Osmanlıda giyim
Giyinmenin sanat eserine dönüştüğü Osmanlı kadını giysileri, genlerinde aynı karakteri taşıyan günümüzün Türk kadınıyla da özdeşleşiyor. Bu görkemli giysiler, Osmanlı kadınının güçlü karakterine, sabrına ve otoriter kişiliğine ayna tutuyor.
İmparatorluk döneminde giyimiyle hep ön plana çıkan Osmanlı kadını, köyde, şehirde, evde, törende, çarşıda, pazarda, düğünde, davette ve sarayda kendi yarattıkları modayla adeta özdeşleşti.
19'ncu yüzyılın başlarında çoğunlukla mor ve bordo kadifeden yapılan, üzerine dival işi tekniğinde sırma ile çeşitli bitki motifleri işlenen ve ''bindallı'' adı verilen elbiseler, gelinlik ve tören kıyafeti olarak tercih edildi. Kırsal kesimde, aynı tarz işleme ve kumaşlar kullanılarak şalvar, ceket olarak giyildi. Giysinin aynı rengi ve işlemesine uygun olarak kumaş ya da deri ayakkabı ve çantalar ile ihtişamlı takılar kullanıldı.
Batılaşma modasının etkisiyle birlikte bu geleneksel giysiler yerini, ''tayyör'' diye tanımlanan uzun etek ve ceketten oluşan giysilere bıraktı. Taşlı, süslemeli keplerin, kalpakların yerini ''fötr'' diye tabir edilen şapkalar aldı. Giysilerdeki batılılaşma modası, ayakkabı modellerine de yansıdı.
MODA
Türk Dil Kurumunca yayınlanan Büyük Sözlük'teki tanımına göre, moda ''değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik'' demek. Ünlü İrlandalı yazar Oscar Wilde ise ''Moda denilen şey o kadar çirkindir ki onu her altı ayda bir değiştirirler'' diyor. Oysa, Osmanlı kadınının modası bu tanımların her ikisine de uymuyor. Çünkü, o, ne geçici yenilik, ne de çirkin şey.
Çünkü, bindallılar yerini beyaz gelinliğe bıraksa da, morundan kırmızısına, sarısından yeşiline albenili renkler, batının etkisiyle pastelleşse de Osmanlı kadınının giysileri Şehrazat'ın Şahdiyar'a anlattığı ''hiç bitmeyen binbir gece masalları'' gibi nesilden nesile aktarılıyor.
Günümüzün genç kızları da düğün törenlerinde beyaz gelinlikten vazgeçmeseler de, Osmanlı dönemindeki genç kızların hayallerini süsleyen ve o dönemin gelinliklerine verilen ad olan ''bindallı''yı çoğunlukla kına törenlerinde tercih ediyor. Kına gecesinde bindallı modası, özellikle Anadolu'da, her dönemde geçerliliğini koruyor.
YILLARA KAFA TUTUYOR, KISKANDIRIYOR
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında da her alanda kendini gösteren batı özentisine rağmen Osmanlı tarzı giysiler, geçen zaman içinde bu özentiye adeta kafa tutuyor. Günümüzde artık batılılar da bu giyim tarzına gıpta ile bakıyor. Türkiye'ye gelen yabancı konukların, olgunlaşma enstitülerinin düzenlediği Osmanlı giysileri defilesine duydukları hayranlık da bunu kanıtlıyor.
Sandıklarda saklı kalmayan bir kültür ürünü olan Osmanlı kadını giysileri, ihtişamı, asaleti, her santimetresinde kendini hissettiren el sanatıyla ''pastel'' renklerde yoğunlaşan Avrupalı kadınları haklı olarak kıskandırıyor.
kaynak