Arama

Ateş Nedir? - Tek Mesaj #2

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
29 Mayıs 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

ATEŞ


—Esk. (fare'nın etkisiyle ilk a, uzun okunur âteş). Ateş-i bahar, kırmızı gül; lâle, ü Âteş-bâr, ateş yağdıran; şiddetli, yakıcı: "Demezem kim âh-ı Ateş-bâra gönlün meyi eder” (Ömer bin Mezit, XV. yy.). || Ateş-baz (ateşle oynayan), hokkabaz. || Âteş-bâz-ı veli makamı, mevlevi tekkelerindeki beyaz post. || Âteş-bâz-ı veli ocağı, mevlevi tekkelerinde lokma pişirilen ocak. || Âteş-beste, saf, kırmızı altın. Âteş -dan, ocak mangal. || Âteş-dem, sözü ya da sesi yanık, dokunaklı olan. || Ateş -dil, her gördüğü güzeli seven; dokunaklı konuşan; çok zeki kimse. || Âteş-engiz dağlama aleti; fesat çıkaran, kundakçı. || Âteş-hatır, her güzeli seven, sözü dokunaklı, pek zeki adam. || Âteş-mizaç, sert yaratılışlı, huysuz, geçimsiz kimse. || Âteş -nâk, ateşli, kızgın, yakıcı: "... bütün cildine âtaş-nâk büseler konduruyordu." (Halit Ziya). || Ateş-pâre, ateş parçası; ele avuca sığmaz adam, yiğit: "Her katresigü-yâ ki bir Âteşpâre" (Şeyhülislam Yahya, XVI. yy.). || Ateş-i rûmi, deniz ve kara savaşlarında kullanılan yangın çıkarma araçlarından biri. || Âtaş-iter, gözyaşı; kırmızı şarap; hastalık; savaş. || Ateş-zâr, Âteşi çok olan yer, yakıcı yer: "Hanüman-ı kalbi âteş-zır kılmak, sonra da....'' (I. M. K. İnal). || Âtof-zoban, çok dokunaklı söz ya da şiir söyleyen.

