NAMAZ ;İslam'ın şartlarından ikincisi namazdır. Namaz sözlükte "dua etmek" demektir. Arapçası olan "salah" da dilimizde kullanılmaktadır. Din terimi olarak namaz, "Allah'a kulluğun en ince ve üstün şekli olup, belirli kalıp ve kurallara göre yerine getirilen bir ibadettir" anlamındadır. Peygamberimizin ifadesiyle namaz, "Dinin direğidir."
"Allah'a kulluğun, Allah'a şükretmenin bütün ayrıntılarını kendinde toplayan bir ibadettir."
Kur'an-ı Kerim'de yüzlerce defa namazdan bahsedilir, önemi vurgulanır.
Müminin namaz esnasında yaptığı hareketler Allah (c.c.)'ye karşı kulluğunu eda etmenin, hürmetim arz etmenin en üstün şekilleridir. Kıyam, rukü, sücud, önce hazırol vaziyetinde ayakta durmak; arkasından yere paralel bir şekilde eğilmek; sonra yüzünü yere koymak; Allah'a bağlılığın ve saygının en ince tezahürleridir. Ve mümin bu hareketleri yalnız Allah'ın huzurunda yapar. Mümin için huzurunda eğilinecek tek varlık Allah'tır. Allah'ın sonsuz büyüklüğü, sonsuz kudreti karşısında küçüklüğünü ve güçsüzlüğünü bu ölçüde kabullenen kimse Allah'tan başka bir varlığın huzurunda asla eğilmez. Allah'a kul olan, kula kul olmaz. Kendisi gibi bir insan huzurunda eğilip bükülmez. Hele korku veya menfaat endişesiyle birinin önünde eğilmek şirktir.
Cenab-ı Hak'ın huzurunda rukü ve secdeye eğilen müminin başı, başka bir varlık önünde, bu varlık en yaman, en azılı düşman bile olsa eğilmez.
M. Akif "Çanakkale Şehitleri"nde, bu gerçeği,
Şüheda gövdesi bir baksanadağlar, taşlar
O rüku olmasa dünyada eğilmez başlar
mısralarıyla ne kadar veciz ifade etmiştir.Bir başka şair de
Allah'a kul olduk kâlû belâda
Bu yolda verilmiş ikrarımız var,
Üç günlük ömür için kahpe dünyada
Kula kul olmamak kararımız var
mısralarıyla gerçek kulluğun yönünü belirtmiştir.
Namaz, mümini bu yolda bilinçlendiren çok farklı bir ibadettir. Allah'a kulluk başka her türlü kulluktan mümini korur.Gerçek namaz müminin miracıdır. Müminin Allah'a yükselmesidir.
Huşu içinde (Allah'a tam bağlılıkla) kılınan bir namaz, mümini her çeşit dünya kaygısından uzaklaştırır. Onu dünyadan soyutlar. Namazda müminin kendini yalnız Allah'a verişi, çevresinde olup bitenlerle o derece ilgisini kesmesi Müslüman olmayanların bile zaman zaman dikkatini çekmiştir. Uzun seneler Türkiye'de kalmış, Türk ordusunun eğitim ve donatımıy-la meşgul olmuş bulunan Mareşal Von Moltke (1800-1891) şöyle diyor: "Müslümanların namaz ibadeti, bu ibadet esnasında benliklerini adeta unutmaları her zaman ilgimi çekmiştir. Bazan saflar halinde namaz kılan Türklerin arkasında "acaba dönüp bakarlar mı?" diye top patlatmayı bile içimden geçirdiğim olmuştur."
