraya dönmediğinden, ellinci kızla birlikte olmadı. Postunu omuzlarına atıp açık ağızlı kafasını da kendine miğfer yaptı. Doğan çocuklarının 40 kadarı anneleriyle birlikte Sardinya Adası'na giderek koloniler kurdular. Herakles'in birlikte olmadığı ellinci kız bakire kalmayı tercih etti ve bir Herakles tapınağında rahibe oldu.
Herakles, Erginos'la çarpışıyor
Herakles, arslanı öldürdükten sonra Thebai'ye dönüş yolunda Orkhomenos kralı Erginos'un elçileriyle karşılaştı. Elçiler, Orkhomenos'tan aldıkları vergiyle ülkelerine dönüyorlardı. Herakles onlara hakaret edip burunlarını ve kulaklarını kesip bir ipe geçirdi ve bunu boyunlarına asıp geri gönderdi. Elçilerinin uğradığı hakareti gören Erginos çok kızdı ve ordularıyla Thebai'nin üzerine yürüdü. Thebai kralı Kreon, hem vergiyi ödemeye devama hem de savaşmamaya kararlıydı ama Herakles Thebai'li gençleri silah altına topladı ve Herakles, üvey babası ile birlikte bunlara karşı savaştı ve orduyu yendi. Amphityron, oğluyla birlikte savaşırken öldü. Bizzat Athena tarafından silahlandırılan Herakles, Erginos'la çarpıştı ve elleriyle onu öldürdü.
Herakles'in Megara ile evliliği
Theb kralı Kreon, zaferin büyük ödülü olarak Herakles'i kızı Megara ile, İphikles'i de küçük kızıyla evlendirdi. Tanrılar bile gelerek Herakles' hediyeler verdiler. Hermes güzel bir kılıç, Apollon seçkin oklar, Hephaistos ise oklarını taşıyacağı altın işlemeli bir sadak ve Athena zırh verdi. Herakles, Megara ile evlenince, kendisine İalos adında bir oğul vermiş olan ilk eşi Automedusa'dan boşanmak zorunda kaldı. Megara Herakles'e pekçok çocuk doğurmuştur. Mitologlara göre çocukların sayısı bazen 3, bazen 8'dir.
Herakles Eurystheus'un hizmetine girmekten hoşlanmıyor
Eurystheus, Herakles'in geldiğini duyunca onun iktidarını elinden alacağını sanarak askerlerine Herakles'in Mykenai surlarından içeriye alınmaması emrini verdi. Herakles önüne çıkan engelleri kaldırarak saraya girince Eurystheus kaçıp saklandı ve Herakles ile Pelops aracılığı ile konuştu. Eurystheus, Herakles'in kendi isteği ile onun emri altına girmesinden hoşlanmadı. Onu başaramayacağı işlere göndermeyi planladı. Ona ilk görevini vermezden önce epey bir süre geçti. Bu sürede Herakles sıkıldı ve babasına rağmen bir ölümlünün hizmetinde bulunmaktan hoşlanmadığından, Dephi Tapınağı'na giderek ne yapması gerektiğini sordu. Apollon'un rahibi Pythia, Herakles'e ileride başarması gereken görevleri detaya girmeden söylendi. Herakles görevlerin zorluğu yüzünden değil, bu görevleri Eurystheus için gerçekleştirecek olması yüzünden yıldı ve karamsarlığa kapıldı. Kendisini günahlarından arındırmak istese de, Pythia'nın öğüdünü dinlemek istemedi. Ama Zeus gelerek oğluyla konuştu ve onu ikna etti. Sonunda Herakles babasını dinleyerek Tiryns'e gitti. Böylece, Zeus'un Herakles doğmadan önce söylediği söz gerçekleşmiş oluyor, Perseus soyundan doğmuş ilk torunu tüm Argolis bölgesine hükmetmiş oluyordu.
Herakles çocuklarını öldürüyor
Herakles canı sıkkın olarak Eurystheus'un kendisine vereceği görevi evinde beklerken, Hera bu fırsatı kaçırmadan yiğidin kendini iyice kötü hissetmesini sağladı. Herakles evine dönünce, yiğidin cinnet geçirmesini sağladı. Hera'nın yarattığı bir illüzyonla, kendi çocuklarını kuzeni Eurystheus'un çocukları sanarak, İphikles'in iki çocuğu da dahil olmak üzere, okla vurup öldürdü (bazı mitologlara göre ateşe atarak öldürdü). Herakles, yayını titanlara yönelttiğini sanmıştı. Athena son anda yetişip Herakles'in göğsüne bir taşla vurup onu bayılttı. Herakles, kendine gelince yaptıklarından dolayı çok üzüldü ve kefaretini ödemek üzere, üzgün ve ağlamaktan perişan Megara'dan ayrıldı. Megara'yı yeğeni İolaos'a verdi. Herakles üzüntüsünden kendisini öldürmeyi düşünüyordu. Tam bu işe kalkışacağı sırada Theseus geldi ve Herakles'le konuşup onu Atina'ya götürmeye razı etti. Herakles, daha sonra akıl danışmak için tekrar Pythia'ya gitti. Pythia, ona Tiryns'e giderek kuzeni Eurystheus'un hizmetine girmesini tekrar söyleyince Herakles bu sefer itaat etti ve doğruca Eurystheus'un sarayına döndü.