—Ask. denize.
  • Ateş birleştirme, güçlü bir hedefi yok etmek ya da üzerinde yoğun baskı kurmak amacıyla birden çok geminin aynı anda ateş etmesi.
  • Ateş dirise planı, bir geminin ana bataryasının tüm toplarını aynı anda değişik hedeflere karşı kullanmak için topların hedeflerine göre çıkarılan ve dirisa değerlerini veren plan.
  • Ateş taksimi, bir geminin tüm toplarının birden çok gemi üzerine ya da bir hedefin değişik mevkilerine ateş etmesini sağlama (Böylece her top ya da top grubu yalnızca kendisine gösterilen hedefe ateş eder.)
—Ask. ve Sil.
  • Silahı ateşleme, ateşleyerek silahı boşaltma.
  • Ateş açmak, silahın menziline giren hedefe ateş etmeye başlamak.
  • Ateş basamağı, bir siperin tabanında erlerin ateş etmesi ya da düşman harekâtını gözetlemesi için bırakılan 30 cm'lik basamak biçiminde çıkıntı.
  • Ateş darbesi, makineli tüfeklerle ve kısa aralıklarla açılan ateş.
  • Ateş desteği, muharebede bir birliğin harekâtını desteklemek için ateş açma.
  • Ateş disiplini, belirli hedeflere, ateş emri alan birlik ya da birliklerin, bu emri aynen uygulaması.
  • Ateş emniyet hattı, topçu ateşi için komutanlıkça belirlenen hat. (Bundan daha kısa mesafeye izin alınmadan ateş açılamaz.)
  • Ateş fasılası, bir si lahın herhangi bir nedenle ateş etmeyi durdurduğu süre. (Uzun süre ateş etmek zorunda kalan silahların soğuması, temizlenmesi için ateş, komutla geçici olarak durdurulur.)
  • Ateş gücü, gemi, uçak, tank, birlik ya da belli bir silahın belli bir sürede ulaşabileceği atış sayısı.
  • Ateş idare merkezi, atış ilkesiyle ilgili hesapları yaparak görevli bataryalara ileten merkez.
  • Ateş idaresi, ateş üstünlüğünü elde etmek, önemli hedefleri saptamak, ateşin kesin sonuç alınacak yerler üstünde yoğunlaşmasını sağlamak için bir ya da birkaç birliğin ateşini düzenleme.
  • Ateş koordinasyon hattı, iki kuvvet arasında eşgüdüme varılmadan daha ilerisine ateş açılmayacak hat. (Bu hat, harekâtı yöneten komutanlıkça hedef üzerine yönelen iki dost kuvvetin kendi kendilerine zarar vermemeleri için gerekli eşgüdümü sağlamak amacıyla saptanır.)
  • Ateş mevzii, silah, personel ya da birliğin belirli bir hedefe ateş etmek için yerleştiği mevzi.
  • Ateş planı, bir harekâtta silahların en etkili ateşini sağlamak için yapılan plan. (Bu plan, çeşitli silahlara verilecek görevleri, ateş zamanının ayarlanması için gerekli talimat, mevzi değiştirme vb. gibi işlemlerin ayrıntılarını belirler.)
  • Ateş sahası, ateşin etkili olduğu bölge. (Ateşe katılan silahların sayısına ya da niteliklerine göre bu etki sahası değişir. Örneğin Deniz kuvvetlerinde bu saha savaş gemisinden atılacak mermilerin ulaşabileceği noktalarla belirlenen bölgedir.)
  • Ateş sürati, bir silahın ya da bir erin belirli bir sürede atabileceği mermi sayısı.
  • Ateş taksimi, etkinin artırılması için önem derecelerine göre ateşin hedeflere bölünmesi.
  • Ateş tanzimi, gözetlenen atımlardan yararlanarak etkili ateşin ilkelerini saptama.
  • Ateş tesiri, ateşin personel, silah ve malzeme üzerinde yarattığı etki.
  • Ateş üstünlüğü, sayı, duyarlık ve etki bakımından düşmandan daha büyük ateş gücüne sahip olma.
  • Ateşin kaydırılması, önceden saptanan hedeflerden daha önemli bir hedefin çıkması durumunda ateşin bu ikinci hedefe yöneltilmesi.
  • Ateşle koruma, düşman mevzilerini ateş altında tutarak taarruz eden birliğin hareketini kolaylaştırma.
  • Ani destek ateşi, bir birliği olabildiğince yakından desteklemeye yönelik ateş.
  • Baraj ateşi, düşmanın belli bir süre bir arazi parçasına ulaşmasını ya da işgal etmesini önlemeyi amaçlayan yoğun ateş (özellikle iletişim hatlarında uygulanır).
  • Baskı ateşi, belli bir süre için düşmanı görevini yapamaz hale getirmeyi amaçlayan ateş.
  • Cephe ateşi, eğik ateş, yan ateşi ya da arkaya ateş, bir hedefe cepheden, eğik konumda, yandan ya da arkadan açılan ateş.
  • Dikey ateş sahası, topun namlusunun en büyük ve en küçük eğilimleri arasında kalan saha.
  • Doğrudan destek ateşi, muharebe eden dost birliklere yardımcı olmak için ani destek ateşiyle koruma ateşini kapsayan ateş.
  • Dolaylı destek ateşi, bir tugayın ya da da . a büyük bir birliğin manevrasını kolaylaştırmak için muharebe eden birliklerinin hareketini destekleme ateşi. (Düşmanın komutanlık karargâhına, ihtiyat birliklerine, iletişim sistemlerine ve top bataryalarına karşı taciz ve baraj ateşlerini içerir.)
  • Geç ateş almak, merminin namludan güç ve gecikerek çıkması.
  • Grup ateşi, topçu birliklerinin takımca ya da bataryaca açtığı ateş.
  • Körletme ateşi, sis mermileriyle düşmanın gözetleyici, atıcı ve pilotlarının görüşünü sınırlamayı amaçlayan ateş.
  • Makaslama ateşi, aynı hedef üzerinde çeşitli yönlerden açılan ateş.
  • Mania ateşi, düşmanın, bir bölgeye girmesini önlemek için o bölgeye açılan ateş.
  • Ok nizamı ateşi, yaklaşma ateşi, borda ateşi, uzaklaşma ateşi, geri çekilme ateşi, atış doğrultusuyla atışı yapan geminin rotası arasındaki açının aşağıdaki değerleri aldığı sırada açılan ateşler: yaklaşık 0° (ok nizamı), 45° - 60° (yaklaşma), 90° (borda), 120° - 135° (uzaklaşma) 180° (geri çekilme).
  • Refakat ateşi, dost taarruz çıkış hattının ardından açılan doğrudan destek ateşi.
  • Rum ateşi - RUM ATEŞİ.
  • Sıfırlama ateşi, merminin vurduğu nokta ile nişanlanan noktayı çakıştıran ateş.
  • Sis ateşi, duman çıkaran madde doldurulmuş mermilerle açılan ateş.
  • Taciz ateşi, düşmanı rahatsız etmeye ya da moralini bozmaya yönelik, yoğun olmayan ateş.
  • Tevkif ateşi, düşman taarruzunu önlemek ya da kırmak ve böylece asıl muharebe hattındaki birlikleri korumak amacıyla açılan ateş.
  • Yafay ateş sahası, topun mahmuzu oynatılmadan ateş açabileceği en sol ve en sağ doğrultular arasında kalan saha.
  • Yaylım ateşi, tüfek ya da makineli tüfeklerle aynı anda açılan yoğun ateş.
Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 6 Ocak 2020 02:57