Gençlikte namaz
Namaz, nefse ağır gelen bir ibadettir. Nefis ondan kurtulmak, kaçınmak için akılalmaz gerekçeler uydurur. Bu işte şeytan da nefsin en büyük dostu ve yardımcısıdır Şeytan'ın ve nefsin, kişiyi namazdan alıkoymak için icat ettikleri bahaneler gerçekten karşı konulması zor şeylerdir. Bu iki düşmanın insana en çok sözlerini geçirebildikleri çağ da insanın bedenen en güçlü, ama tecrübe ve irade bakımından en zayıf çağı olan gençlik çağıdır. Şeytan ve nefis, hayatının hiçbir döneminde kişiye, gençliğinde olduğu kadar musallat olmaz. Çoğu kimsenin namazı hep ertelemeleri, biraz daha yaşlandıkları veya emekli oldukları zamana bırakmaları bu yüzdendir. Buna katiyen meydan vermemek, çelik gibi bir irade ile bu çifte düşmanın karşısına dikilmek dinimiz bakımından eşsiz kazançlara vesiledir. En makbul ibadet gençlikte yapılan ibadettir. Bedenin bütün organları sağlıklı, tüm beyin mekanizması tıkır tıkır işlerken Allah'a kulluk etmenin değeri ve derecesi çok farklıdır. Peygamberimiz (S.A.V.)'in bildirdiğine göre Allah' (C.C.)'nün kıyamet gününde kendilerini kollayacağı, farklı mameleye tabi tutulacağı yedi sınıf insandan bir sınıfı da Allah'a ibadetle büyüyen gençlerdir. Akıl ve mantık da kabul eder ki, orası burası ağrıyan, aksayan bir bedenle yapılan ibadetle, saat gibi tıkır tıkır işleyen bir bedenle yapılan ibadet aynı olmaz.
Namaz, çağımızda, maddi ve ekonomik endişelerin sebep olduğu bunalımlara, 20, yüzyılın alâmet-i farikası olan ve ruh ve beden sağlığını yıpratan streslere karşı da en güçlü kalkandır. Yalnız Allah'a kulluk edip, yalnız ondan yardım beklemek, yanız ona sığınmak şuuru, dünya hayatının geçici nimetlerine bel bağlamaya, yersiz bir hırs ve telaşa kapılmaya karşı en sağlam teminattır. Din büyüklerinin tecrübesiyle sabit olmuştur ki, namaz esnasında Fatiha suresini, anlamını bilerek, duyarak okumak kişiye, bütün dünya gailelerine bir sünger çekebilme cesaret ve kabiliyetini kazandırır. Gençlikte namaz kılmak demek bütün bu Islami hasletlere daha başında sahip olmak demektir.
Namaz çeşitleri
Namaz, teferruatlı bir ibadet olduğu kadar, çeşitleri de fazladır:
1- Beş vakit namaz
Allah tarafından ilk farz kılınan namaz bu namazdır. Hicret (göç) ten bir buçuk yıl kadar önce vuku bulan Miraç olayı sırasında farz kılınmıştır. Akıllı ve buluğ çağına ermiş her Müslüman beş vakit namaz kılmakla mükelleftir.
2- Cuma namazı
Haftada bir defa cuma günü, öğle namazının vaktinde kılınan (öğle namazının yerine de geçen) 16 rekat -lık bir namazdır. Bu namazın iki rekatı farz kalan 14 rekatı çeşitli derecelerde sünnettir. Cuma namazı yalnız erkeklere farzdır. Cuma Mekke'den Medine'ye göç sırasında yolda farz kılınmıştır. İlk cuma namazı da bu göç yolculuğu sırasında kılınmıştır.
3- Cenaze namazı
Yıkanmış, kefenlenmiş Müslüman ölüler için kılınan, özü ölü için duadan ibaret olan, rükusuz ve secdesiz bir namazdır. Erkeklere farz-ı kifaye-dir. Cenaze namazının şartı niyettir. Rükunları ise kıyam ile tekbirler (dört tekbir)dir.
4- Bayram namazları
Ramazan ve Kurban bayramlarında, bayramın ilk günü, güneşin doğmasından 50 dakika sonra kılınan iki rekatlık bir namazdır. Vacip bir namazdır. Yalnız erkekler kılar.
Cuma, bayram ve cenaze namazları cemaatle (toplu olarak) kılman namazlardır. Bunlar beş vakit namaz gibi tek başına kılınamaz.
