Arama

Mide Hastalıkları - Tek Mesaj #6

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #6
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Peptik Ülser Hastalığı
Peptik ülser hastalığı duedenum(oniki parmak) ve gastrik(mide) mukozada oluşan aşınma ve delinme olup, muskularis içine alacak şekilde ilerler. Asit ve pepsin ihtiva ettikleri için mide ve oniki parmak bağırsağında bulunan ülserlere peptik ülser denir. A.B.D.'de de hayatları boyunca her yüz kişiden 10'unda peptik ülser oluşmakatadır. Ülser herhangi bir yaşta oluşabilir. Ama çoçukluk döneminde nadir rastlanmaktadır. Duodenal ülserler en fazla 30 ile 50 yaşları arasında, mide ise genelde 60 yaşından büyüklerde görülür. Duodenal ülserler erkeklerde, mide ülserleri de kadınlarda daha fazla görülmektedir.

ÜLSERE NEDEN OLAN FAKTÖRLER NELERDİR?

Son yüzyılda doktorlar stres ve dietin ülserin oluşmasına etki eden faktör olduğuna inanamışlardır fakat daha sonraki araştırmalar bunun daha ziyade hazım sıvıları(hidroklorik asit ve pepsin) ve midenin bunlara karşı müdafasının yetersizliğinden ülserlerin oluştuğu kanıtlanmıştır. Bugün ise ülserlerin en çok helicobacter pylori isminde bakteriden oluştuğu anlaşılmıştır.

Yaşam Tarzı
Diet ve psikolojik stres artık eski önemini kaybetmiştir.Yine de aktif ülser iyileşene kadar, yağlı ve kızarmış, asitli gıdalardan uzak durulması çoğu hekim tarafından önerilmektedir.

Sigara
İnsanlarda ülser oluşmasındaki önemlşi faktörlerden biridir. Ülser oluşumu riskini arttırır. Oluşmuş olan ülserin iyileşmesini engelleyip ve iyileşmiş olan ülserin tekrarlanmasını sağlar.

Kafein
Kahve, çay, kola ve kafein ihtiva eden gıdalar mideden asit salgılamasını arttırarak mevcut olan ülseri canlandırarak ağrıyı arttırır.

Alkol
Aşırı alkol alanlarda ve sirozlu kişilerde oluşumu artar. Stres Psikolojik stres ülserlere neden olmasa bile, ülserli kişiler psikolojik stres yaşadıkları zaman ülserden duydukları ağrı daha fazla artar. Fiziksel ağır yaralanmış kişiler, örneğin ağır yanıklar ve büyük ameliyet geçirmiş kişiler midede ülser oluşma riskini arttırmaktadır.

Asit ve Pepsin
Araştırmalar gösteriyor ki midenin asit ve pepsine karşı müdafası azaldığı zaman ülser oluşmaktadır. Mide de mukus ve bikarbonat salgılanarak koruyucu tabaka oluşur. Bikarbonat asiti nötralize etmektedir. Midedeki kan dolaşımında hasar görmüş mide hücrelerinin tamiri ve yenilenmesi için önemlidir.

Non_steroidal Antienflamatuar İlaçlar(NSAİDs)
NSAİDs, prostagladin salgılamasını engellediği için mideyi asit ve pepsine karşı daha hassaslaştırmaktadır. Aspirin, Ibuprofen, Naproxyn sodium gibi romatizma düşürücü ilaçlara NSAİDs denir. Aspirin ayrıca ağrı kesici, ateş düşürücü ve çeşitli hastalıklarda kan sulandırı olarak da kullanılmaktadır.

Bağırsakta çözülen NSAİDs'lerde de mideye aynı etkiyi gösterecek midenin müdafa sistemini azalatarak ülserin oluşumuna zemin hazırlayabilir. NSAİDs bırakıldığında bu tür ülserler kaybolmaktadır. Yeni gelişen COX_2 inhibitör non steroidlarda bu tür komplikasyonlar çok daha az görülmektedir.

Helicobacter Pylori
Helicobacter Pylori spiral şeklinde midede bulunan bir tür bakteridir. Bu bakteri mide ve duodenumdaki tahribat yaparak enflamasyon ve ülserlere neden olur. Üreaz isimli enzimi salgılayarak mide asitinden kendini korumakta olan bu bakteri, midede yaşamaktadır. Midenin koruyucu müküs tabakasını delerek geçebilmektedir. Hem kendi salgılarıyla hem de midenin asit salgılamasını artırarark midede enflamasyon( iltihabi tahriş) yaratıp ve bu da ileride ülsere dönüşebilmektedir. Çok kişide helicobacter pylori enfeksiyonuna yakalandıklarından, birkaç hafta içinde gastritis oluşabilmektedir. Yalnız herkesde şikayetlere yol açmaz.

