Arama

Sabetaizm - Tek Mesaj #2

TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #2
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
clearpixel
Sabetaycılık Hakkında 25 Nokta


clearpixelclearpixel(1) Son birkaç yıldan beri Sabataycılar konusunun gündeme girmesi üzerine bazı istihbaratçılar da harekete geçmiş; belge ve bilgi toplamaya başlamışlardır. Lozan andlaşması hükümleri uyarınca Selanik Dönmelerinin 1924'te Türkiye'ye gönderilmelerinden sonra o zamanki Türk matbuatında (basınında) çıkmış yazılar toplanmakta, eski İslâm yazısından Latin yazısına çevirilmektedir. Önemli konulardan biri de yakın tarihimizde ve günümüzde devletin önemli mevkilerinde vazife görmüş ve görmekte olan Sabataycıların listesinin çıkartılmasıdır.
(2) Önemli bir devlet kuruluşu, kendi bünyesi içindeki Sabataycıları tesbite başlamıştır. Ancak, Sabataycılar kimliklerini gizlemekte ve kendilerini Alevî olarak göstermektedir.
(3) Sabatay Sevi Mesihliğini ilân ettikten sonra Türkiye ve İran'da bulunan Kürt Yahudileri de çok heyecanlanmışlar ve onların bir kısmı Mesih'e iman etmiştir. Gerschom Scholem'in büyük kitabında bu konuda belgelere dayanılarak bilgi verilmektedir. Günümüzde Kürt Sabataycısı var mıdır? Bu sorunun cevabını araştırmak Türkiyeli araştırıcılara düşer. Varsa (ki, bu büyük bir ihtimaldir) kendilerini Sünnî veya Alevî Müslüman olarak göstermektedirler. Türkiye'de olduğu gibi İran'da da, Yahudiliklerini ve Sabataycılıklarını gizleyen sahte Kürtler olabilir.
(4) 1984'te başlayan Kürt terör hareketinde Yahudi Kürtlerin ve Sabataycı Kürtlerin rolleri, ağırlıkları var mıdır? Bu konu da ciddiyetle incelenmelidir.
(5) Dönmelerin Türkiye'ye gönderilmesinden sonra Yunanistan'da da, Elen Ortodoks kilisesine bağlı görünen gizli bir Sabataycı cemaat kaldığını Louis Massignon yazmıştıı. Acaba onlar neler yapıyor?
Msn Demon Polonya, İtalya, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde de, oradaki Hıristiyan kiliselere mensupmuş gibi hareket eden Sabataycılar bulunduğu biliniyor.
(7) Arap dünyasında, Müslüman veya Hıristiyan Arap gibi görünen Sabataycılar var mıdır? Bu konuda ilmî araştırma yapılmış mıdır?
Msn Note Türkiye'de, Balkan ülkelerinde, kendilerini aşırı, ğulat Bektaşi gibi gösteren Yahudiler olduğu iddia edilmektedir.
(9) Profesör Yalçın Küçük'ün, Sabataycılar hakkında yazmış ve yayınlamış olduğu üç kitaba ilave olarak, Kürt Yahudileri hakkında dördüncü bir kitap hazırladığını duydum, merakla bekliyorum.
(10) İlm-i Kelam âlimlerinin, Sabataycılar hakkında ilmî ve ciddî araştırmalar yapmalarını bekliyoruz.
(11) Sabataycılar, Hukuk fakültelerinin ceza hukuku kürsülerine niçin bilhassa rağbet göstermekte, ceza hukuku sahasında güçlü ve nüfuzlu hukukçular yetiştirmek için büyük gayret sarfetmektedir?
(12) Adliye teşkilâtımızda Sabataycılar var mıdır? Varsa, onların, Sabataycılar hakkında yayın yapan, onları fâş eden, açığa çıkartan yazarları, gazetecileri, fikir adamlarını muhakeme etmeleri, haklarında karar vermeleri âdil yargılama prensibine uygun mudur? Sabataycılığa karşı olan bir fikir adamı ve yazar, düşüncelerinden ve görüşlerinden dolayı mahkemeye verilse, Sabataycı hakimi reddedebilir mi?