4- Teravih namazı
Ramazan ayında, ay boyunca yatsı namazından sonra kıhnan yirmi rekatlık bir namazdır. Kadın ve erkek herkese sünnettir. Teravih namazı evde tek başına kılınabilirse de camide cemaatle kılınması âdet olmuştur.
Namazın farzları
Namazın farzları 12'dir. Bunlardan ilk altısı namaza hazırlık mahiyetindedir ki bunlara namazın şartları veya dışındaki farzları denir. Son altısı namaza başladıktan sonra yerine getirilir, bunlara da namazın rükunları veya içindeki farzları denir.
1. Namazın şartları
- Hadesten taharet: Hades gözle görülmeyen kirlilik halidir. Hükmi pisliktir. Küçük hades, büyük hades diye ikiye ayrılır. Küçük veya büyük idrarını yapan kimsede küçük hades meydana gelmiş olur. Bundan abdest almakla temizlenilir. Cünup olan kimsede veya âdet gören bir kadında büyük hades meydana gelmiş olur. Bundan da güsul (boy) abdesti almak suretiyle temizlenilir. Su bulunmayan yerde her ikisi de geçerli olmak üzere teyemmüm yapılır.
- Necasetten taharet: Necaset gözle görülebilen pislik demektir. Bedenimizde, elbisemizde namaz kılacağımız yerde bir pislik, bir kirlilik varsa namazdan önce onu temizlemek lazımdır.
- Setr-i avret: Namazda örtünmek. Erkekler için zorunlu olarak örtünmesi gereken yerler göbekten diz-kapağının altına kadar; kadınlar için el, yüz, ayaklar hariç kalan her yerdir.
- İstikbâl-i kıble: Namaz esnasında yüzümüzü ve yönümüzü Arabistan'ın Mekke şehrindeki Kabe'ye döndürmek.
- Vakit: Her namazı, o namaz için belirlenmiş vakitte kılmak.
- Niyet: Kıldığımız namaz ne ise (öğle, ikindi, teravih... Farz, vacip, sünnet gibi) ona niyet etmek. (Niyet, yaptığımız işin bilincinde olmak demektir).
2. Namazın rükunları
- Başlama (iftitah tekbiri): Namaza Allahü Ekber diyerek başlamak.
- Kıyam: Eller önümüzde bağlı olarak ayakta durmak.
- Kıraat: Namazda bir parça Kur'an okumak. (Okumanın ayrıntılarına ilerde değinilecek).
- Rüku: Elleri dizlere koyarak baş ve sırt aynı hizada olmak üzere yere paralel bir şekilde eğilmek.
- Sücud (secde): Ellerimiz, dizlerimiz, ayaklarımızın ucu üstünde olmak üzere alnımız ve burnumuz yere değecek şekilde yere kapanmak.
- Ka'de-i âhire: Namazın sonunda et-Tahiy-yatü'yü okuyacak kadar oturmak.
Beş vakit namaz
Müslümanlara ilk farz kılanan namaz beş vakit namazdır. Hicretten 1.5 yıl kadar önce vuku bulan Miraç olayı sırasında farz kılınmıştır. Mirac'da Peygamberimiz (S.A.V.)'e verilen en büyük armağandır. Diğer bütün namaz çeşitleri bu namazdan sonra değişik zaman ve mekanlarda emredilmiştir.
Namaz ve namaza ilişkin açıklamalar hep beş vakit namaza göre yapılır. Çünkü beş vakit namazı bilenler için diğer namazları öğrenmek bir problem teşkil etmez.
Beş vakit namazın rekatları
- Sabah namazı 4 rekattır, 2 sünnet, 2 farz.
- Öğle namazı 10 rekattır, 4 sünnet,4 farz, 2 son sünnet.
- İkindi namazı 8 rekattır, 4 sünnet, 4 farz.
- Akşam namazı 5 rekattır, 3 farz, 2 sünnet.
