Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Futbol


Ad:  Futbol Kuralları-3.jpg
Gösterim: 1855
Boyut:  21.5 KB
Futbol, dünyada en yaygın takım sporudur.. Başta Avrupa ve Güney Amerika ülkeleri olmak üzere hemen tüm ülkelerde çok sevilir ve geniş bir izleyici kitlesi tarafından izlenir. İngilizce football’dan türetilen futbol, "ayak topu" anlamına gelir.

Tarihçe


Daha ilkçağlarda futbolu andıran oyunlar oynandığı bilinmektedir. Avrupa'da İÖ 2. yüzyılda Romalılarca yaygınlaştırılan bir oyun futbola çok benziyordu. Bu oyun bugünkü futbolun öncüsü sayılır. Bu eski Roma oyunu İngiltere'de öylesine sevilmişti ki, karşılaşmalar kentler arasında çatışmaya bile yol açmıştı. Bundan dolayı bu oyun 12. yüzyılda yasaklandı.

Günümüzde oynanan futbol, İngiltere'de 19. yüzyılın sonlarında kurallara bağlandı. 1863'te İngiltere’de kurulan Futbol Birliği bu kuralların belirledi. Oyunda sert, acımasız ve kırıcı hareketler yasaklandı. Bu anlayışı sürdürenler ise, futbolun değişik biçimi sayılan ragbiyi geliştirdiler. Futbol, 19. yüzyılın sonlarında İngiltere'den Avrupa'ya yayıldı. Kısa bir süre içinde de dünyanın birçok ülkesinde oynanan bir spor haline geldi. 1904'te Uluslararası Futbol Federasyonu (FIFA) kuruldu. FIFA’nın yönetiminde 1930’da ilk Dünya Kupası karşılaşmalarını düzenledi.

Ad:  Futbol Kuralları-4.jpg
Gösterim: 1334
Boyut:  21.1 KB

Kurallar


Futbol 11'er kişilik iki takım arasında oynanır ve kendine özgü kuralları vardır. Oyunun amacı, ayakla topu rakip kaleye sokmaktır. Topu elle ve kolla oynamak kesinlikle yasaktır, ama kafa ile ya da kurallara uygun olarak bedenin herhangi bir yeriyle topa vurulabilir. Yalnızca kaleci belirlenmiş bir alan içinde topu elle tutabilir.

Futbolcular kendi takımının simgesi olan forma giyerler. Her oyuncunun forması üzerinde farklı bir numara yazılıdır. Yalnızca kaleci, öbür oyunculardan kolayca ayırt edilebilmesi için farklı renkte forma giyer. Bütün futbolcular, bu oyun için uygun biçimde üretilmiş özel ayakkabılar kullanırlar.

Futbol alanı bir dikdörtgen biçimindedir ve uzunluğu 100-110 metre, genişliği ise 64-75 metredir. Uzun kenarlara taç çizgisi, kısa kenarlara aut çizgisi denir. İki taç çizgisi arasında uzanan ve alanı tam ortasından ikiye bölen çizgiye ise orta çizgi adı verilir. Orta çizginin tam ortasında 9,15 metre yarıçapında bir çember bulunur ve bu çembere de orta yuvarlak ya da santra yuvarlağı denir. Karşılaşma bu çemberin içinden yapılan vuruşla başlar. Karşılaşma başlamadan önce oyuncular, kendi yarı alanlarında yer alırlar. Kısa kenarlarında, aut çizgisinin tam ortasında birer kale bulunur. Kalenin iki direğinin arası 7,32 metre, yüksekliği ise 2,44 metredir. Futbol topunun çevresi 68-71 cm, ağırlığı ise 435-497 gram arasında değişir.

Kale önlerinde kale çizgisine bitişik olmak üzere 40,32 x 16,50 metre boyutlarında ceza alanı bulunur. Kalecilerin topu elle tutabildikleri tek yer burasıdır. Bu alan içinde, kalenin hemen önünde 18,32 x 5,50 metre boyutlarındaki başka bir alana da altıpas denir. Ceza alanı içinde rakip oyuncuya yapılan fauller ve kaleci dışındaki futbolcuların elle topa dokunmaları dahil 9 kusurlu hareket olarak nitelendirilen hareketler penaltıyla cezalandırılır. Penaltı atışı, ceza alanı içinde kale çizgisinin ortasından 11 metre uzaklıktaki penaltı noktasından yapılır. Kaleci, top penaltıyı atan oyuncunun ayağından çıkmadan öne doğru hareket edemez, yalnızca kale çizgisi üzerinde sağa sola hareket edebilir.

Hakem kuralları çiğneyen takımı serbest vuruş kararıyla da cezalandırabilir. Serbest vuruşlarda, rakip takımın oyuncularının topa vuruş noktasından en az 9,15 metre uzakta durmaları gerekir. Eğer bir oyuncu rakip oyuncuyu sakatlayacak ölçüde sert ve kasıtlı faul yaparsa, orta hakem bu oyuncuyu sarı ya da kırmızı kartla cezalandırılır. Kırmızı kart gören oyuncu oyundan çıkarılır ve takımı eksik oyuncuyla oyunu sürdürmek zorunda kalır. Üst üste iki sarı kart gören oyuncu da kırmızı kart görmüş durumuna düşer. Futbol oyununda bir başka ceza atışı da ofsayttır. Top hücuma geçen takımın oyuncusuna atıldığı sırada, o oyuncu ile kale arasında, kaleci dışında karşı takımdan en az bir oyuncu yoksa ofsayt kararı verilir. Ofsayt yalnızca karşı takımın oyun alanı içinde gerçekleşir.

Top hücumdaki takımının oyuncusunun ayağından aut çizgisi dışına çıkarsa aut olur. Bu durumda top altı pas içinden yeniden oyuna sokulur. Top savunma halindeki takımın oyuncusuna çarparak aut çizgisinden dışarı çıkarsa korner olur. Bu durumda hücum etmekte olan takım tarafından topun çıktığı bölümdeki köşeden kaleye korner ya da köşe atışı denen bir atış yapılır. Top taç çizgisi üzerinden oyun alanının dışına çıkarsa taç olur ve top karşı takımın oyuncusu tarafından dışarı çıktığı noktadan oyuna sokulur. Taç atışı elle yapılır. Taç ve korner atışlarından ofsayt kuralı uygulanmaz.

Futbol dört hakemin yönetiminde ve gözetiminde oynanır. Bir orta, iki de yan hakem bulunur. Oyunu orta hakem yönetir ve verdiği kararları kesin olarak uygular. Taç çizgisi üzerinde görev yapan yan hakemler ise, topun oyun alanının dışına çıkışını, ofsaytları işaret etmenin yanı sıra faullerde, elle oynamalarda, golü belirlemede, oyuncu değişikliklerinde orta hakeme yardımcı olurlar. Oyun alanının yarısından sorumlu olan yan hakemler, orta hakemi ellerindeki küçük bayraklarla uyarırlar.

Futbol karşılaşması, her biri 45'er dakikalık iki devrede oynanır. İki devre arasında 5 dakikalık ara verilir. Oyun içinde çeşitli nedenlerin yol açtığı duraklamaların süresi dördüncü hakem tarafından belirlenir ve bu süreler her devrenin sonuna eklenir. Eleme maçları berabere bittiğinde oyuna 15’er dakikalık iki devre daha eklenir. Bu süre içinde ilk golü atan takım oyunu kazanır ve golün atıldığı anda maç sona erer. Bu uygulamaya “altın gol” kuralı adı verilir. Uzatma devrelerinde de maç berabere biterse, penaltı atışlarıyla oyun sonuçlandırılır.

Dünya'da Futbol


Bütün ülkelerin futbol federasyonları FIFA’ya bağlıdır ve FIFA’nın merkezi Zürich’tedir. Ayrıca Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) gibi beş tane de kıta konfederasyonu vardır.
Ulusal futbol karşılaşmaları, her ülkenin kendi futbol federasyonunun yönetiminde yapılır. Olimpiyat Oyunları'ndaki futbol karşılaşmaları ile Dünya Kupası gibi karşılaşmalar ise FIFA düzenler. Ayrıca her kıta konfederasyonu da kendi yetki alanında karşılaşmalar düzenler. UEFA'nın düzenlediği, Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası ve Kupa Galipleri Kupası bu tür turnuvalardır.

Dünya Kupası dört yılda bir düzenlenir. Son Dünya Kupası 9 Haziran- 9 Temmuz 2006 tarihleri arasında Almanya'da yapılmış ve kupayı finalde Fransa'yı penaltılarla yenen İtalya kazanmıştır. Dünya Kupası’nda en başarılı ülke olan Brezilya, bu kupayı beş kez (1958, 1962, 1970, 1994 ve 2002) kazanmıştır.