Diğer
Midedeki asiti çok fazla yüksek seviyelere çıkararak midede ülsere yol açan Zolinger_Ellison sendromu gibi hastalıklar mevcuttur. Ayrıca multiple endokrin adenoma sendrome ve sistemik mastocytosis gibi genetik hastalıklar ülserlere yol açmaktadır.Kan grubu sıfır olan kişilerde duodenal ülser riski daha fazladır.

ÜLSERLERDEKİ SEMPTOMLAR NELERDİR?
En fazla mide bölgesinde( epigastrium) kazıntı ve yanma hissi vardır. Ağrı genellikle yemek arası veya sabah erken saatlerde olmaktadır. Birkaç dakikadan birkaç saate kadar devam edebilen ve bazen yemek sonrası ve antiasit aldıktan sonra iyileşme gösterebilir. Bazen bulantı, kusma, iştahsızlık, ve kilo kaybı olabilir. Kanayan ülserler mideden veya onik parmak bağırsağından ülserin iyileşmesini sağlar. Reflüye(mideden yemek borusuna asit dönmesi) ait özafagus ülserlerinde de bu tür ilaçlar çok etkilidir.



ÜLSERİN KOMPLİKASYONLARI NELERDİR?
a)
Ülser ilerledikçe altındaki damarı aşarak kanamaya neden olabilir.Yukarıda bahsedildiği gibi kronik ve klinik olarak belli olmayan yavaş kanamaya neden olabilir veya ağır aktif kanama olabilir. Ülserden kanayan hastaların % 10'unda kanama dışında başka şikayetleri yoktur.
b) Midenin uç kısmında tam duodenuma girişe yakın ülser oluştuğunda ödem ve skatris dokudan dolayı darlık meydena gelebilir. (Pilorik stenoziz) ve buna bağlı olarakta şikayetler gelişir.
c) Perforasyon, ülserinin mide veya duedenum duvarını delerek karın boşlupuna (peritona) açılmasına denir. Bu streil ortamı bakteri ve mide muhteviyatının girmesi ile peritonit ağır ve ciddi şikayetlere yol açabilir.

ÜLSERLER NASIL TEŞHİS EDİLİR?
1) Mide Duodenal Grafisi
Bu baryumla çekilen bir filmdir. Bunun dezavantajlarından bir tanesi radyoloğun tecrübeli olmasına rağmen % 30'a varan yorum faklılığı olabilir. Ayrıca helicobacter pylori varlığı belli olmayıp biopsi alınamamaktadır.

2) Endoskopi
Ülserin teşhisi için en hassas yöntem budur.Hafif sedasyon verilerek fleksible ucunda kamera bulunan ince bir cihaz ağızdan sokularak zafagus( yemek borusu), mide ve duodenum inceleniyor. Lüzum halinde dijital fotoğraf çekilebilinir. Helicobacter pylori testi yapılıp, gerek olursa histoloji için biopsi alınıyor. Bu test genelde 5 ile 10 dk.'yı geçmez.

3) Helicobacter Pylori testi
Bunun için değişik testler mevcuttur. Mideden biopsi alınıp, mikrobiyolojiye göndererek kültür yapılabilinir. Patolojiye göndererek histoloji incelenir. Clotest yapılarak üreaz enzimin salgılamasını çoğu zaman 1 saat içinde tespit edilerek neticeye varılabilir. Bunun yanı sıra nefes test yapılarak solunumda ve kan testi yapılarak antikor tespit edilebilir. Antikorun kanda tespiti sadece daha önce hastanın helicobacter pylori geçirdiği anlaşılır ve hala mevcut olup olmadığı anlaşılmaz.

ÜLSER NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Herhangi bir dietin etkili olmadığı anlaşılmıştır. Genel olarak fazla yağlı ve kızartılmış veya fazla asitli gıdalar ülser iyileşene kadar uzak durulması genelde önerilmektedir. Sigaranın ve alkolun bırakılması çok önemlidir. Aspirin ve diğer NSAİDs lerin geçici olarak bırakılması gerekir.