(13) Sabataycılar, sanki her konuda, her sahada, hattâ birbirine zıt olan meselelerde geniş bir yelpaze teşkil etmektedir. İslâmî kesimin, islâmî hareketin, siyasî İslâm'ın da içine sızmışlardır. Bir Sabataycı başörtüsüne, "gericilere", Şeriatçilere ver yansın ederken, başka bir Sabataycı onları savunmaktadır. Velhasıl her taşın altında bir Sabataycı vardır.
(14) Sabataycılardan birkaç kişi, sanki anti-Sabatayist araştırma yapıyormuş gibi ortalığa saçma sapan iddialar atmakta, olmayacak şeyler söylemekte ve zihinleri karıştırmaktadır.
(15) Türkiye'nin hangi şehirlerinde kaç adet gizli Sabataycı sinagoğu bulunmaktadır? Devlet bunların listesine sahip midir? Bu gizli mabetler, yürürlükteki kanunlarımıza uygun mudur? Devletin izni olmaksızın açılan camiler ve kiliseler kapatıldığı halde, Sabataycı havralar niçin kapatılmamaktadır?
(16) Üsküdar Bülbülderesindeki Dönmeler mezarlığının önündeki caminin mihrabının kıbleye doğru olmadığı iddia edilmektedir. Dostlarımızdan Müfit bey ölçü âletleri ile bu hususu tesbit etmiştir. Halen bu camide günde beş vakit namaz kılınmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı ve İstanbul Müftülüğü bu konuda araştırma yapmış mıdır? Mihrab, iddia edildiği gibi gerçekten kıbleye dönük değilse yanlışlığın düzeltilmesi düşünülmekte midir?
(17) Başbakanlık Devlet Arşivi'nde, Sabataycılıkla ilgili dosyaların ve belgelerin kayıp olduğunu ProfesörScholem yazıyor. Devlet ve hükümet bu konuda araştırma yapmayı ve neticeyi halka bildirmeyi düşünüyor mu?
(18) İslâm'da reform ve yenilik yapılması, Şeriatsız ve Fıkıhsız bir İslâm türetilmesi, İslâm dininin Protestanlık gibi bir hümanizma haline getirilmesi, pozitif kanunlarla çatışan birkaç yüz ayetin ve birkaç bin hadisin bu zamanda hükümsüz ve geçersiz olduğu, namazda Türkçe Kur'ân tercümesi okunması, minarelerden Türkçe ezan okunması gibi teklif ve tartışmalarda Sabataycıların tuzu, biberi ne kadardır?
(19) Son yüz yıllık tarihimizdeki yenilik, reform, ihtilâl, inkılâp hareketlerinde Sabataycıların yeri, tesiri ne kadardır?
(20) Sabataycıların ülkemizi ikinci bir İsrail haline çevirmiş oldukları iddiası bir mübalâğa (abartma) mıdır, yoksa gerçeğe uygun mudur?
(21) Sabataycılar 1930'lu, 40'lı, 50'li yıllarda sinema ve film sahasında adeta bir tekel kurmuşlardı. Daha sonra basın ve televizyon alanında güç kazandılar.Onlar iletişim, halk yığınlarını ve gençliği şartlandıran güçler üzerinde niçin bu kadar durmaktadır?
(22) Sabataycıların kendilerine mahsus din adamları olduğu, bunlara "sazan" denildiği iddia edilmektedir. Acaba Türkiye'de kaç sazan var?Ne gibi dinî faaliyetler yapıyorlar? Lüks otellerde kıyılan Sabataycı nikâhlarında ve düğünlerinde sazanların, Sabataycı şeriata göre dinî nikâh kıydıkları söylenmektedir. Bu uygulama kanunlara uygun
clearpixelmudur?
(23) 1924 mübadelesinde, bütün mülklerini Yunanistan'da bırakıp gelen bir kısım Sabataycılar, kısa zamanda nasıl bu kadar zengin olabilmişlerdir?
(24) Üsküdar Bülbülderesi Dönme mezarlığında birtakım mezar taşları üzerinde "Atatür" soyadı yer almaktadır. Bu aile hangi ailedir?
(25) Bir zamanlar "Dinde Reform" adıyla aylık bir dergi çıkartan ve İslâm dinine ve şeriatına pek seviyesiz ve gülünç saldırılar yapan Çerman isimli
zatın Sabataycı olduğu doğru mudur?
clearpixel

clearpixel~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Devlet mekanizmasında Sabetaycı kadrolaşma

