Arama


mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
10 Eylül 2006       Mesaj #1454
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Sevgiliye Açılmamış Mektup
Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi
Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne

Sen bulanıklaşsan da, gözüm hep ufuktaki yalnız haberciyi gördü.Buğulanmış
cama çarparken yağmur damlaları, ben çizdim bir kâlp içine iki bedeni
Zamanın bilmem hangi köşesindeydik hatırlamıyorum. İşime gelmeyen
buluşmalardan kaçmadım sen varsın diye. Çam diplerinde petunyaları
kuruturken ellerimizde, sen bana SENİ SEVİYORUM derken bile bakamıyordum
gözlerine. Utancımdan alışık olmadığımdan belki belki de o öpülesi
dudaklarından ayıramam dudaklarımı diye, korkumdan.. Farkına varamadım
gerçeklerin.. Gözlerine saklanmış hainliği sezseydim eğer; eğer,
denizlerden çaldığın dalganın, bir mühür gibi yüreğime leke yapacağını
çözebilseydim, mayasız öperdim seni.. Özümsüz

Güzel kelimeler istiyordum senden. Ay ışıklarıyla yıkanmış, okuyunca en
çirkin anlarımın anlamlaştığı, okuyunca dokunduğun gözlerimin mızmızlaştığı


Kulağımın arkasına fısıldanmış güzel kelimeler biriktirmiştim ben sana oysa
terk edip gitmeseydin ansızın; duyacaktın Ben çırpınırken bir kaşık suyun
derinliğinde boğulmamak için, sen görünce beni böyle çaresiz, beni böyle
çırılçıplak; tutup çıkarırsın diye uzatmıştım ellerimi..Sen, biraz yukardan
ifrit dolu yüreğinle bakıp gülmüştün hâlime.Oysa ben susmanı bekliyordum..
birde ıslak bedenimi sarmanı… bir “NEYİN VAR SENİN” e öyle ihtiyaç duymuştum
ki o an; anlatmak istedim, ama sen yoktun..!

Yıllar geçti aradan.. ve farkında olmadan
Adımlarım daha büyük, daha hızlı ve daha sağlam
Yokluğunda büyüttüğüm acılarımı her gün tazelemek zoruma gitmeye başladı. Ve
hasretinin bitime uğraması gerekti. Eylüldü.. hüzün mevsimiydi.. Nasıl
unuturdum seni? Yaprakların salına salına karıştığı toprağı öpüyordum,
Vatanım diye değil! Sen dön diye

-Köylü kız- büyüsü bozulduğunda ben öğretmen olmuştum.. Hani rüyalarımın en
güzel sahnesinde seyrederken, göz yaşlarımı tutamadığım hani en mateminde
gecenin; üzerimde bir hamal gibi taşıdığım sensizlik yükünü atmak
istediğimde, düşünüp de derinlere daldığım.
Hatırladın mı?
Saçlarım; senin bildiğin kadar sıradan değil artık..
Gözlerime durulmayı öğrettim..
Dudaklarıma kilit vurdum konuşmasın diye..
Yüreğimdeki seni her gece zindana attım bensizliğin acısını, sensizliğin
acısını çektiğim gibi çek diye! !

Gitme Sevgili!
Sokak aralarında yitirdiğim aklımı geri ver bana.yüreğim yüreğinde.. Böyle
kuru bir beden ne işe yarar sensiz.. Ya dünümü ver, yada hakkımı! Çok mu
arzu ettiklerim?
Hayatının kısa film akropollerinde hiç mi karem yok? Senaryoda figüran
olarak ölmek istemiyorum.. al beni de gözlerine

Gözünle gördüğün her seksiyonda bir sahtekârlık, her parselinde acı ve göz
yaşı.Güzel kelimelerinden duymak istiyordum bir ikindi çayı ertesinde..
Dudaklarından dökülmedikten sonra, adıma yazılan mektupların ne albenisi var
ki?

Evlendim.Soğuk duvarlarında, gece lâmbasının aydınlattığı kadar görebildiğim
dünyanın eşiğinde, bedenimi saran başka kolları sen zannedip doyasıya,
hissedilmeyen kokunu sineye çektiğim günler aklıma geldi..

Evlendin…İkinci sayfa haber bültenlerinden öğrenmek istemezdim. Bilmek
isterdim yerime koyduğun biblonu. Kim bilir hangi Can sırada bekliyordu
Yanmak için Farkında olmadan işlediğin günahın bedelini ödeyeceksin
demiştim Yüreğimi yüreğine koymuş olsaydın farkına varırdın süzülmemiş
gerçeklerin Arsız gönül kuşun konmuştu bir başka evin bir başka
penceresine.Açar mıydı?

Yıllar geçti aradan farkında olmadan.
Cebimde kimsenin göremediği bir öfke saklı sevdiğim. Çıkardığımda dağ
dayanmaz ki gönlün dayansın? Ben, kaybolmuşluğun sefasını sürerken, sen,
bensizliğin nedametini çekiyorsun.Hissediyorum bunu.Ne ektin ki biçesin?

Beni arıyorsan;
Yokum! !
Sisle çevirdiğin bu evren, artık benim olmadığı kadar, seninde değil! !
Zaman hızla akıp gidiyor..
Yıllar sonra bugün, bakıp da halime gülmeyeceğim. Gözlerime durulmayı
öğrettim.
Dudaklarım, dudaklarında güneşe selam çakmayacak artık..
Erkekçe, namusluca çekip gideceğim gözlerinin önünden;
Arkasına bile bakmadan.

Dur! !
Yaklaşma
Yollarına toz olduğum sevgili! !
Dudak büktüğüm gidişine
Yüz eskittiğim zamanla..
Ey Yüreğimi yüreğine bir kez olsun konuk edemediğim sevgili! ! !
Dokunma ellerime..
O eller ki, zamanın bir köşesinde, okul kaçışlarının heyecanıyla atan
kâlpleri bir bedene dolduran; sonra Tek can ile kenetlenip kaderin
vahametini inadıyla kıran eller.

Git..

Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi
Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne.