Arama

Divan Edebiyatı - Tek Mesaj #23

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
21 Haziran 2011       Mesaj #23
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Divan Edebiyatı


Türklerin, Müslümanlığı benimsemesinden sonra, Arap-Fars kültürünün etkisi altında yarattıkları, öz ve biçim olarak ortak temler, belli ilkeler çevresinde gelişen edebiyata verilen ad.

Şairlerin, şiirlerini divan denilen yazma kitaplarda toplamalarından dolayı bu adı almış, yüksek zümre (havass) edebiyatı, saray edebiyatı, klasik Türk edebiyatı gibi adlarla da anılmıştır. İslâmî Türk edebiyatı, ümmet çağı Türk edebiyatı gibi kavramlar ise yalnız divan edebiyatını değil, zümre-tarikat edebiyatının halk edebiyatı içinde düşünülen ürünlerini de kapsar.

Divan edebiyatı eldeki ilk ürünlere dayanılarak 13. yüzyıldan başlatılmakta, dindışı (lâdini-profane) ve dinî-tasavvufi divan edebiyatı biçiminde ikiye ayrılarak ele alınmaktadır. Bu iki alanda verilen ürünlerden günümüze kalabilenler öz ve biçim açısından belli bir ustalığa erişilmiş olduğunu göstermekte, bu ise divan edebiyatının başlangıcını 13. yüzyıl öncesine götürmek gerektiğinin kanıtı sayılmaktadır. Ama divan edebiyatı kavramının Anadolu'da gelişen Türk edebiyatının bir kolu için kullanıldığı, Batı Türkçesi ile verilen ürünleri kapsadığı belirtilmelidir. Divan edebiyatı, şiir ve düzyazı olarak ikiye ayırdığımız temel anlatım yolları açısından incelendiğinde, divan şiirinin belli dönemlerden geçerek, divan nesrinin ise dönemlere bağlanmaksızın birbirine koşut üç kolda geliştiği görülür. Buna göre divan şiirini beş döneme ayırabiliriz: Kuruluş dönemi, başlangıçtan (1250), Fatih dönemine (1451) kadardır. Geçiş dönemi, Fatih ve II. Bayezit dönemlerini (1451-1512) kapsar. Bu dönemde divan şairleri halk dili geleneğini sürdürürken, divan şiirinin de saray edebiyatı olmasına çalışmışlardır. Klasik dönem, Yavuz Selim'den (1512) I. Ahmet dönemine (1603) kadar sürer. Sebk-i Hindi akımı I. Ahmet, IV. Murat ve IV. Mehmet dönemi şairlerinde görülür. Hint üslubu etkisi olarak nitelenebilecek bu akım bir yüzyıl sonra III. Selim dönemi şairi Şeyh Galip'i de etkileyecektir. Son olarak yerlileşme dönemi, Sabit ve Nabi'den başlayarak III. Ahmet dönemi (1704-1730) şairi Nedim'le yetkinleşir ve Tanzimat'a kadar sürer. Bu bölümlemeye Tanzimat sonrası eklenebilirse de verilen örneklerin sınırlı olduğu, divan şiirine yeni bir boyut getirmediği görülür.

Düzyazı ise başlangıçtan Tanzimat'a kadar birbirine koşut olarak gelişen üç kola ayrılır: Halkın konuştuğu dile dayanan sade nesir, süslü nesir ve orta nesir. Divan nesri ya da inşa terimi süslü nesir için kullanılır. Süslü nesir, Arap ve Fars sözlüklerinden seçilmiş sözcüklerin yine o dillerin gramer kurallarına göre kullanımına, divan şiirinin söz sanatlarına ve "seci"ye dayanır. Amaç, anlatılmak istenenin iletilmesinden çok, hüner göstermektir. Ama divan sanatçılarından birçoğu, genel olarak orta yolu izlemişlerdir. Orta nesirde amaç, anlatılmak istenenin aktarılması olduğundan, söz ve anlam oyunlarından kaçınılmıştır. Yabancı sözcük ve tamlama oranı da yazardan yazara değişir. Secili cümlelerde de kısalık yeğlenmiştir. Divan edebiyatının oluşumunda Arap ve Fars etkisi kaba bir genellemeyle, dil-söyleyiş, biçim-tür, öz-konu açılarından ele alındığında yapılacak döküm, bu edebiyatın belirgin niteliklerini de kapsar. Divan sanatçısının kullandığı dil Türkçe, Arapça ve Farsçadan oluşmuş karma bir dildir. Kimi sanatçılar bütünüyle Arapça ve Farsça ürünler de vermişlerdir. Divan şairlerinin genellikle İran şairlerinin söyleyişini örnek aldıkları, onları aşmaya çalıştıkları görülür. Divan edebiyatında asıl etkinin İran damgasını taşımasının nedeni budur.

Vezin olarak aruz vezni benimsenir. Şiirde nazım birimi beyittir ve gazel, kaside, mesnevi, rubai gibi Arap ya da İran edebiyatından alınma nazım biçimleri kullanılır. Özüyse din, tasavvuf, İran mitolojisi (kaynak olarak Şehname) belirler. Belli başlı temler, motifler, kavramlar, işlenen ortak konular da genellikle Arap-İran kaynaklıdır. Özet olarak, divan edebiyatının serüveninin sarayla atbaşı yürüdüğü, sarayla doğup sarayla büyüyüp sarayla çöktüğü söylenebilir.

Yüzyıllara göre, belli başlı divan şairleri şunlardır:
  • Hoca Dehhani, Kadı Burhanettin (13. yüzyıl);
  • Nesimî, Şeyhî, Ahmedî (14. yüzyıl);
  • Ahmet Paşa, Necati (15. yüzyıl);
  • Zati, Hayali, Fuzuli, Baki, Ruhi (16. yüzyıl);
  • Nef'i, Şeyhülİslâm Yahya, Nailî, Neşatî, Sabit, Nabî, Nevizade Ataî (17. yüzyıl);
  • Nedim, Şeyh Galip, Enderunlu Vasıf (18. yüzyıl);
  • Keçicizade İzzet Molla, Leskofçalı Galip, Yenişehirli Avni (19. yüzyıl).
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen perlina; 28 Kasım 2016 13:47