- Yatsı namazı 13 rekattır, 4 sünnet, 4 farz, 2 son sünnet, 3 vitir vacip.
Rekat, namazın, kıyam, kıraat, rüku secde gibi rükunlan içinde bir bölümü (birimi) demektir.
Namazın kılınması
Namazlar ya tek başına, ya da cemaatle olmak üzere iki şekilde kılınır.
Cuma, bayram ve cenaze namazları hariç kalan bütün namazlar tek başına kılınabilir. Beş vakit namazın farzlarının cemaatle kılınması da Peygamberimizin en önemli buyruklarındandır. Cemaatle kılınan bir namaz tek başına kılınandan 27 derece daha sevaptır. Ama zaruret halinde (camiin çok uzak oluşu, hava şartları, yaşlılık vb. sebeplerle) tek başına da kılınabilir. Günümüzde birçok mümin çeşitli nedenlerle böyle kılmaktadır. Sünnet namazlar ise (Teravih namazı hariç) zaten münferid olarak kılınmaktadır. Ramazan ayına mahsus olan teravih namazı münferid olarak kılınabileceği halde cemaatle kılınması âdet olmuştur.
Şu andan itibaren vereceğimiz bilgiler hep tek başına namaz kılmaya ilişkin olacaktır.
Bazı kurallar - Fatiha suresi, farz, vacip, sünnet, nafile bütün namazların her rekatında okunur. (Bir mümin için eksiksiz, kusursuz olarak en başta bilinmesi gereken sure Fatiha'dır).
- Farz, vacip, sünnet, nafile bütün namazlarda Fatih'dan sonra bir zammı sure (ilave sure, ikinci bir sure) okunur. Bunun bir istisnası vardır: Yalnızca ikiden fazla rekatlı (3 ve 4 rekatlı) farz namazların 3., 4. rekatlarında Fatiha tek başına okunur başka sure okunmaz.
- Sübhaneke duası namazların yalnız ilk rekatında ve en başta okunur. Eûzü de (yani "Eûzü billahi mi-neşşeytânirracîm") yalnız ilk rekatlarda Sübhaneke'den sonra okunur. Arkasından besmele çekilerek Sübhaneke ve eûzü ilk rekattan sonraki rekatlarda tekrarlanmaz.
- İkiden fazla rekatlı namazlarda (3 ve 4 rekatlı namazlarda) 2. rekattan sonra oturulur ve et-Tahiyyatü duası okunur ve sonra ayağa (kıyama) kalkılarak kalan rekat veya rekatlara devam edilir. Yalnız ikindi ve yatsı nazalarının dörder rekatlık sünnetlerinde 2. rekattan sonra oturulunca et-Tahiyyâtü ile birlikte Allahûmme salli ve bârik de okunur ve 3. rekata öyle kalkılır.
- Namazların sonunda oturup selam vermeden önce et-Tahiyyatü, Allahûmme salli, Allahûmme Barik ve Allahûmme Rabbena duaları okunur ve selâm verilir. Acele durumlarda zorunlu hallerde yalnız et-Tahiyyatü okunarak da selam verilebilir.
Namazda söylenen teşbih ve tekbirler
- Rüku'ya eğilirken, secdeye giderken, secdeden kalkarken yalnızca"Allahü Ekber" denir.
- Rüku halindeyken üç defa"Sübhane Rabbiyel azim" (Rabbimolan Allah'ın büyüklüğünü teşbihederim) denir.
- Rüku'dan yukarı kalkarken bir defa "Samiallahü limen hamiden (Allah kendisine hamdedeni duyar ve onu kabul eder) ve "Rabbena lekel hamd*' (Rabbimiz hamd sana mahsusdur) denir.
- Secdede iken üç defa "Sübane Rabbiyel a"la" (Rabbim olan Allah'ın yüceliğini teşbih ederim) denir.
Not: Bu teşbih ve tekbirleri söylemek sünnettir.
