VAROLUŞÇULUK
Çağdaş bir felsefe akımı. Varoluş felsefesinde varlık sorunu, insan olma sorunuyla bağlantılı olarak ele alınır.
İnsan, varoluşu, sonluluğu, zamana bağlılığı ve tarihselliği içinde kavranır. Buna göre özellikle insanın varoluşunun anlamı üzerinde durulur. Amaç insanı yabancılaştırmadan kurtarmak, özgürlüğü içinde var kılmak, insanın kendini gerçekleştirmesini sağlamaktır. Fransa'da bir felsefe ve edebiyat akımı olarak biçimlenen varoluşçuluğun başlıca temsilcisi Jean Paul Sartre'dır. Sartre'a göre varoluş özden önce gelir. Kendini yapan yine insanın kendisidir. İnsan, önceden kazandığı kimi belirlenimlerin elverdiğince kendine biçim verir, özünü oluşturur.
Albert Camus, Merlaeu Ponty, Simone de Beauvoir, varoluşçuluğun Fransa'daki öteki temsilcileridir. Almanya'da ise Martin Heidegger ve Karl Jaspers varoluşçuluğu değişik boyutlarda geliştirmişlerdir. Varoluşçuluk, özellikle II. Dünya Savaşı'nın yol açtığı yıkımın sonucu olarak yaygın bir dünya görüşü boyutuna ulaşmış, bunda Jean Paul Sartre'ın romanları, oyunları etkili olmuştur. Değer yargılarının anlamını yitirdiği, ölümün olağanlaştığı ve insan yaşamının hiçe sayıldığı bir ortamda duyulan bunalım, toplumuna yabancılaşmış bireyleri varoluşçuluğa itmiştir. Varoluşçu edebiyatın ana temleri bunaltı, boğuntu, özgürlük, saçma gibi kavramlardır. MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi