ALLAH’ım ! kuvvetimin tükendiğini Sana arzediyorum... gücümün azaldığını, insanların gözünde küçük düştüğümü Sana şikayet ediyorum... Ey Merhametlilerin En Merhametlisi..! Sensin ezilmişlerin Rabbi..! Sensin benim RABBİM..! beni kimlerin eline bıraktın? bana gaddarlık yapan yabancıların eline mi? yoksa, davamı ipotek edecek bir düşmana mı? eğer Sen bana gücenmedinse, kesinlikle bunlara aldırmıyorum... lakin iyiliğin beni rahatlatacaktır... Senin nuruna sığınırım; karanlıkları aydınlatan nuruna, dünya ve ahiretimi kurtaracak nuruna... gelecek gazabın, bana ulaşacak öfkenden kaçıp kurtulacak bir sığınak arıyorum... Sana sığındım, yeter ki razı ol... güç ve kuvvet Sendendir, yalnız Senden...
Rasul-i Ekrem aleyhisselam öyle bir peygamberdi ki , Taif'te mubarek yüzüne taşlar fırlatan nasibsizler için Cibril-i Emin yeryüzüne inerek -''Emret ya Rasulullah, onların altını üstüne getireyim'' deyince -''Hayır, Onlar bilmiyorlar, Bilselerdi böyle yapmazlardı'' diyebilecek kadar fazilet sahibiydi... nefsimizi yerecek en ufak bir söze dahi katlanamayan bizler, sanırım taşlansak taşlayanı katletmek için elimizden geleni ardımıza koymazdık....
"Oysa sen, yalnızca, bize geldiğinde Rabbimiz'in ayetlerine inanmamızdan başka bir nedenle bizden intikam almıyorsun. "Rabbimiz, üstümüze sabır yağdır ve bizi Müslüman olarak öldür." (Araf Suresi,126)
"Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki: "Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kafirler topluluğuna karşı bize yardım et." (Bakara Suresi 250)