Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
14 Temmuz 2011       Mesaj #26
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
NAMAZslam'ın şartlarından ikincisi na­mazdır. Namaz sözlükte "dua etmek" demektir. Arapçası olan "salah" da dilimizde kullanılmaktadır. Din terimi olarak namaz, "Allah'a kulluğun en ince ve üstün şekli olup, belirli kalıp ve kurallara göre yerine getirilen bir ibadettir" anlamındadır. Peygamberimizin ifadesiyle namaz,
"Dinin direğidir."
"Allah'a kulluğun, Allah'a şükretmenin bütün ayrıntılarını ken­dinde toplayan bir ibadettir."
Kur'an-ı Kerim'de yüzlerce defa namazdan bahsedilir, önemi vurgu­lanır.
Müminin namaz esnasında yaptı­ğı hareketler Allah (c.c.)'ye karşı kul­luğunu eda etmenin, hürmetim arz et­menin en üstün şekilleridir. Kıyam, rukü, sücud, önce hazırol vaziyetin­de ayakta durmak; arkasından yere paralel bir şekilde eğilmek; sonra yü­zünü yere koymak; Allah'a bağlılığın ve saygının en ince tezahürleridir. Ve mümin bu hareketleri yalnız Allah'­ın huzurunda yapar. Mümin için hu­zurunda eğilinecek tek varlık Allah'­tır. Allah'ın sonsuz büyüklüğü, son­suz kudreti karşısında küçüklüğünü ve güçsüzlüğünü bu ölçüde kabulle­nen kimse Allah'tan başka bir varlı­ğın huzurunda asla eğilmez. Allah'a kul olan, kula kul olmaz. Kendisi gi­bi bir insan huzurunda eğilip bükül­mez. Hele korku veya menfaat endi­şesiyle birinin önünde eğilmek şirktir.
Cenab-ı Hak'ın huzurunda rukü ve secdeye eğilen müminin başı, başka bir varlık önünde, bu varlık en ya­man, en azılı düşman bile olsa eğil­mez.
Ad:  namazz.jpg
Gösterim: 970
Boyut:  61.1 KB
M. Akif "Çanakkale Şehitleri"nde, bu gerçeği,
Şüheda gövdesi bir baksanadağlar, taşlar
O rüku olmasa dünyada eğilmez başlar
mısralarıyla ne kadar veciz ifade et­miştir.Bir başka şair de
Allah'a kul olduk kâlû belâda
Bu yolda verilmiş ikrarımız var,
Üç günlük ömür için kahpe dünyada
Kula kul olmamak kararımız var
mısralarıyla gerçek kulluğun yönünü belirtmiştir.
Namaz, mümini bu yolda bilinç­lendiren çok farklı bir ibadettir. Allah'a kulluk başka her türlü kulluk­tan mümini korur.Gerçek namaz müminin miracı­dır. Müminin Allah'a yükselmesidir.
Huşu içinde (Allah'a tam bağlılıkla) kılınan bir namaz, mümini her çeşit dünya kaygısından uzaklaştırır. Onu dünyadan soyutlar. Namazda mümi­nin kendini yalnız Allah'a verişi, çev­resinde olup bitenlerle o derece ilgi­sini kesmesi Müslüman olmayanların bile zaman zaman dikkatini çekmiş­tir. Uzun seneler Türkiye'de kalmış, Türk ordusunun eğitim ve donatımıy-la meşgul olmuş bulunan Mareşal Von Moltke (1800-1891) şöyle diyor: "Müslümanların namaz ibadeti, bu ibadet esnasında benliklerini adeta unutmaları her zaman ilgimi çekmiş­tir. Bazan saflar halinde namaz kılan Türklerin arkasında "acaba dönüp bakarlar mı?" diye top patlatmayı bi­le içimden geçirdiğim olmuştur."