Bir örnek
Diyelim öğle namazının 4 rekat sünnettini kılacağız. Abdestli olarak kıbleye yönelir ve myet ederiz: "Döndüm kıbleye, kıblem Kâbe-i şerife, niyet ettim bugünkü öğle namazının dört rekat sünnetini kılmaya" diye.
Sonra tekbir alırız. Bunun için ellerimizi yukarı kaldırır, baş parmaklarımızın uçlarını kulak memelerine değidirerek "Allahü Ekber" (yalnız Allah Büyüktür) deriz. Ellerimizi bağladıktan sonra Sübhaneke'yi okur, sonra eûzü besmele çeker (Eûzü billahi mineşşeytânirracim Bismillâhirramânirrahîm, diye) Fatiha'yı ve arkasından bir sure mesela Kevser'i okuruz. Okuma bitince "Allahü Ekber" diye rüku'ya eğiliriz. Rüküda üç defa "Sübhâne Rabbiyel
azim" deriz. Semiailahü ümen hamiden, diyerek doğrulur, doğrulunca, Rebbenâ lekel hamd, deriz. Sonra "Allahü ekber" diyerek secdeye gideriz. Secdede, alnımız ve burnumuzun ucu birlikte yere değmiş durumdayken üç defa "Sübhane Rabbiyel a'lâ"
deriz. "Allahü ekber" diyerek doğrulur, oturur duruma geçeriz. Bu durumda "Sübhanallah" diyecek kadar durduktan sonra "Allahü ekber" diye yeniden secdeye gideriz. (Çünkü secde iki defadır). Üç defa Sübhane Rabbiyel a'lâ deriz ve Allahü ekber diye ayağa kalkar ikinci rekata geçeriz. İkinci rekâtta yalnız besmele çeker, Fâtiha'yı ve arkasından bir sure meselâ ihlası (kulhüvallahü) okuruz I. rekatta olduğu gibi rüku. secde yaparız. Bu ikinci rekatın secdesinden sonra hemen ayağa kalkmayıp otururuz ve et-Tahıyyatü'yü okuruz, ondan sonra ayağa kalkarız. 3. rekatta besmele, Fatiha ve Felak'ı (Kul eûzü bi-rabbil felak) okur ve aynı şekilde rük'u secde yapanz. 4. rekatta besmele, Fatiha ve Nâs'ı (Kul eûzü birab-binnas) okur, rüku secde yaparız. Secdeden sonra otururuz. Burada (ka'de-i âhire halindeyiz) et-Tahiyyatü, Al-lahümme sallı, Allahümme bârik, Allahümme Rebbenâ âtina dualarını okuyarak selam veririz. Selam, başımızı önce sağa tarafa çevirip "Essa-lâmü aleyküm ve rahmetüllah" sonra sol tarafa çevirerek "Essalâümü aleyküm ve rahmetüllah" diye verilir ve böylece namaz bitmiş olur. Selam vererek namazı bitirdikten sonra, "Allahümme enta selâmü ve min-kesselâm, tebârekte yazel celâli vel ikram (Ey Allahım sen selamsın, dünya ve âhirette selamet ancak sendedir. Sen yücesin ey celal ve ikram sahibi Rabbim) denir.
Bütün namazlar bu modele göre kılanabilir. Kıldığımız namaz iki rekattı olsaydı 2. rekattan sonra et-Tahiyyatü, salli, bârik, Rabbena duaları okunur ve selâm verilerek namaz bitirilirdi.
Namaz kılmanın bu en basit şeklinin kıraat bölümünü bir daha gözden geçirelim:
1. Rekat:Sübhaneke Eûzü-besmele Fatiha Kevser
2. Rekat:BesmeleFatiha Ihlas
3. Rekat: Besmele Fatiha Felak
4. Rekat: Besmele Fatiha Nâs
Namazın vacipleri
Namazın 12 farzını tek tek açıkladık. Bu 12 farzdan biri eksik olsa namaz olmaz. Namazın bir de vacipleri bulunmaktadır. Vacipler farz kadar kesinlik taşımıyorsa da farz gibi Allah'ın emridir onların da eksiksiz yerine getirilmesine dikkat edilmelidir. Namaz vacipleri farzlarından daha çoktur. Biz burada önemlilerini belirteceğiz:
- Fatiha suresini her rekatta okumak. (Farz olan kıraat kur'an-dan herhangi bir sure veya âyetle de yerine getirilmiş olur. Ama kıraat sırasında Fâtiha'yı okumak vaciptir).
