Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Tek Mesaj #9639

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #9639
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ben burada böylece bilmem kaç asırlık
tortusuyla ölümün tazelenen gülümsemesi
ve kimin parmakları kana uzansa kırılan
damardan kalbe yürüyen elmaslı aynası
sorguçlarda kaftanlarda dolaşan korku güvesi
ben burada böylece ölümün nefesi olarak

ah işte buyrukları sarı hazırlayan şimşek
dişlerinin hırsında bir melekle öpüşmek
gibi asırlarla devrilen asur akşamlarını tek tek
dolaşıp güne eren dolaşıp iğri bedenler deren
o ıssız o üflemesiz dirilten boruların sahibi kadın
o ıssızlığın ortasından parmaklarını geçiren

kitaplar inmede gökten direnen bir tabaka
yargıcın oyulmuş gözleri çarmıhın çivisi ağzında
hangi romalının şalını atmışsa omzuna ipekten
ve kozadan ve kutsalın kesik başlara öğütlediği
minderinden yahudi doğruluşlu karnı gergin
doğrulmaktan utanan ve asırları sıçrayan hamle

sen medeniyet bilgisi koyu kızıl kara dut şarabı
eğilirken boynunu müşrik sulara ak gösteren
putlara bilenen baltanın yönünden ibrahim
kurbana bilenen bıçağın ağzından ismail kaçıran
sen altın bilekleriyle gökyüzü eğiren kadın
sarsılan kanını ruhumda temizleyerek yükselen

ben burada böylece bilmem kaç seferlik
atlarını ve develerini hızlandıran coğrafya tozu
sarayı ve haşmeti çığ gibi örten kemiğe dayanarak
yalandan ruha uzanan köprülerini atarak senin
ölümün fotoğrafına senin gözlerinle bakarak
ben burada böylece kanını ayakta tutarak

ve iki şehrin arasına sığınan mağaranın yüreği
kelepçeli kadınları ağır yalnızlıklar korosunun
yakılan kamp ateşi evin ve aşkın boşluğunda
çan sesiyle açılan rüyanın taranan saçı ve kokusu
şöhretin iğrenç ağızlı tavşan kuş bakışlı kumralı
senin kaburgalarından sızan nakış ölüye ve kine