DEVLETİN önemli bir mevkiine dindar, namaz kılan, oruç tutan, hanımının başı örtülü, içki içmeyen, dans etmeyen sofu bir Müslüman getirilebilir mi? Getirilemez. Bunlar büyük bir bürokrat için sakınca teşkil eder. Sabataycı ve benzetilmiş büyük medya böyle bir tâyini yadırgar, yaygara kopartır, “Aşırı dinciler devlet kadrolarına sızıyor” diye manşetler atar.

Geçenlerde sayın Recep Tayyip Erdoğan bir dış seyahat yaptı. Yanında hayli gazeteci, iş adamı vardı. Zâhirde o ülke resmen ziyaret ediliyordu. Ancak o seyahatin asıl gayesi, Başbakanın orada vazife gören yüksek seviyede bir
clearpixeldiplomatımızla özel bir görüşme yapması idi.

Bu diplomatımız ülkemizin çok önemli, çok hayatî, çok
hassas bir istihbarat teşkilatının başına geçirilmek isteniyordu.

Bu Türk tiplomatının özellikleri nelerdi?
1. Annesi Sabataycı idi,
2. Babası Sabataycı idi,
3. Eşinin annesi Sabataycı idi.
4. Kendisi İsrail’de yetişmiş, yetiştirilmişti. İyi derecede İbranice biliyordu.



Sabataycılıktan, Avdetîlikten, Dönmelikten İslâm’a gerçekten, sahiden olarak dönmüş olanlar bulunabilir. Bunlara bir şey denilemez. Lakin adam hem Müslümanım diyecek, hem de İslâm’a saldıracak, bu işin içinde bir bit yeniği olduğunu anlamak için kişinin dahi, süper zekâ mı olması gerekir.

6. Bazıları da Sabataycılıkla ilgili yayınların ve iddiaların ilmî olmadığını iddia ederek kafa karıştırmak istiyor. İlmî olmaktan kasıtları nedir? Bir konudaki bütün yazıların, iddiaların, bilgilerin mutlaka akademik araştırma seviyesinde, bol dip notlu, bibliyografyalı araştırma şeklinde olması gerekmez ki. İddia iddiadır. Gerçekler bazen halk lisanıyla yazılır. Milyonlarca vatandaşa ilmî araştırma üslubu ile hitap edilemez. Gerçeklerin dip notlu olup olmaması esası değiştirmez. Bir kısım araştırıcılar derin ilmî araştırma yaparlar, başkaları da onların araştırmalarından yararlanarak,
clearpixelanlaşılır ve basit bir üslupla gerçekleri anlatan basit ve popüler yazılar yazarlar.

– Türkiye’de çok güçlü, gizli, esrarlı bir Sabataycı lobi vardır.
– Bu lobi iki kimliklidir. Zahirde Müslüman ve Türk görünür. Asıl kimliği ise bir nevi
Yahudi tarikatı olan Sabatay Sevi dinidir.
– Bunlar üç büyük aileye veya kabileye ayrılır: Karakaşlar, Yakubîler, Kapancılar.
– Kendilerine mahsus mezarlıkları vardır.
– Bunlar hakkında Avrupa’da “Son Dönmeler” adıyla dokümanter bir film çevrilmiştir.
– Bütün büyük ansiklopedilerde Sabataycılık maddesi bulunmaktadır.
– İsrailli profesör Scholem’in Sabatay Sevi hakkında bin sayfalık muazzam ve
çok önemli bir ilmî araştırması yayınlanmıştır.
– Konu hakkında başka ciddî ve ilmî kitaplar ve araştırmalar da mevcuttur.
– Sabataycıların kendilerine mahsus, Sazan denilen din adamları vardır.
– Sabataycılar, istisnâi vak’alar dışında Müslümanlarla evlenmezler.
– Yakın tarihimizdeki bütün darbe, inkılap, ihtilal, değişim hareketlerini Sabataycılar yapmışlardır.
– Ülke rantlarının büyük kısmı Sabataycılar tarafından paylaşılır.
– Dışişleri Bakanlığı Sabataycıların en güçlü oldukları dairedir.
– Büyük medyada güçleri büyüktür.