İlaçlar
Asit düşürücü ilaçlar
a) H2 blokerler:
Bunlar Simetidin, Ranitidin, Famotidin ve Nizatidin'dir. Bu tür ilaçlar H2 reseptörü bloke ederek asit salgılamasını azaltıp ve ülserlerin iyileşmesine yol açar.
b) Asit pompa inhibitörleri: Bunlar Omeprezol, Lansoprosol ve Pantoprozol. Bunlar asit pompasını inhibe ederek asit salgılamasını önemli ölçüde azaltarak ülserlerin iyileşmesini sağlar.

Mukozayı Koruyucu İlaçlar
Bunlar midenin müküs tabakasını asite karşı korumaktadır. Asit salgılamasını önlemiyor.

a) Sucralfat; bu ilaç ülserin tabanına yapişarak asite karşı zararı engellemektedir.
b) Misoprostol; Sentetik prostoglandın( vücutta normal olarak bulunan bir madde) mide tabakasını mukus ve bikarbonat salgılamasını artırıp, mide kan dolaşımınıda arttırarark ülserin iyileşmesini sağlar ve NSAİDs' e karşı koruyucu etkiside vardır.
c) Anti asitler; bunlar kismi rahatsızlık sağlayıp,midedeki asiti nötüralize eder.
d) Bizmut subsalicylate; bunlar helicobacter pyloriye karşı hem mide koruyucu hem de antibacteriyal etkileri vardır.

Antibiyotikler
Helicobacter pylorinin duodenal ülserlerdeki % 95, mide ülserlerdeki rolü % 50 olduğu için ülserin tedavisinde çok önem kazanmakatadır. Son 10 senede çok değişik antibiyotik protokollar kullanılmıştır ve zamanla daha pratik hale gelmiştir. Şimdiki kullanılan tedaviler bir hafta proton pomp loker( Omeprozol,Lansoprosol veya Pantoprazol) veya pylorid (Ranitidin ve Bizmut subsalicylate karışımı) günde iki kez alınarak uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra 2 antibiyotik_Klaritromisin ve Amoksisilin(veya Metronidazol) aynı anda 1 hafta boyunca verilmektedir. Bu tedavi ile helicobacter pyloriyi yok etme şansı % 90'dan daha fazladır.

Kimlere Ameliyat Gerekebilir?
Günümüzde artık ameliyat eskiye nazaran ameliyata çok daha az gerek duyuluyor. Bunların nedenleri ülser için diagnostik metotların ve kullanılan ilaçların daha iyi ve endoskopik tekniklerin daha gelişmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Tüm medical tedavilere rağmen iyileşmeyen ülser ve devam eden ağır kanmalar ve balonla açılamayan darlıklara ancak ameliyat gerekebilir. Bazı yapılan ameliyat türleri: vagotomi(midedeki siat salgılaması için, önemli olan vagus siniri kesilmesi), antrectomi( midenin ön kısmının çıkarılması), gasrektomi parsiyel, subtotal veya total, pyloroplasty vagatomi ile yapılacak başka bir ameliyat türüdür.



ÜST SİNDİRİM SİSTEMİNDE BAŞKA NASIL ÜLSERLER BULUNABİLİR?Şunu bilmek gerekir ki ülser selim bir hastalıktır. Ama ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Mide ülseri iyileşene kadar takip edilmelidir. Az da olsa kanser riski vardır. Bazen görünüm ve biopsi olarak selim olsa da daha derin tabakalarda habis olan hücreler mevcut olabilir, özellikle de yaşlı hastalarda. Duedenumdaki ülserler hemen hemen her zaman selimdir, ama lenfoma gibi habis ülserlerle nadiren karşılaşılabilinir. Özafagusta(yemek borusu), değişik nedenlerden dolayı enflamasyon ve ülser oluşabilir. Buda sık görülmektedir. Bilhassa herni hiatal( mide fıtığı) olan insanlarda daha fazla görülmektedir. Mide ülserlerindeki şikayetlerin bir kısmı özafajiti olan hastalar da paylaşır. Bunun yanı sıra reflü, retrosternal yanma, ağrı gibi şşikayetleri vardır. Bazen kalp rahatsızlığı olan kişilerde göğüs ağrısı gibi kendini gösterir. Fakat şu unutulmamalıdır ki özafajitis(yemek borusu iltihaplanması) genel olarak midedeki asite bağlıdır ve midedeki asitin özafagusa fazla miktarda çıkararak burda değişik derecelerde iltihaplanmalara neden olabilir. Akciğer şikayetlerine de yol açabilir veya mevcut olan şikayetleri de arttırabilir.