Gençlikte namaz
Namaz, nefse ağır gelen bir iba­dettir. Nefis ondan kurtulmak, kaçın­mak için akılalmaz gerekçeler uydu­rur. Bu işte şeytan da nefsin en bü­yük dostu ve yardımcısıdır Şeytan'ın ve nefsin, kişiyi namazdan alıkoymak için icat ettikleri bahaneler gerçekten karşı konulması zor şeylerdir. Bu iki düşmanın insana en çok sözlerini ge­çirebildikleri çağ da insanın bedenen en güçlü, ama tecrübe ve irade bakı­mından en zayıf çağı olan gençlik ça­ğıdır. Şeytan ve nefis, hayatının hiç­bir döneminde kişiye, gençliğinde ol­duğu kadar musallat olmaz. Çoğu kimsenin namazı hep ertelemeleri, bi­raz daha yaşlandıkları veya emekli ol­dukları zamana bırakmaları bu yüz­dendir. Buna katiyen meydan verme­mek, çelik gibi bir irade ile bu çifte düşmanın karşısına dikilmek dinimiz bakımından eşsiz kazançlara vesiledir. En makbul ibadet gençlikte yapılan ibadettir. Bedenin bütün organları sağlıklı, tüm beyin mekanizması tıkır tıkır işlerken Allah'a kulluk etmenin değeri ve derecesi çok farklıdır. Pey­gamberimiz (S.A.V.)'in bildirdiğine göre Allah' (C.C.)'nün kıyamet gü­nünde kendilerini kollayacağı, farklı mameleye tabi tutulacağı yedi sınıf in­sandan bir sınıfı da Allah'a ibadetle büyüyen gençlerdir. Akıl ve mantık da kabul eder ki, orası burası ağrıyan, aksayan bir bedenle yapılan ibadetle, saat gibi tıkır tıkır işleyen bir beden­le yapılan ibadet aynı olmaz.
Namaz, çağımızda, maddi ve eko­nomik endişelerin sebep olduğu bu­nalımlara, 20, yüzyılın alâmet-i fari­kası olan ve ruh ve beden sağlığını yıpratan streslere karşı da en güçlü kalkandır. Yalnız Allah'a kulluk edip, yalnız ondan yardım beklemek, yanız ona sığınmak şuuru, dünya ha­yatının geçici nimetlerine bel bağla­maya, yersiz bir hırs ve telaşa kapıl­maya karşı en sağlam teminattır. Din büyüklerinin tecrübesiyle sabit olmuş­tur ki, namaz esnasında Fatiha sure­sini, anlamını bilerek, duyarak oku­mak kişiye, bütün dünya gailelerine bir sünger çekebilme cesaret ve kabi­liyetini kazandırır. Gençlikte namaz kılmak demek bütün bu Islami has­letlere daha başında sahip olmak de­mektir.

Namaz çeşitleri
Namaz, teferruatlı bir ibadet ol­duğu kadar, çeşitleri de fazladır:
1- Beş vakit namaz

Allah tarafından ilk farz kılınan namaz bu namazdır. Hicret (göç) ten bir buçuk yıl kadar önce vuku bulan Miraç olayı sırasında farz kılınmıştır. Akıllı ve buluğ çağına ermiş her Müs­lüman beş vakit namaz kılmakla mü­kelleftir.
2- Cuma namazı
Haftada bir defa cuma günü, öğ­le namazının vaktinde kılınan (öğle namazının yerine de geçen) 16 rekat -lık bir namazdır. Bu namazın iki re­katı farz kalan 14 rekatı çeşitli dere­celerde sünnettir. Cuma namazı yal­nız erkeklere farzdır. Cuma Mekke'­den Medine'ye göç sırasında yolda farz kılınmıştır. İlk cuma namazı da bu göç yolculuğu sırasında kılınmış­tır.
3- Cenaze namazı

Yıkanmış, kefenlenmiş Müslüman ölüler için kılınan, özü ölü için dua­dan ibaret olan, rükusuz ve secdesiz bir namazdır. Erkeklere farz-ı kifaye-dir. Cenaze namazının şartı niyettir. Rükunları ise kıyam ile tekbirler (dört tekbir)dir.
4- Bayram namazları

Ramazan ve Kurban bayramların­da, bayramın ilk günü, güneşin doğ­masından 50 dakika sonra kılınan iki rekatlık bir namazdır. Vacip bir na­mazdır. Yalnız erkekler kılar.
Cuma, bayram ve cenaze namaz­ları cemaatle (toplu olarak) kılman namazlardır. Bunlar beş vakit namaz gibi tek başına kılınamaz.
4- Teravih namazı

Ramazan ayında, ay boyunca yat­sı namazından sonra kıhnan yirmi re­katlık bir namazdır. Kadın ve erkek herkese sünnettir. Teravih namazı ev­de tek başına kılınabilirse de camide cemaatle kılınması âdet olmuştur.