clearpixeltacclearpixel
Bunca gerçek karşısında “Sabataycıları incelemek, bu konuda yayın yapmak ahlâka aykırıdır. Bir nevi antisemitizm yapmaktır...” gibi fikirler ileri sürenlere ne demeli? Onlardan bazıları benim dinime saldırırken anti-islâmizm yapmış olmuyorlar, ben onları incelerken antisemitizm yapmış oluyorum... Antisemitizm yapmak elbette doğru değildir. Ancak, antisemitizm başka şeydir, Sabataycıları incelemek, merak edip araştırmak, ne olduklarını anlamaya çalışmak başka şeydir. Profesör Yalçın Küçük, Sabataycılıkla ilgili birinci eserine Tekelistan adını koymuştur. Niçin? Çünkü bu ülkede birtakım gizli, esrarlı, güçlü lobiler yaman bir tekel kurmuşlardır. Türkiye’de birtakım güçler demokrasiyi de, laikliği de, cumhuriyeti de kendi işlerine, kendi menfaatlerine uygun bir şekilde yorumlamaktadır.

Bu gizli ve esrarlı güçler ülkemizin, devletimizin, toplumumuzun tarihî devamlılık çizgisine ve mecrasına oturmasını istemiyorOnlar millî kimliği erozyona uğratıyor. Onlar Türkiye’deki topyekûn, genel, total buhranın sorumlusudur.
Sabataycılar hakkında sorulması gereken ana suallerden biri de şudur:

– Sabataycılar niçin hukuk fakültelerinin ceza hukuku kürsüleriyle bu kadar yakından ilgileniyorlar, buralarda kadrolaşılıyorlar? Ceza hukukunu niçin bu kadar çok seviyorlar?

1950’li, 60’lı yıllar... Ceza Kanunumuzdaki 163. madde ile dindarlar üzerinde ağır baskılar yapılıyor. Risale-i Nur okuyan, dinî faaliyette bulunan, dinî yazı yazan nice vatandaş ağır ceza mahkemelerine veriliyor. Mahkeme yazının, konunun bilirkişiye havalesini uygun görüyor. Bilirkişiler mâlum... Rapor geliyor. “Yapılan tedkik sonunda yazının veya fiilin 163’üncü maddeyi ihlal ettiği ve suç işlendiği kanaatine varılmıştır...” Karar: “Sanığın şu kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis yattıktan sonra da şu şehirde şu kadar yıl sürgüne gönderilmesine...”

Bendeniz 60’lı yıllarda 163’üncü maddeyi ihlal suçuyla ağır ceza mahkemelerinde çok süründüm. Yazdığım yazıların nicesi yüzünden mahkemeye verildim. Dosyalarda hep Pembe bilirkişilerin raporları vardı. Nihayet bir gün tepem attı. Bir yazımın altına şu mealde bir not koydum: “Bu yazıyı hiçbir Mason, Dönme, dinsiz, vicdansız bilirkişi inceleyemez...” Bu yazıdan da mahkemeye verildim. Savcı ifademi almak için çağırdı. Baktım dosyada şöyle bir bilirkişi yazısı yer alıyor: “Sanık, peşinen bilirkişiyi tahkir etmiş olduğundan istenilen incelemenin yapılması uygun görülmemiştir...” Şimdiye kadar defalarca yazdım, tekrar ediyorum:

Tezelden çok ciddî, çok ilmî bir “Türkiye Sabataycılarını İnceleme Dergisi” çıkartılmalıdır. İlmî olacağı için senede iki veya dört defa çıksa yeter. Geniş hacimli olmalı, her sayısında on kadar konu çok derin, çok ciddî, çok seviyeli bir şekilde, kaynaklar, belgeler bildirilmek şartıyla incelenmelidir.

Bunun yanında, halkı aydınlatmak için konuyla ilgili popüler kitaplar, broşürler, makaleler de yayınlanmalıdır.
Bilgi ışıktır, bilgi güçtür. Yeter ki, gerçeğe hizmet edilsin.

Son düzenleyen kompetankedi; 16 Eylül 2006 11:29