Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
17 Mayıs 2011       Mesaj #4
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

atatürk türk toplumunun yaşantısını nasıl degiştirmiştir

Alıntı
nil adlı kullanıcıdan alıntı

yok mu yaa... bana da lazım...

Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

yav nerden blucam

Türk Bağımsızlık Mücadelesi'nin kazanılmasını takiben Atatürk için en önemli konu, Türk toplumunu içinde bulunduğu karanlıktan kurtarmak ona çağdaş yaşamın yollarını göstermek idi. Bunu da şu sözünden anlıyoruz:
"Millî Mücadelenin birinci safhası kapandı. Artık ikinci safhası başlıyor"
Hedef çağdaşlaşmak, en kısa zamanda çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak idi. Toplumu geri bırakan zincirleri kırmak, onun ilerlemesine set çeken engelleri ortadan kaldırmak gerekiyordu. Atatürk ilkeleri bu amaçla ortaya konmuştu. Bu ilkelerin ışığında vakit geçirmeksizin atılımlar yapmak, bu atılımları Türk milletinin yaşam tarzı haline getirmek gerekiyordu. İşte Atatürk inkılâpları bu büyük işi başardı.
Atatürk inkılâplarını siyasal, toplumsal, hukuksal, kültürel ve ekonomik alanlar içinde incelemek onları daha kolay kavramamızı sağlar.

a. Siyasal İnkılâplar
I. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışı ve onu takiben 20 Ocak 1921 tarihinde millî egemenliğe dayalı yeni anayasanın kabulü, 1 Kasım 1922'de Saltanatın Kaldırılması, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin ilânı, 3 Mart 1924'te Halifeliğin ilgası, Seriye Vekaletinin kaldırılması, lâiklik ilkesinin ışığında din ve devlet işlerinin ayrılması ve 5 Şubat 1937'de lâiklik ilkesinin Anayasa'da yer alışı başlıca siyasî inkılâplar olmuştur.

b. Toplumsal İnkılâplar
Kadınların toplum hayatına katılması, onların medenî ve siyasî haklarda eşit tutulması, kıyafetin çağdaş şeklini alması, tekke ve türbelerin kapatılması, soyadı kanununun kabulü, bazı lâkap ve unvanların kaldırılması, uluslararası saat, takvim ve ölçü birimlerinin kabulü, Türk inkılâbının toplumsal alanda başardığı başlıca çağdaş atılımlardır.

c. Hukuk Alanında Yapılanlar
Toplumun bugünkü ihtiyaçları ile uygunluk göstermeyen, şeriata dayalı eski hukuk zihniyetinin terki, Mecelle'nin kaldırılarak yerine lâik hukuk sisteminin ve bu sisteme bağlı Medenî Kanun, Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu, Ceza Kanunu gibi çağdaş kanunların uygulamağa konulması bu alandaki değişimlerdir.

d. Eğitim, Kültür ve Sanat Alanlarında İnkılâplar
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu takiben millî, demokratik ve lâik bir eğitim programı çizilerek öğretimin birleştirilmesi, üniversite reformu, Arap harflerinin yerine Türk harflerinin kabulü, dilimizin yabancı kelimelerden kurtarılarak doğru temeller üzerine oturtulması, Türk milletinin dünya uygarlık tarihi içinde yerinin bütün açıklığı ile belirtilmesi, güzel sanatlarda gelişmeler kültür alanında gerçekleştirilen başlıca inkılâplardır.

e. Ekonomik İnkılâplar
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu takiben çağdaş uygarlığa erişme yolunda gerçekleştirilmesi gereken hususlardan biri belki de birincisi ekonomik kalkınmadır. Bu bakımdan Cumhuriyet yönetiminin devraldığı fakir ekonomi mirası üzerinde, Türk milletine yeni bir hayat vermek üzere yapılan girişimler, millî ekonomi ile ilgili kanun ve kararlar millet menfaatini gözeten büyük yatırımlar kurulan büyük tesisler Türk inkılâbının ekonomik alandan gerçekleştirdiği başlıca büyük işler olmuştur.

Atatürk gerek asker gerek devlet adamı gerekse millî bir önder olarak hayatında daima tek bir amaç için çalışmıştır. Bu amaç, Onun kendinden çok ait olduğu toplumu düşünmesiyle o toplumun varlığının ve mutluluğunun korunmasından başka bir şey değildir. O, bütün uygulamalarında halkı temel almıştır. İnkılâpları yaygınlaştırmış millete mal etmiştir. Bunun içindir ki Atatürk;
"Biz büyük bir inkılâp yaptık, memleketi bir çağdan alıp bir çağa götürdük. Birçok eski kurumu yıktık. Bunların binlerce taraftarı vardır. Fırsat beklediklerini unutmamak lazım. En ileri demokrasilerde bile rejimi korumak için, sert tedbirlere müracaat edilmiştir. Bize gelince, inkılâbı koruyacak tedbirlere daha çok muhtacız"
demiştir.
Atatürk, bilgisizlikle, dogmalar ve geri kalmışlıkla savaşmış, bunu da çağdaş yaşamı kabul etmesi ile sağlamıştır. Eğitim birliği yasası ile eğitim sistemi lâik yapıya kavuşmuş, dünya piyasalarındaki rekabet edici bir konuma gelmiştir.
Ulusal kimlik ve kişiliği oluşturan ulusal değerlerin korunması Cumhuriyetin erdemidir. Cumhuriyetle ümmet anlayışından kurtulup, ulus bilinci kazandırılmıştır. Kendini yönetme, insanca yaşama, toplumsal düzene, akıl ve bilime dayalı bir ortam ancak lâiklik ilkesi ile yerleşir. Cumhuriyetin kazanımları bugünde, kendini daha iyi göstermektedir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!