Arama


ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
12 Ağustos 2011       Mesaj #4
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org

Enderun Mektebi

Topkapı Sarayı'nda bir bölüm ve Osmanlılarda yüksek devlet görevlilerinin yetiştirildiği yüksekokulun adı. Sarayın Enderun denilen bölümü, Topkapı Sarayı'nın üçüncü kapısı olan Babüssaade'den başlar, hareme kadar sürer. Burası cülus töreni, bayram tebriki, ayak divanı gibi önemli törenlere sahne olurdu. Revan Köşkü, Bağdat Köşkü, III. Ahmet Kütüphanesi, Mustafa Paşa Köşkü, Mecidiye Köşkü buradadır. Ayrıca Osmanlı Devleti'ne en yüksek düzeyde idareci yetiştiren okul da sarayın bu bölümünde bulunuyordu. Bu okula genellikle devşirme çocuklarının en zeki, en yetenekli, en güzel ve en gösterişli olanları alınırlardı. Bu çocuklar Enderun'a alınmadan önce, Galata Sarayı, Edirne Sarayı, İskender Paşa Sarayı, İbrahim Paşa Sarayı gibi ikinci derecede saraylarda bir eğitimden geçirilirler, bu eğitim aşamasında başarılı olanlar Enderun'a alınırlardı. Enderun yedi sınıf ya da oda olarak düzenlenmişti.
Bunlar en küçükten en büyüğe doğru basamak sırasıyla şöyle idi:
1. Küçük Oda,
2. Büyük Oda,
3. Doğancı Odası,
4. Seferli Odası,
5. Kiler Odası,
6. Hazine Odası,
7. Has Oda.
Bu çocuklar burada Türk-Arap-Fars dil ve edebiyatlarını, dinî bilimleri, askerî bilimleri, geometri, matematik gibi bilimleri öğrenirler, bunların yanı sıra güzel sanat dalları ile uğraşırlardı. Son derece sıkı olan bu eğitimin yanı sıra padişahın kişisel hizmetlerini yerine getirirler, böylece padişaha hizmetten başka hiçbir şey düşünemeyen birer padişah kulu hâline gelirlerdi. Devletin en güvenilir elemanları olarak en önemli görev ve makamlar kendilerine verilirdi. Çoğu kez padişahlar bu eğitimle de yetinmezler, bu gençleri kendi kızları ya da saraydan bir sultanla evlendirerek saraya daha bir bağlarlardı. Osmanlı Devleti, Enderun'dan yetişen bu insanların ve Kapıkulu Ocakları'nın sayesinde, kendinden önceki Türk-İslâm devletlerinde görülen merkezden kopma ya da feodalleşme hareketlerini önleyebilmiş, bu gibi olaylar Osmanlı Devleti'nde 19. yüzyıl başlarına kadar görülmemiştir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.