Namazın farzları
Namazın farzları 12'dir. Bunlar­dan ilk altısı namaza hazırlık mahi­yetindedir ki bunlara namazın şartları veya dışındaki farzları denir. Son al­tısı namaza başladıktan sonra yerine getirilir, bunlara da namazın rükun­ları veya içindeki farzları denir.

1. Namazın şartları

  • Hadesten taharet: Hades gözle görülmeyen kirlilik halidir. Hükmi pisliktir. Küçük hades, büyük hades diye ikiye ayrılır. Küçük veya büyük idrarını yapan kimsede küçük hades meydana gelmiş olur. Bundan abdest almakla temizlenilir. Cünup olan kimsede veya âdet gören bir kadında büyük hades meydana gelmiş olur. Bundan da güsul (boy) abdesti almak suretiyle temizlenilir. Su bulunmayan yerde her ikisi de geçerli olmak üzere teyemmüm yapılır.
  • Necasetten taharet: Necaset gözle görülebilen pislik demektir. Be­denimizde, elbisemizde namaz kılaca­ğımız yerde bir pislik, bir kirlilik varsa namazdan önce onu temizlemek la­zımdır.
  • Setr-i avret: Namazda örtün­mek. Erkekler için zorunlu olarak ör­tünmesi gereken yerler göbekten diz-kapağının altına kadar; kadınlar için el, yüz, ayaklar hariç kalan her yer­dir.
  • İstikbâl-i kıble: Namaz esnasın­da yüzümüzü ve yönümüzü Arabis­tan'ın Mekke şehrindeki Kabe'ye döndürmek.
  • Vakit: Her namazı, o namaz için belirlenmiş vakitte kılmak.
  • Niyet: Kıldığımız namaz ne ise (öğle, ikindi, teravih... Farz, vacip, sünnet gibi) ona niyet etmek. (Niyet, yaptığımız işin bilincinde olmak de­mektir).

2. Namazın rükunları

  • Başlama (iftitah tekbiri): Na­maza Allahü Ekber diyerek başla­mak.
  • Kıyam: Eller önümüzde bağlı olarak ayakta durmak.
  • Kıraat: Namazda bir parça Kur'an okumak. (Okumanın ayrıntı­larına ilerde değinilecek).
  • Rüku: Elleri dizlere koyarak baş ve sırt aynı hizada olmak üzere yere paralel bir şekilde eğilmek.
  • Sücud (secde): Ellerimiz, dizle­rimiz, ayaklarımızın ucu üstünde ol­mak üzere alnımız ve burnumuz yere değecek şekilde yere kapanmak.
  • Ka'de-i âhire: Namazın sonun­da et-Tahiy-yatü'yü okuyacak kadar oturmak.
Beş vakit namaz
Müslümanlara ilk farz kılanan na­maz beş vakit namazdır. Hicretten 1.5 yıl kadar önce vuku bulan Miraç olayı sırasında farz kılınmıştır. Mirac'da Peygamberimiz (S.A.V.)'e verilen en büyük armağandır. Diğer bütün na­maz çeşitleri bu namazdan sonra de­ğişik zaman ve mekanlarda emredil­miştir.
Namaz ve namaza ilişkin açıkla­malar hep beş vakit namaza göre ya­pılır. Çünkü beş vakit namazı bilen­ler için diğer namazları öğrenmek bir problem teşkil etmez.