- Farz namazlarının 3.ve 4. rekatları hariç kalan bütün namazlarda Fatiha suresinden başka bir sure daha okumak.
- 3 ve 4 rekatlı namazlarda 2. rekattan sonra oturup et-Tahiyyatü'yü okumak.
- Secdede alnı ve burnun ucunu birlikte yere değdirmek.
- Son oturuşta (ka'de-i âhire esnasında) et-Tahiyyatü'yü okumak. (et-Tahiyyatü'yü okuyacak, okumaya yetecek kadar oturmak farz, bu sırada et-Tahiyyatü'yü okumak vaciptir.
- Namazın sonunda selam vermek.
- Ta'dil-i erkâna (Namazın rükunlarını kusursuz yapmaya, kıyamda dimdik, rüku'da yere tam paralel durmak gibi) dikkat etmek.
- Cemaatle namaz kılınırkenimamın öğle ve ikindi namazlarındaiçinden (gizli) okuması, sabah, akşamve yatsı namazları ile cuma, bayramteravih namazlarında açıktan okunması. (Akşam ve yatsı namazları cemaatle kılınırken yalnız ilk iki rekatında açıktan okumak vaciptir. Sonraki rekatların ise gizli okunması vaciptir).
- Yatsı namazından sonra kılmanvitir namazında kunut dualarını okumak ve bunları okumaya başlamadanönce kunut tekbiri almak.
- Burada sayılan ve sayılmayanvaciplerden herhangi birini unuttuğunda sehiv secdesi yapmak.(Sehiv secdesi yapacak kimse son oturuşta yalnızca et-Tahiyyatü'yü okur ve sağına soluna selam verdikten sonra bilindiği şekilde ard arda iki secde yapar, sonra et-Tahiyyatü, salli, barik, Rebbenâ okuyarak selâmını verir.)
Namazın sünnetleri Açıkladığımız üzere namazın farzlarından ve vaciplerinden başka sünnetleri de vardır. Yirmiye yakın olan bu sünnetlerden herkesçe bilinmesi gereken belli başlıları şunlardır:
- Tekbir alırken elleri yukarı kaldırmak.
- Namazın başında Sübhaneke'yi okumak.
- İlk rekatta Fatiha'dan önceeûzü-besmele çekmek.
- Besmeleyi Fatiha'dan önce her rekatta tekrarlamak.
- Daha önce metinlerini verdiğimiz tekbir ve teşbihlerin belirttiğimiz yerlerde söylemek.
- Son oturuşta (kad'e-i âhirede) et-Tahiyyatü'den sonra salli, bârik ve Rabbena'yı okumak.
Cemaatle Namaz
Cuma, bayram ve cenaze namazlarının cemaatle kılınması şarttır. Daha önce belirttiğimiz gibi beş vakit namazın farzlarının da cemaatle kılınması yalnız kılınmasından kat kat daha sevaptır! Camiler, imam ve müezzin gibi cami görevlileri cemaatle namazın edası için vardır. Yoksa tek başına kılman namazı mümin her yerde kılabilir.