Başta Brezilya olmak üzere Güney Amerika takımları heyecan verici ve ustalığa dayalı bir futbol oynarlar. Pele, Didi, Maradona gibi birçok büyük futbolcu bu kıtadan çıkmıştır. Avrupa'nın güçlü takımları arasında Fransa, İngiltere, İtalya, Hollanda, Portekiz, İspanya, Almanya, Türkiye, Yunanistan, Danimarka, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Rusya sayılabilir.Ve bunun yanı sıra İngilteree Premier Lig ise tüm dünyada büyük bir yankı uyandırmıştı.Ve aynı zamanda dünyada rekabet yarışına yol açan iki rekabetide Real Madrid ve Barcelona oluştırmuştur. Bu rekabet baya uzun bir süre sürecek gibi gözüküyor.

Türkiye'de Futbol


Türkiye'de futbol 1890'larda İzmir'e yerleşmiş olan İngilizlerce oynanmaya başladı. İngilizlerden sonra futbol takımları kuran Rum ve Ermeni gençler bu sporu İstanbul'a taşıdılar. Türkiye'deki ilk lig karşılaşmalarına 1904'te İstanbul'da gene İngilizler öncülük ettiler. O dönmede futbola iyi gözle bakılmadığı ve II. Abdülhamid yönetimi kalabalıkların oluşmasını istemediği için ilk Türk futbol takımı ancak 1901'de Kadıköy'de kurulabildi. Bu baskılardan dolayı da takıma İngilizce "Black Stockings" (Siyah Çoraplar) adı verildi. Ne var ki ilk maçın sonunda Black Stockings'in Türk takımı olduğu anlaşılınca oyuncularının bir bölümü tutuklandı. Daha sonra 1905'te Galatasaray Spor Kulübü, 1907'de Fenerbahçe Spor Kulübü, 1908'de Vefa ile Beykoz ve 1909'da Beşiktaş Jimnastik Kulübü (Beşiktaş Jimnastik klübü 1903'te kurulmuş olmasına rağmen futbol şubesi 1909'da açılmıştır) gibi spor kulüpleri kuruldu.

İstanbul Ligi şampiyonluğunu 1909'da ilk kez bir Türk takımı olarak Galatasaray kazandı. Böylece yabancıların kurduğu takımların üstünlüğü son buldu. Bu tarihlerde İstanbul ve İzmir'de yeni Türk takımları kuruldu. İzmir’de 1912'de kurulan Karşıyaka'yı 1914'te Altay izledi. Türk Futbol Federasyonu'nun kurulması I. Dünya Savaşı nedeniyle gecikti ve ancak 1923'te kurulabildi. Türkiye ilk ulusal maçında Romanya ile 2-2 berabere kaldı.

İlk lig maçları 1923'te İstanbul, Ankara ve İzmir'in amatör takımları arasında yapıldı. 1951'de profesyonelliğin kabul edilmesiyle bu üç ildeki karşılaşmalar profesyonel lig maçlarına dönüştü. Profesyonel Türkiye ligi 1959'da Milli Lig adını aldı ve ilk Milli Lig'in ilk şampiyonluğunu Fenerbahçe kazandı. Bu gelişmeler ülkenin hemen her kentinde ve büyük ilçesinde bir profesyonel futbol takımının doğmasına yol açtı. 1962'de İkinci Lig, 1966'da Üçüncü Lig kuruldu ve Milli Lig, Birinci Lig ve daha sonra Süper Lig olarak anılmaya başlandı.

Türk milli takımı Dünya Kupası final grubuna katılma hakkını ilk kez 1949'da kazandı. Ama parasal olanaksızlıklar nedeniyle 1950'de Rio de Janeiro'ya gidemediği için elendi. 1953'te İsviçre ve İspanya'yı eleyerek 1954 Dünya Kupası finallerine katılma hakkını yeniden kazandı. Ama Almanya Federal Cumhuriyeti'ne yenildi. Türkiye'nin 1956'da, o yılların güçlü takımı sayılan Macaristan’ı 3-1 yenmesi dikkat çekiciydi. Türk futbolu son dönemlerde önemli gelişme gösterdi. Türk milli takımı ilk kez 1996’da Avrupa Şampiyonası finallerine katıldı. 2000’de Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek finale yükseldi. 2002’de Japonya ve Güney Kore’de düzenlenen Dünya Kupası’nda Türkiye üçüncü oldu. Takımlar düzeyinde ize Galatasaray futbol takımı 1999-2000 sezonunda UEFA Kupası’nı, Ağustos 2000’de de Süper Kupa’yı aldı.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 7 Haziran 2016 23:58