İNCİ

1. Bazı yumuşakçaların ve özellikle de istiridyelerin içinde oluşan parlak, katı, sedefli, hemen hemen yuvarlak taş.
2. Tkz. Bir kimsenin yazılarında ya da konuşmalarında karşılaşılan yanlışlar, ya da beceriksizlikler: Yine ne inciler döktürmüşsün.
3. inci gibi, küçük, güzel, temiz, düzgün: inci gibi yazı. İnci gibi dişler. || inci saçmak, güzel söz söylemek. || İnci tanesi, sevimli ve güzel kız ya da erkek çocuk.

—Der. hast. Epitelyomsu inci, düz nedbe tipinde, bazoselüler deri epitelyomlarının kenarında görülen sert ve yarı saydam deri yükseltisi. (Bu incilerin birleşmiş haline İncili dantel adı verilir.)

—Kabukl. inci midyesi, inci içeren bazı midye türlerine (Unıo crıstarıa ve U. marytifera) verilen genel ad

—Kuyumc. Barok inci, düzensiz biçimli inci. || Doğal inci, hiçbir müdahalede bulunulmadan istiridye içinde gelişen inci. || Döküm inci ya da kum inci, çok küçük taneli inci. || Japon incisi, istiridye kabuğunun genellikle tek yarısı yuvarlak uru; kuyumculukta, öteki yarısı balmumuyla doldurularak pekiştirildikten sonra kullanılır. || Kaplama ya da imitasyon inci, çeşitli maddelerden (cam, reçine, vb.) yapılan inci; bu maddelere temel bileşeni inci balığı pulu olan bir ürün kullanılarak sedefli bir parlaklık verilir. || Kültive inci, yetiştirme parklarında yapay olarak elde edilen inci. || Yaldızlı inci, tuzlu sularda 5-10 m derinlikte yaşayan istiridyelerden elde edilen ve sedefi yaldızlı bir parıltıya sahip olan inci.