Beş vakit namazın rekatları

  • Sabah namazı 4 rekattır, 2 sünnet, 2 farz.
  • Öğle namazı 10 rekattır, 4 sünnet,4 farz, 2 son sünnet.
  • İkindi namazı 8 rekattır, 4 sünnet, 4 farz.
  • Akşam namazı 5 rekattır, 3 farz, 2 sünnet.
  • Yatsı namazı 13 rekattır, 4 sünnet, 4 farz, 2 son sünnet, 3 vitir vacip.
Rekat, namazın, kıyam, kıraat, rüku secde gibi rükunlan içinde bir bölümü (birimi) demektir.

Namazın kılınması
Namazlar ya tek başına, ya da ce­maatle olmak üzere iki şekilde kılınır.
Cuma, bayram ve cenaze namaz­ları hariç kalan bütün namazlar tek başına kılınabilir. Beş vakit namazın farzlarının cemaatle kılınması da Pey­gamberimizin en önemli buyruklarındandır. Cemaatle kılınan bir namaz tek başına kılınandan 27 derece daha sevaptır. Ama zaruret halinde (cami­in çok uzak oluşu, hava şartları, yaş­lılık vb. sebeplerle) tek başına da kılınabilir. Günümüzde birçok mümin çeşitli nedenlerle böyle kılmaktadır. Sünnet namazlar ise (Teravih nama­zı hariç) zaten münferid olarak kılın­maktadır. Ramazan ayına mahsus olan teravih namazı münferid olarak kılınabileceği halde cemaatle kılınma­sı âdet olmuştur.
Şu andan itibaren vereceğimiz bil­giler hep tek başına namaz kılmaya ilişkin olacaktır.

Bazı kurallar

  • Fatiha suresi, farz, vacip, sün­net, nafile bütün namazların her re­katında okunur. (Bir mümin için eksiksiz, kusursuz olarak en başta bilin­mesi gereken sure Fatiha'dır).
  • Farz, vacip, sünnet, nafile bü­tün namazlarda Fatih'dan sonra bir zammı sure (ilave sure, ikinci bir su­re) okunur. Bunun bir istisnası var­dır: Yalnızca ikiden fazla rekatlı (3 ve 4 rekatlı) farz namazların 3., 4. rekat­larında Fatiha tek başına okunur baş­ka sure okunmaz.
  • Sübhaneke duası namazların yalnız ilk rekatında ve en başta oku­nur. Eûzü de (yani "Eûzü billahi mi-neşşeytânirracîm") yalnız ilk rekatlar­da Sübhaneke'den sonra okunur. Ar­kasından besmele çekilerek Sübhane­ke ve eûzü ilk rekattan sonraki rekat­larda tekrarlanmaz.
  • İkiden fazla rekatlı namazlar­da (3 ve 4 rekatlı namazlarda) 2. re­kattan sonra oturulur ve et-Tahiyyatü duası okunur ve sonra ayağa (kıyama) kalkılarak kalan rekat veya rekatla­ra devam edilir. Yalnız ikindi ve yat­sı nazalarının dörder rekatlık sünnet­lerinde 2. rekattan sonra oturulunca et-Tahiyyâtü ile birlikte Allahûmme salli ve bârik de okunur ve 3. rekata öyle kalkılır.
  • Namazların sonunda oturup se­lam vermeden önce et-Tahiyyatü, Al­lahûmme salli, Allahûmme Barik ve Allahûmme Rabbena duaları okunur ve selâm verilir. Acele durumlarda zo­runlu hallerde yalnız et-Tahiyyatü okunarak da selam verilebilir.
Namazda söylenen teşbih ve tekbirler
  • Rüku'ya eğilirken, secdeye giderken, secdeden kalkarken yalnızca"Allahü Ekber" denir.
  • Rüku halindeyken üç defa"Sübhane Rabbiyel azim" (Rabbimolan Allah'ın büyüklüğünü teşbihederim) denir.
  • Rüku'dan yukarı kalkarken bir defa "Samiallahü limen hamiden (Allah kendisine hamdedeni duyar ve onu kabul eder) ve "Rabbena lekel hamd*' (Rabbimiz hamd sana mahsusdur) denir.
  • Secdede iken üç defa "Sübane Rabbiyel a"la" (Rabbim olan Allah'­ın yüceliğini teşbih ederim) denir.
Not: Bu teşbih ve tekbirleri söy­lemek sünnettir.