Cemaatle namazın kılınışı
Beş vakit namazdan akşamın dışındaki namazların hepsinde farzdan önce sünnet vardır. Bu namazlarda cemaat önce kendi başına sünneti kılar. Sonra müezzin tarafından kaamet getirilir. Kaamet farz namaza başlanacağının habercisidir. Kaametin sözleri ezan sözlerinin aynıdır. Yalnız en sonunda "Kadkameti's-salatü" eklenir. Buna göre kaametin sözleri şunlardır:
Allahü ekber (4 defa)
Eşhedü enlâ ilahe illallah (2 defa)
Eşhedü en-ne Muhammedden Resûlüllah (2 defa)
Hayye alessalah (2 defa),
Hayye Alelfelah (2 defa)
Kadkameti's-salah (2 defa)
Allahü ekber (2 defa)
Lâi-lâhi illallah (1 defa)
(Tek başına farz namaz kılan da kamet getirir. Cemaatle namazda kaamet sünnet, tek başına kılınan namazda müstehaptır.)
Müezzin kaamet getirdiği sırada imam ve cemaat içlerinden niyet ederler. Niyet tek başına namaz kılarken yapıldığı gibidir. Cemaatle namazda cemaat niyetten sonuna "uydum hazır olan imama" sözünü ekler, imam da niyetin sonunda "arkamdaki cemaate de kıldırmaya" sözünü ekler.
Örnek
Cemaatle öğle namazının farzını kıldığmızı düşünelim. Cemaat şöyle niyet eder: Döndüm kıbleye, kıblem Kabe-i şerife, niyet ettim bugünkü öğle namazının 4 rekat farzını kılmaya, uydum hazır olan imama." imam sesli olarak tekbir alınca cemaat de ellerini kaldırarak gizlice tekbir alır ve ellerini bağlar. İmam ve cemaat birlikte gizlice sübhaneke okurlar. Cemaat sübhaneke'den sonra bir şey okumaz. İmam öğle ve ikindi namazlarında gizli; akşam, yatsı ve sabah namazlarında da (akşam ve yatsının ilk iki rekatında) sesli okur. Cemaatle kılınması zorunlu olan cuma, bayram namazları ile teravih namazında da sesli okur.) İmam gizli okuduğu namazlarda da sesli okuduğu namazlarda da tekbirleri sesli alır ki cemaat kendine uysun. Rüku'dan yukarı kalkarken imam yalnızca "Semiallahü li-men hamiden" der, cemaat da "Rabbena lekel hamd" der. (Tek başına namaz kılan ise ikisini de söyler.
Ka'de-i âhire (son oturuş) sırasında cemaat selam öncesi duaları içinden okur.
Cemaatle namaza ilişkin bazı notlar
- Cemaatle kılınmakta olan bir namaza başından sonuna kadar dahil kimseye 'müdrik" denir. Bir kimse cemaatle kılınmakta olan bir namaza ilk rekatın rükuunda yetiştiyse tamamına yetişmiş sayılır.
- Cemaatle kılınan bir namaza ilk rekatın rüku'undan sonra yetişen kimseye "mesbuk" denir. Mesbuk olan kimse yetişemediği rekatları yalnız başına namaz kılıyormuş gibi okuyarak tamamlar.
- Cemaatle kılınmakta olan bir namaza her yerinde dahil olunmaz. Kıyamda, rüku'da ve ka'de halindeyken cemaate dahil olunur. Rüku'dan doğrulunca, secdeye giderken, secde halinde iken cemaate uyulmaz.
- İmama uyan bir kimse her hareketini imamdan sonra yapmaya dikkat etmelidir. İmamdan önce rüku'ya, secdeye gitmeye vb. kalkışmamalıdır.
Namazı bozan şeyler
Başlanmış bir namazı bozan ve yeniden kılınması gerektiren başlıca hususlar şunlardır: - Namazda konuşmak. Hanginedenle olursa olsun namaz kılankimsenin konuşması namazını bozar.
- Gülmek. Namaz kılan kendi işiteceği kadar gülerse yalnız namazı bozulur. Yanındakilerin işiteceği kadargülerse namazıyla birlikte abdesti debozulur.
- Namazda "ah", "öh" gibi sesler çıkarmak, sesli şekilde ağlamak, üzüntü sebebiyle "uh", "tuh" vb. demek.Allah korkusu sebebiyle, cennet ve cehennemi düşünmek gibi uhrevi bir maksatla ağlamak ise namazı bozmaz.
