Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
26 Temmuz 2011       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Şafiî Mezhebi


MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi

İmam Şâfıî tarafından kurulan fı­kıh mezhebidir. Çeşitli fıkıh konuların­daki başlıca görüşleri, diğer mezhep­lerden ayrıldığı noktalar şöyledir:
Mezhebinde hüccet olarak başta kitap ve sünnet gelmektedir. Kitap ve sünnette bulunmayan şeyde hüccet, sahabenin re'yi, yani icmâ'dır. Sün­net, Kur'ân'ı açıklar ve kitaba daya­nır. Sahabenin icmâ'ı, kitap ve sün­netten sonra gelir. Bilginlerin icmâ'sıysa, değer bakımından, sahabenin icmâ'sından sonradır. Kıyas, bunlardan sonra gelir ve hakkında nass bulun­mayan durumla bulunanın arasında müşterek bir esas mev­cut olan bir başka şeyle karşılaştırıp hükme varmaktır. Kitap ve sünnette olmayan, hakkında icmâ bulunma­yan, yahut kitap ve sünnette bulunan bir hükümle kıyaslanamayan şeyde müctehit, kendi iyi ve doğru gördü­ğünü kabul ederek bir re'y beyan edemez.

Şafiî, Hadis taraftarı fukahâdandır. Haber-i Vâhid'i tereddütsüz alır. Bu bakımdan Hanefi fıkhı ile Şafiî fıkhı arasında birtakım meselelerde ayrılık vardır. Şâfiiler daha sıkı görüş­lüdür. Hanefilerdeki müsamaha on­larda yoktur. Kadınlara karşı Hane­fi ve Maliki mezheplerinden daha sert tutumu vardır (Kadına dokununca abdest bozulur. Zimmiyi öldüren Müslümanı öldürmez). Tekfirde de ileri giderler.
İstihsan'ı ise bir delil olarak kabul etmek istememiştir. İstihsan yapanı, pazarı ve günün fiyatlarını bilmeden malına fiyat koyan tacire benzet­miştir.
Istihsan'a şiddetle karşı çıkan Şa­fiî, istihsanı kabul etmek, "Bazı me­selenin hükmünü şeriat beyan etmemiştir" demek olur fikrini ileri sürer.
İmam Şafiî'nin özelliklerinden bi­risi de fıkıh usulü ile ilgili buluşları­dır. Fıkhın kaynaklarım keşfetmiş hü­küm çıkarma (istinbat ve istihraç) kaidelelerini ortaya koymuştur.
Hasılı Şafiî, Hanefi fıkhı ile Ma­liki mezhebi arasında orta bir yol tu­tuyor. Onun fıkhı düzenli ve belli prensiplere bağlanmıştır. Hanefi mez­hebinin birçok görüşlerini kabul et­miştir.
İmam Şafiî, önce gelenler gibi, iti­kadı meseleler hakkında münazaralar yapılmasını doğru bulmamıştır. Ke­lâm meselelerini soğuk karşılamıştır.
ken birbirini tekfir etmelerini hoş bul­mamıştır. Hatta bir gün kendi evi önünde arkadaşlarının münazara yaptığını duyup dışarı çıkmış. Bir de bakmış ki münazara konusu, kelâmi meselelerdir. Derhal geri evine girmiş. Fakat bu defa da kalbi rahat etmemiş, yeniden dışarı çıkarak arkadaşlarına şöyle söylemiştir:
"Münazara esnasın­da birbirinize kâfir oldunuz demeyi­niz ve fakat hata ettiniz deyiniz."
Şafiî'nin,
"Kelâm ilmiyle uğraşan­ları deveye ters bindirip aşiret ve ka­bilelere teşhir etmek gerekir."
dediği de bilinmektedir.
Şafiî mezhebi Mısır'da, Güney Arabistan'da, Doğu Afrika'da, Azer­baycan'da, Şarki Anadolu'da, kısmen Hindistan'da Seylân'da, Endonezya'­da, Cava'da, Filipin'de, Malaya'da, kısmen Maveraünnehir'de, Horasan'­da yayılmıştır. (Osman Keskioğlu, İslam Hukuku A. Gölpınarlı, 100 Soruda Mezhebler)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 20 Kasım 2016 00:58 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!