Bir örnek
Diyelim öğle namazının 4 rekat sünnettini kılacağız. Abdestli olarak kıbleye yönelir ve myet ederiz: "Dön­düm kıbleye, kıblem Kâbe-i şerife, ni­yet ettim bugünkü öğle namazının dört rekat sünnetini kılmaya" diye.
Sonra tekbir alırız. Bunun için ellerimizi yukarı kaldırır, baş parmaklarımızın uçlarını kulak memelerine değidirerek "Allahü Ekber" (yalnız Allah Büyüktür) deriz. Ellerimizi bağladıktan sonra Sübhaneke'yi okur, sonra eûzü besmele çeker (Eûzü billahi mineşşeytânirracim Bismillâhirramânirrahîm, diye) Fatiha'yı ve arkasından bir sure mesela Kevser'i okuruz. Okuma bitince "Allahü Ekber" diye rüku'ya eğiliriz. Rüküda üç defa "Sübhâne Rabbiyel
azim" deriz. Semiailahü ümen hamiden, diyerek doğrulur, doğrulunca, Rebbenâ lekel hamd, deriz. Sonra "Allahü ekber" diyerek secdeye gideriz. Secdede, alnımız ve burnumuzun ucu birlikte yere değmiş durumdayken üç defa "Sübhane Rabbiyel a'lâ"
deriz. "Allahü ekber" diyerek doğrulur, oturur duruma geçeriz. Bu durumda "Sübhanallah" diyecek kadar durduktan sonra "Allahü ekber" diye yeniden secdeye gideriz. (Çünkü secde iki defadır). Üç defa Sübhane Rabbiyel a'lâ deriz ve Allahü ekber diye ayağa kalkar ikinci rekata geçeriz. İkinci rekâtta yalnız besmele çe­ker, Fâtiha'yı ve arkasından bir sure meselâ ihlası (kulhüvallahü) okuruz I. rekatta olduğu gibi rüku. secde yapa­rız. Bu ikinci rekatın secdesinden son­ra hemen ayağa kalkmayıp otururuz ve et-Tahıyyatü'yü okuruz, ondan sonra ayağa kalkarız. 3. rekatta bes­mele, Fatiha ve Felak'ı (Kul eûzü bi-rabbil felak) okur ve aynı şekilde rük'u secde yapanz. 4. rekatta besme­le, Fatiha ve Nâs'ı (Kul eûzü birab-binnas) okur, rüku secde yaparız. Sec­deden sonra otururuz. Burada (ka'de-i âhire halindeyiz) et-Tahiyyatü, Al-lahümme sallı, Allahümme bârik, Allahümme Rebbenâ âtina dualarını okuyarak selam veririz. Selam, başı­mızı önce sağa tarafa çevirip "Essa-lâmü aleyküm ve rahmetüllah" son­ra sol tarafa çevirerek "Essalâümü aleyküm ve rahmetüllah" diye veri­lir ve böylece namaz bitmiş olur. Se­lam vererek namazı bitirdikten son­ra, "Allahümme enta selâmü ve min-kesselâm, tebârekte yazel celâli vel ik­ram (Ey Allahım sen selamsın, dün­ya ve âhirette selamet ancak sendedir. Sen yücesin ey celal ve ikram sahibi Rabbim) denir.


Bütün namazlar bu modele göre kılanabilir. Kıldığımız namaz iki re­kattı olsaydı 2. rekattan sonra et-Tahiyyatü, salli, bârik, Rabbena du­aları okunur ve selâm verilerek namaz bitirilirdi.
Namaz kılmanın bu en basit şek­linin kıraat bölümünü bir daha göz­den geçirelim:
1. Rekat:Sübhaneke Eûzü-besmele Fatiha Kevser
2. Rekat:BesmeleFatiha Ihlas
3. Rekat: Besmele Fatiha Felak
4. Rekat: Besmele Fatiha Nâs