- Selam almak, selam vermek(sesli şekilde) namazı bozar. İşaretle(kaş, göz işaretiyle) selam iade edilsenamaz bozulmaz.
- Namazda bir şeye üflemek.
- Göğsünü kıbleden çevirmek.
- Öksürüğü yokken öksürmeye çalışmak.
- Namaz kılan biri, bir kimsenin, "ileri git", kenara çekil"... gibi söz ve ikazlarına uysa, yerini değiştirse namazı bozulur. Ama safa giren cemaate yer açmak için kendini biraz yana alsa namazı bozulmaz.
- Namazda bir şey yemek, içmek.
- Abdesti bozan her şey namazı da bozar.
Namazın mekruhları
Namazı bozmayan ama yapılması hoşgörülmeyen şeyler. - Namaz kılanın özürsüz yere birşeye (direğe, sütuna, duvara...) dayanması, yaslanması.
- Namazda esnemek, gerinmek.
- Yemek yenmek üzere sofra hazırlanmışken namaza durmak.
- Namazda gözleri yummak veya sağa sola bakmak.
- Ütüsü bozulmasın veya kırışmasın diye secdeye giderken pantolonu yukarı çekmek.
- Henüz selam vermeden terini silmek, yüze veya elbiseye yerden yapışmış toz toprağı gidermek.
- Rüku ve secde anında söylenen teşbihleri terketmek veya üçten az söylemek.
- Temiz olmayan (toz, toprak, boya, yağ vb. ile kirlenmiş) elbiselerle namaz kılmak.
Mekruh vakitler
Üç vakit vardır ki bu vakitlerde farz vacip nafile hiçbir namaz kılınmaz. Bu üç vakit:
- Güneşin doğması sırası,
- Güneşin sararmaya başlamasından batmasına kadar olan vakit,
- Zeval vakti denen öğlende güneşin tam tepeye geldiği, ışınlarını dik olarak gönderdiği, henüz batıya meyil etmediği vakit.
Sabah namazının kılınmasından itibaren güneşin doğmasına kadar olan vakitle, ikindi namazının kılınmasından güneşin batmasına kadar geçen vakitte sadece nafile namaz kılınmaz. Bu iki vakitte farz bir namaz ise hem eda hem de kaza edilebilir.
Namaz sure ve duaları
Bu bölümde namaz sure ve dualarını vereceğiz. Bunlar on kadar sure ve beş duadır. Bunlar namaz kılmak için bilinmesi gereken sure ve duaların alt sınırıdır. Bununla birlikte hepsini bir çırpıda bellemek zordur. Samimi olarak namaz kılmak isteyen ama gerekli sure ve duaları bilmediği için bunu gerçekleştirmeyen kimseler ilk planda bu verdiğimiz sürelerin tamamını değil de en kolaylarını bellemek suretiyle namaza başlayabilir. Bu sureler şunlardır:
- Fatiha (Elhamdülillahi...)
- Kevser (İnnâ a'taynâ...)
- Ihlâs (Kulhüvallahü...)
- Felak (Kul eûzü birabil felak...)
- Nâs (kul eûzü birabbinnâas...)
Dua olarak da ilk etapta Sübhaneke ve et-Tahiyyatü'yü ezberlemek yeter. Yukardaki beş sureyi ve bu iki duayı bilenler namaz kılabilirler. Tabii diğer sure ve duaları ilk fırsatta bellemeleri gerekir.
Not: Namazda sureler sırayla okunmahdır. Sıradan maksat Kur'an'ın başından sonuna doğru olan tertibe uymaktır. Buna göre meselâ1. rekatta Fatiha'dan sonra ihlâsı okuyup, 2. rekatta Kevser'i okumak yanlıştır. Çünkü Kevser'in Kur'an'daki sırası ihlâstan öncedir. Bu, namazı bozucu bir yanlış değildir ama namazın kusursuz olmasına engeldir.
MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi