Arama

Türkiye ve Avrupa Birliği - Tek Mesaj #16

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Kasım 2005       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
AB BAYRAĞI ve 12 YILDIZ IN SİMGELEDİKLERİ

1 Mayıs tan itibaren 25 ülkenin üye olduğu, 450 milyon insanın yaşadığı Avrupa Birliği nin bayrağındaki 12 yıldız sayısının değişmeyeceği, bilenler bu 12 yıldızın Mükkemmeliği ve birliği simgelediğini söylüyorlar.

Avrupa Birliği nin internet sayfalarından öğrendiğimize göre 12 yıldızlı bayrağın tarihi 1955 yılında başlıyor, o tarihte, bugünkü Avrupa Birliği nin çekirdeği olan Avrupa Kömür ve Çelik Birliği , bir de bundan önce kurulan, üye sayısı biraz daha fazla olan Kültürel ve İnsan Hakları ağırlıklı Avrupa Konseyi bulunuyor.
Konsey bugünkü 12 yıldızlı bayrağı kabul ediyor.

Değişik söylencelere göre 12 yıldız bütünlük ü simgeliyor.
Ayrıca 12 sayısı yılın 12 ayını, saatin kadranındaki 12 yi, daire ise birliği simgelemekte.

Gazeteler de aşağı yukarı bunları yazıyorlar.
Aşağıda 26.02.1998 tarihli Alman Die Welt gazetesinden alınan, Thomas Pinzka imzalı, 12 yıldız ın BİR BAŞKA serüvenini anlatan bir yazıyı bilgilerinize sunuyoruz.

Anlatılan olayın doğruluk derecesini bilmiyoruz, sadece yazının aracısıyız.
Yazının Almancasını http://www.wansleben.de/body_sterne.html adresinden okuyabilirsiniz.

Yıldız çelenek, bir adağın sonucu. Avrupa bayrağı düşüncesini bir Belçikalının kafasında 1955 yılında bir Meryem heykeli doğurdu.

Ve gökte büyük bir alamet, güneşle giyinmiş
ve ayakları altında ay ve başı üzerinde on iki
yıldızdan tacı olan bir kadın göründü"
(Yuhanna'nın Vahyi, 12:1).

Berlin- O bir süreden beri birçok kamu binasında Alman bayrağının yanında asılı: Koyu mavi zemin üzerinde on iki altın sarısı yıldızlı Avrupa Bayrağı .

Bu 12 yıldızın ne anlama geldiği sorulduğunda, değişik cevaplar veriliyor.
Birçoklarının bu soruya cevabı bile yok, sadece omuz silkiyorlar.
Başkaları, Avrupa Birliği'nin vaktiyle on iki üyeden oluştuğunu hatırlıyor ve bununla sorunun cevabını bulduklarını sanıyorlar.

Fakat bu doğru değil. Bayrağın kökeni İkinci Dünya Savaşı yıllarına uzanıyor.
Paul Levi adında Musevi asıllı bir Belçikalı o tarihlerde Leuven'de, Gestapo'nun karanlık bir geleceğe gönderdiği Yahudilerle dolu çok sayıda trenin kalktığını korku içinde izliyordu.

İşte o an Levi, savaşa ve Nasyonal Sosyalizm'e rağmen hayatta kalacak olursa, Katolik Kilisesi ne geçeceğine yemin etti. Levi hayatta kaldı ve katolik oldu.

5 Mayıs 1949 günü Londra'da Avrupa Konseyi kuruldu ve Paul Levi, Avrupa Konseyi Kültür Şubesi'nin başkanlığına getirildi.

Altı yıl sonra, 1955'te temsilciler ortak bir bayrak konusunu görüşmeye başladılar. İskandinav bayrakları örnek alınarak önerilen ve haç motifi içeren taslakların tümünü sosyalistler ideolojik ve Hıristiyanca olduğu gerekçesiyle reddettiler.

Günün birinde Levi gezerken yıldız çelenkli bir Meryem heykelinin önünden geçti. Güneşin ışığı altında altın sarısı yıldızlar masmavi gökyüzünde parlamaktaydı.

Levi derhal o sırada Avrupa Konseyi genel sekreterliği görevini yürüten Venedikli Hıristiyan Demokrat Kont Benvenuti'yi aradı ve mavi zemin üzerinde on iki altın sarısı yıldızı Avrupa bayrağı olarak kendisine önerdi.

Benvenuti bu düşünceye bayıldı. Daha sonra teklif genel kabul gördü ve Meryem'in yıldız çelenki bugün(de) Avrupa Birliği ülkelerinin tamamını süslüyor.
On iki yıldız İsrail'in on iki kabilesini (Tekvin, 37:9), dolayısıyla Tanrı'nın seçilmiş halkını simgelemektedir.

Çelenk ise başarı ve zaferin sembolü olarak kadının yenilmezliğini ifade etmektedir. "Vahiy"de Yuhanna sadece bir "kadın"dan söz ediyor, fakat ona Meryem demiyor. Vahiy'de geçen "kadın" Katolik tefsirlerinde bir süre Meryem'le özdeşleştirilmişti. Vahiy kitabında bir iki bab sonra, bu kadının Mesih'i doğuracağı bildirildiğinden, onun İsa'nın annesi Meryem olması gerektiğine inanılmıştı.

Ne var ki, "kadın"ın Vahiy'de (12:17) "Hıristiyanların annesi" olarak nitelenmesi, bu görüşle çelişiyor. O nedenle söz konusu "kadın"ı -bir din bilimcisinin deyimiyle- Eski ve Yeni Ahit'te geçen Tanrı Halkı nın sembolü olarak görmek daha makuldür.

On iki rakamı insanlar için her zaman özel bir anlam ifade etmişti. Eski Mısırlılara göre alt dünyanın on iki kapısı vardı. Yunan mitolojisinde Herakles on iki ödev yapmak zorundaydı; Romalılar hukuk düzenlerini on iki levha üzerinde yazılı bir yasaya dayandırmışlardı. İsa, İncil'lerde adı geçen "on iki havari"sini yandaşları arasından seçerken İsrail'in Eski Ahit'e bahsi geçen on iki kabilesine dayanıyordu (atıfta bulunuyordu).

Bunun dışında Vahiy kitabında Kudüs, Tanrı'nın kemale ermiş halkının yurdu olarak nitelenir: "Şehrin on iki kapısı ve üzerlerinde on iki melek bulunan büyük ve yüksek duvarları var. Kapıların üzerinde isimler yazılı: İsrail kabilelerinden on iki oğulun adları...Şehir duvarının on iki temeli var, onların üzerinde Kuzu'nun (İsa) on iki havarisinin adları bulunmakta". Burada da Eski Ahit'in İsrail kabileleriyle Yeni Ahit'in on iki havarisi arasında bir bağlantı görülmekte. "On iki"nin bir başka anlamı, onun üç ün ve dört ün türevi olmasında yatmaktadır. "Üç", Tanrı'nın Baba, Oğul ve Ruh'taki üçlüğünü; dört ise, dört yönü sembolize etmektedir.

Thomas Pinzka
Kaynak: Die Welt, 26.02.98
Son düzenleyen Daisy-BT; 21 Şubat 2011 23:20