Namazın vacipleri
Namazın 12 farzını tek tek açık­ladık. Bu 12 farzdan biri eksik olsa namaz olmaz. Namazın bir de vacip­leri bulunmaktadır. Vacipler farz ka­dar kesinlik taşımıyorsa da farz gibi Allah'ın emridir onların da eksiksiz yerine getirilmesine dikkat edilmeli­dir. Namaz vacipleri farzlarından da­ha çoktur. Biz burada önemlilerini be­lirteceğiz:
  • Fatiha suresini her rekatta oku­mak. (Farz olan kıraat kur'an-dan herhangi bir sure veya âyetle de yeri­ne getirilmiş olur. Ama kıraat sırasın­da Fâtiha'yı okumak vaciptir).
  • Farz namazlarının 3.ve 4. re­katları hariç kalan bütün namazlar­da Fatiha suresinden başka bir sure daha okumak.
  • 3 ve 4 rekatlı namazlarda 2. re­kattan sonra oturup et-Tahiyyatü'yü okumak.
  • Secdede alnı ve burnun ucunu birlikte yere değdirmek.
  • Son oturuşta (ka'de-i âhire es­nasında) et-Tahiyyatü'yü okumak. (et-Tahiyyatü'yü okuyacak, okuma­ya yetecek kadar oturmak farz, bu sı­rada et-Tahiyyatü'yü okumak vacip­tir.
  • Namazın sonunda selam ver­mek.
  • Ta'dil-i erkâna (Namazın rükunlarını kusursuz yapmaya, kıyam­da dimdik, rüku'da yere tam paralel durmak gibi) dikkat etmek.
  • Cemaatle namaz kılınırkenimamın öğle ve ikindi namazlarındaiçinden (gizli) okuması, sabah, akşamve yatsı namazları ile cuma, bayramteravih namazlarında açıktan okunması. (Akşam ve yatsı namazları cemaatle kılınırken yalnız ilk iki rekatında açıktan okumak vaciptir. Sonraki rekatların ise gizli okunması vaciptir).
  • Yatsı namazından sonra kılmanvitir namazında kunut dualarını okumak ve bunları okumaya başlamadanönce kunut tekbiri almak.
  • Burada sayılan ve sayılmayanvaciplerden herhangi birini unuttuğunda sehiv secdesi yapmak.(Sehiv secdesi yapacak kimse son oturuşta yalnızca et-Tahiyyatü'yü okur ve sağına soluna selam verdik­ten sonra bilindiği şekilde ard arda iki secde yapar, sonra et-Tahiyyatü, sal­li, barik, Rebbenâ okuyarak selâmını verir.)
Namazın sünnetleri
Açıkladığımız üzere namazın farz­larından ve vaciplerinden başka sün­netleri de vardır. Yirmiye yakın olan bu sünnetlerden herkesçe bilinmesi gereken belli başlıları şunlardır:
  • Tekbir alırken elleri yukarı kal­dırmak.
  • Namazın başında Sübhaneke'yi okumak.
  • İlk rekatta Fatiha'dan önceeûzü-besmele çekmek.
  • Besmeleyi Fatiha'dan önce her rekatta tekrarlamak.
  • Daha önce metinlerini verdiği­miz tekbir ve teşbihlerin belirttiğimiz yerlerde söylemek.
  • Son oturuşta (kad'e-i âhirede) et-Tahiyyatü'den sonra salli, bârik ve Rabbena'yı okumak.
Cemaatle Namaz
Cuma, bayram ve cenaze namaz­larının cemaatle kılınması şarttır. Da­ha önce belirttiğimiz gibi beş vakit na­mazın farzlarının da cemaatle kılın­ması yalnız kılınmasından kat kat da­ha sevaptır! Camiler, imam ve müez­zin gibi cami görevlileri cemaatle na­mazın edası için vardır. Yoksa tek ba­şına kılman namazı mümin her yer­de kılabilir.

