Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
7 Temmuz 2011       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Şemâil-i Şerife


MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi

Peygamberimiz Hz. Muhammed'in fiziki ve ruhi özelliklerini, tavır ve davranışlarındaki hususiyetleri ifâde eden bir sözdür. Her insan için şemail söz konusudur. Şemâil-i Şerife dendiğinde kastedilen sadece Hz. Muhammed (SAV)'in şemailidir. Peygamberimizin şemaili hakkında birçok haber ve bilgi bize ulaşmıştır. Bunlara dayanılarak Şemâil-i Şerife'ler yazılmıştır. Şemâil-i Şerife ile ilgili kitaplar bulunduğu gibi çerçeveleme­ye elverişli levhaları vardır.

Hz. Muhammed'in Şemaili


Hz. Muhammed (SAV) orta boy­lu idi. Bununla beraber, insana say­gı telkin eden bir vücut yapısı ve gö­rünüşü vardı. Teni, buğday renginden biraz daha açık ve parlaktı. Siyah, gür ve hafif dalgalı saçlarını ortadan iki yana tarar ve çok temiz tutardı. Son derece güzel ve nurlu yüzü, çevresindekilere mutluluk ve emniyet telkin ederdi. Hz. Ebubekir bir şiirinde bu mübarek yüzü, dolunayın berraklığı­na benzetmişti. Alnı geniş, hilâl şek­lindeki kaşlarının arası açıktı. Siyah ve iri gözlü, uzun kirpikli idi. Burnu orta büyüklükte, dişleri seyrekçe ve inci gibi parlak, dudakları ince idi; son derece hoş bir teşebbüsümü var­dı. Gür sakalını uzatır, bıyığını kısaltırdı. Göğsü ve sırtı geniş, omuzları geniş ve yüksekti. Bu sebeple kendi­sinden iri yapılı olanlardan daha haş­metli gözükürdü . İki kürek kemiği­nin arasında "Peygambelik mührü" taşırdı.
İpek gibi yu­muşak olan elleri daima mis gibi ko­kardı. Vücut âzası son derece güzel ol­duğu gibi, bu uzuvlar arasındaki te­nasüp de aynı derecede mükemmel idi. Resülullah, bir defasında bizzat kendisini şöyle tanıtmıştı:
"Rabbimin katında benim on ismim var: Ben Muhammed'im; ben Ahmed'im; ben Mâhi'yim, yani Allah benim vasıtam­la inkarcılığı mahvedecektir; ben Âkıb'im, yani artık benden sonra peygamber olmayacaktır; ben Haşir'im, yani Allah, kullarını benim izim­de toplayacaktır; ben Rahmet Peygamberiyim; Tövbe Peygamberi­yim; Kahramanlık Peygamberiyim; Mukaffı'yim, yani bütün insanları Al­lah yoluna yöneltenim; nihayet ben (insanlığı) kemâle erdirenim."
Hz. Muhammed (SAV) son dere­ce fasih konuşurdu. Çeşitli bölgelerin lehçelerini bilir ve oralardan gelenle­re kendi lehçeleri ile konuşurdu. Ke­limeleri çok iyi seçer, lüzumsuz ve yer­siz konuşmaktan sakınırdı. En ağır konuları, kusursuz bir edebi üslubla, fakat en bilgilisinden en câhiline ka­dar herkesi tatmin edecek şekilde mü­kemmel izah ederdi. Bütün hayatı bo­yunca sırf gerçeği söylemiş ve söyle­diklerini bizzat kendisi de mükemmelen yaşamıştır. Daima güler yüzlü ve toleranslı olmuş, bununla berbaber her dediğini saygı ile dinletmeyi ve ya­şatmayı başarmıştır.
Toplulukla yemek yemeyi severdi. Yemeğe Besmele ve kısa bir duâ ile başlar, sağ eliyle yer, yemeği çok sı­cak veya çok soğuk yememeye dikkat eder, tıka-basa doymadan sofradan kalkar, mutlaka ellerini yıkardı. Sağ­lığa zararlı ve dinen haram olan veya kokusuyla çevresindekileri rahatsız edenler dışında hiçbir yemek için "sevmiyorum" demezdi. Suyu yu­dum yudum içerdi. Sofra muaşeretine titizlikle uyar ve bu konuda etrafındakileri sabır ve nezâketle eğitirdi.
Yeşil ve beyaz renkli elbise giy­mekten hoşlanırdı. İpekli elbise giy­mez, altın yüzük takmazdı. Giyimde temizliği ve sadeliği sever, pejmürde­likten hoşlanmaz; böyle birini gördü­ğünde, bu kimse varlıklı ise onu ikaz eder, fakir ise buna da kendisi elbise temin ederdi. Temizliği "imanın ya­rısı" sayar; bizzat kendisi temizliğe ti­tizlikle riâyet ettiği gibi, bu alışkanlı­ğı çevresindekilere de yerleştirmeye çalışır; ahlâki ve ruhi temizliğin öne­minden dahi, bedeni temizliğin faydalarından misaller vererek bahseder, böylece bedeni temizliğe alâkayı canlı tutmak isterdi. Lüks ve ihtişama önem vermez; geçici sıkıntıları tasa etmez; çevresindekilere de azla yetinmeyi, hayata iyimser bakmayı telkin ederdi.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 12 Haziran 2016 03:06
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!