Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Mayıs 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yahya Kemal’in Atatürk’e Bir Telgrafı
Büyük şairimiz Yahya Kemal, Mustafa Kemal adını ilk defa Çanakkale Savaşı yıllarında duymaya başlamıştı. Onu Anafartalar kahramanı, yiğit ve vatansever bir asker olarak tanıyordu. Ardından Mustafa Kemal Paşa’nın 16. Kolordu, daha sonra 2. Ordu Komutanı olarak Doğu Cephesindeki başarıları, Suriye’de hizmetleri derken çökmüş olan devleti kurtarmak üzere Anadolu’da Millî Mücadeleyi başlatması Yahya Kemal’in hayranlığını büsbütün arttırdı. Millî Mücadelenin zaferle sonuçlandığı günlerde İstanbul Darülfünun Edebiyat Medresesi Müderrisi bugünkü ifadesiyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Profesörüydü. Bulunduğu bilim kuruluşunun büyük kurtarıcıya minnet ve şükranlarını sunması kadar tabii bir hareket olamazdı. Bu vesile ile Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın fakülte fahri profesörlüğüne seçilmesi için Fakülte Dekanı Tarihçi Necip Asım’a bir teklif yazısı gönderdi. Yahya Kemal’in bu teklifi 19 Eylül 1922 günlü Edebiyat Fakültesi Meclisinde heyecanlı görüşmelere vesile oldu ve Atatürk’e İstanbul Edebiyat Fakültesi’nin fahri profesörlüğü unvanı verilerek aşağıdaki telgraf gönderildi.

İstanbul: 19 Eylül 1338 (1922)

“Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve Başkumandan Müşir Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
İstanbul Darülfünunu Edebiyat Medresesi Meclisi Müderrisleri 19 Eylülde akdettiği celsede Zat-ı Münci-i kumandanilerini fahri müderrisliğe müttefikan intihap etmekle kesb-i fahreyler.”

İstanbul Darülfünunu
Edebiyat Medresesi Riyaseti
Necip Asım

Atatürk, Edebiyat Fakültesi profesörlerinin kendisine fahri profesörlük payesini veren bu kararından çok duygulanmış, ertesi gün telgrafla şu cevabı vermişti:

Türk harsının mihrakı olan Medreseniz Fahri Müderrisliğine intihabımdan dolayı meclisinize teşekkür ederim. Eminim ki Millî İstiklâlimizi ilim sahasında fakülteniz ikmal edecektir. Bu şerefli tekamülün husulünü deruhte eden, heyetiniz arasında bulunmak bence bais-i iftihardır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi
Başkumandan
Gazi Mustafa Kemal


Daha sonra üç kişilik bir heyet Ankara’ya gelerek Atatürk’e profesörlük diplomasını sunmuştu.

Diplomada şu cümleler yer alıyordu:
İstanbul Darülfünunu Edebiyat Medresesi Meclis-ı Müderrisini 19 Eylül 1938 tarihinde akdettiği içtimada Millî Mücadelenin büyük kahramanı ve yeni Türk Devletinin müessisi olan Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine Türk milletinin ve Türk harsının istiklâlini müeyyid ve İslâm kavimlerinin halâsına müteveccih olan tarihî mesaisini takdir ve tebcil ettiğinin bir delili olmak üzere Edebiyat Medresesi fahri müderrisliği unvanını tevcihe karar vermiştir.

Şaban 1341 (Eylül 1922)
Yahya Kemal’in önerisi ile Atatürk’e verilen “fahri profesörlük” payesi, Atatürk’ü pek sevindirmişti. Edebiyatla ilişkisi öğrencilik yıllarından beri sürüyordu. Manastır Askeri İdadisi (Lisesi) öğrencisi iken sınıf arkadaşı, daha sonra Meşrutiyet döneminin ünlü hatibi, şair Ömer Naci’nin tavsiyesi ile gizli gizli Namık Kemal’i okumuş, pek sevmişti. Harp Okulu yıllarında daha bir bilinç ve hevesle Türk ve Batı Edebiyatının yenilikçi şair ve ediplerinin eserlerini okumaya zaman ayırmış, Meşrutiyet döneminde Tevfik Fikret, Abdülhak Hamit Tarhan, Yahya Kemal, Mehmet Akif en beğendiği şairler arasında yer almıştı. Bunlar arasında Yahya Kemali geniş tarih bilgisi içinde, geçmişine bağlı, kültürlü büyük bir şair olarak takdir ediyor, makalelerini ve şiirlerini zevkle okuyordu.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 7 Kasım 2016 19:48