Cemaatle namazın kılınışı
Beş vakit namazdan akşamın dı­şındaki namazların hepsinde farzdan önce sünnet vardır. Bu namazlarda cemaat önce kendi başına sünneti kı­lar. Sonra müezzin tarafından kaamet getirilir. Kaamet farz namaza başla­nacağının habercisidir. Kaametin söz­leri ezan sözlerinin aynıdır. Yalnız en sonunda "Kadkameti's-salatü" ekle­nir. Buna göre kaametin sözleri şun­lardır:
Allahü ekber (4 defa)
Eşhedü enlâ ilahe illallah (2 defa)
Eşhedü en-ne Muhammedden Resûlüllah (2 de­fa)
Hayye alessalah (2 defa),
Hayye Alelfelah (2 defa)
Kadkameti's-salah (2 defa)
Allahü ekber (2 defa)
Lâi-lâhi illallah (1 defa)
(Tek başına farz namaz kılan da kamet getirir. Cemaatle namazda ka­amet sünnet, tek başına kılınan na­mazda müstehaptır.)
Müezzin kaamet getirdiği sırada imam ve cemaat içlerinden niyet eder­ler. Niyet tek başına namaz kılarken yapıldığı gibidir. Cemaatle namazda cemaat niyetten sonuna "uydum ha­zır olan imama" sözünü ekler, imam da niyetin sonunda "arkamdaki ce­maate de kıldırmaya" sözünü ekler.

Örnek
Cemaatle öğle namazının farzını kıldığmızı düşünelim. Cema­at şöyle niyet eder: Döndüm kıbleye, kıblem Kabe-i şerife, niyet ettim bu
günkü öğle namazının 4 rekat farzını kılmaya, uydum hazır olan imama." imam sesli olarak tekbir alınca cema­at de ellerini kaldırarak gizlice tekbir alır ve ellerini bağlar. İmam ve cemaat birlikte gizlice sübhaneke okurlar. Ce­maat sübhaneke'den sonra bir şey okumaz. İmam öğle ve ikindi namaz­larında gizli; akşam, yatsı ve sabah namazlarında da (akşam ve yatsının ilk iki rekatında) sesli okur. Cemaat­le kılınması zorunlu olan cuma, bay­ram namazları ile teravih namazında da sesli okur.) İmam gizli okuduğu namazlarda da sesli okuduğu namaz­larda da tekbirleri sesli alır ki cemaat kendine uysun. Rüku'dan yukarı kal­karken imam yalnızca "Semiallahü li-men hamiden" der, cemaat da "Rab­bena lekel hamd" der. (Tek başına namaz kılan ise ikisini de söyler.
Ka'de-i âhire (son oturuş) sırasın­da cemaat selam öncesi duaları için­den okur.

Cemaatle namaza ilişkin bazı notlar
  • Cemaatle kılınmakta olan bir namaza başından sonuna kadar da­hil kimseye 'müdrik" denir. Bir kimse cemaatle kılınmakta olan bir nama­za ilk rekatın rükuunda yetiştiyse ta­mamına yetişmiş sayılır.
  • Cemaatle kılınan bir namaza ilk rekatın rüku'undan sonra yetişen kimseye "mesbuk" denir. Mesbuk olan kimse yetişemediği rekatları yal­nız başına namaz kılıyormuş gibi okuyarak tamamlar.
  • Cemaatle kılınmakta olan bir namaza her yerinde dahil olunmaz. Kıyamda, rüku'da ve ka'de halindey­ken cemaate dahil olunur. Rüku'dan doğrulunca, secdeye giderken, secde halinde iken cemaate uyulmaz.
  • İmama uyan bir kimse her ha­reketini imamdan sonra yapmaya dik­kat etmelidir. İmamdan önce rüku'ya, secdeye gitmeye vb. kalkışmama­lıdır.
Namazı bozan şeyler
Başlanmış bir namazı bozan ve ye­niden kılınması gerektiren başlıca hu­suslar şunlardır:
  • Namazda konuşmak. Hanginedenle olursa olsun namaz kılankimsenin konuşması namazını bozar.
  • Gülmek. Namaz kılan kendi işiteceği kadar gülerse yalnız namazı bozulur. Yanındakilerin işiteceği kadargülerse namazıyla birlikte abdesti debozulur.
  • Namazda "ah", "öh" gibi ses­ler çıkarmak, sesli şekilde ağlamak, üzüntü sebebiyle "uh", "tuh" vb. de­mek.Allah korkusu sebebiyle, cennet ve cehennemi düşünmek gibi uhrevi bir maksatla ağlamak ise namazı boz­maz.
  • Selam almak, selam vermek(sesli şekilde) namazı bozar. İşaretle(kaş, göz işaretiyle) selam iade edilsenamaz bozulmaz.
  • Namazda bir şeye üflemek.
  • Göğsünü kıbleden çevirmek.
  • Öksürüğü yokken öksürmeye çalışmak.
  • Namaz kılan biri, bir kimsenin, "ileri git", kenara çekil"... gibi söz ve ikazlarına uysa, yerini değiştirse namazı bozulur. Ama safa giren ce­maate yer açmak için kendini biraz yana alsa namazı bozulmaz.
  • Namazda bir şey yemek, içmek.
  • Abdesti bozan her şey namazı da bozar.
Namazın mekruhları
Namazı bozmayan ama yapılma­sı hoşgörülmeyen şeyler.
  • Namaz kılanın özürsüz yere birşeye (direğe, sütuna, duvara...) dayanması, yaslanması.
  • Namazda esnemek, gerinmek.
  • Yemek yenmek üzere sofra ha­zırlanmışken namaza durmak.
  • Namazda gözleri yummak ve­ya sağa sola bakmak.
  • Ütüsü bozulmasın veya kırış­masın diye secdeye giderken pantolo­nu yukarı çekmek.
  • Henüz selam vermeden terini silmek, yüze veya elbiseye yerden ya­pışmış toz toprağı gidermek.
  • Rüku ve secde anında söylenen teşbihleri terketmek veya üçten az söylemek.
  • Temiz olmayan (toz, toprak, boya, yağ vb. ile kirlenmiş) elbiseler­le namaz kılmak.
Mekruh vakitler
Üç vakit vardır ki bu vakitlerde farz vacip nafile hiçbir namaz kılın­maz. Bu üç vakit:
  • Güneşin doğması sırası,
  • Güneşin sararmaya başlamasın­dan batmasına kadar olan vakit,
  • Zeval vakti denen öğlende gü­neşin tam tepeye geldiği, ışınlarını dik olarak gönderdiği, henüz batıya me­yil etmediği vakit.
Sabah namazının kılınmasından itibaren güneşin doğmasına kadar olan vakitle, ikindi namazının kılın­masından güneşin batmasına kadar geçen vakitte sadece nafile namaz kı­lınmaz. Bu iki vakitte farz bir namaz ise hem eda hem de kaza edilebilir.

Namaz sure ve duaları
Bu bölümde namaz sure ve dua­larını vereceğiz. Bunlar on kadar su­re ve beş duadır. Bunlar namaz kıl­mak için bilinmesi gereken sure ve du­aların alt sınırıdır. Bununla birlikte hepsini bir çırpıda bellemek zordur. Samimi olarak namaz kılmak isteyen ama gerekli sure ve duaları bilmediği için bunu gerçekleştirmeyen kimseler ilk planda bu verdiğimiz sürelerin ta­mamını değil de en kolaylarını belle­mek suretiyle namaza başlayabilir. Bu sureler şunlardır:
  • Fatiha (Elhamdülillahi...)
  • Kevser (İnnâ a'taynâ...)
  • Ihlâs (Kulhüvallahü...)
  • Felak (Kul eûzü birabil felak...)
  • Nâs (kul eûzü birabbinnâas...)
Dua olarak da ilk etapta Sübhaneke ve et-Tahiyyatü'yü ezberlemek yeter. Yukardaki beş sureyi ve bu iki duayı bilenler namaz kılabilirler. Ta­bii diğer sure ve duaları ilk fırsatta bellemeleri gerekir.

Not: Namazda sureler sırayla okunmahdır. Sıradan maksat Kur'­an'ın başından sonuna doğru olan tertibe uymaktır. Buna göre meselâ1. rekatta Fatiha'dan sonra ihlâsı oku­yup, 2. rekatta Kevser'i okumak yan­lıştır. Çünkü Kevser'in Kur'an'daki sırası ihlâstan öncedir. Bu, namazı bozucu bir yanlış değildir ama nama­zın kusursuz olmasına engeldir.

MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi
Son düzenleyen perlina; 8 Aralık 2016 16:47
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!