Arama

Babam - Tek Mesaj #108

CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
15 Eylül 2006       Mesaj #108
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Koparma Baba Ellerimi

Koparma ellerimi baba,
Dökülür umutlarım toplayamam,
Uçurtmam uçar, tutamam,
Oyuncaklarım ne olacak,
Ya geleceğim?

Bak büyüyorum baba,
Okulum olacak,
Ellerim kalem tutacak baba,
Çok çalışacağım söz...

Koparma ellerimi baba,
En yüksek notları alacağım,
Taktir, teşekkür, onur belgesi,
Örnek çocuk olacağım.
Belki doktor, belki hakim olacağım,
Ben çoğalacağım baba.

Güneşim olacak, aşkım, hayallerim,
Baharlar gelecek ömrüme,
Umutlarım filizlenecek baba,
Kırlara koşacağım uçarcasına,
Denizleri aşacağım kulaç kulaç,
Kelebekler gibi özgür olmak istiyorum.

Koparma ellerimi baba,
Yıldızlar yağacak gecelerime,
Tutacağım bir bir
Tut ellerimden baba.

Kaybolmak istemiyorum,
Sokaklar duvarsız, sokaklar kapısız,
Üşürüm baba...
Korkarım gecenin, vahşi çığlıklarından,
Katıklı lokma gibi, yutar geceler beni,
Bırakma karanlığın kucağına,
Kaybolurum baba...

Koparma baba ellerimi,
Umutlarım dökülür toplayamam.
Oysa ben avuçlamak istiyorum,
Dökülen umutlarımı.
Uçar umutlarım, olmayınca ellerim,
Koparma baba ellerimi…
...........................................................
Köhne, tuzlu bir yaşamdan yazıyorum,
Merhaba diye başlamak istiyorum...
Gecenin berrak dökülüşü aklıma geliyor,
Usulca yanağıma kondurduğun busen
...ve yastığımın altına sıkıştırdığın gofret
Sonra, sonra annemden gizli bıraktığın harçlıklar...

Paylaşmanın buharı kızarmış bir tavukta,
Yeni fırından çıkmış birkaç pidede esiyor
...ve “Hadi oğlum kalk” diyen sesin
Kulaklarımda çınlıyor baba...
Yüreğimde yankılanıyor,
“Sizsiz boğazımdan geçmez” deyişin...

Elin midende, göğsün direksiyonda,
Bir gece yarısı mide kanaman
...ve bir sabaha karşı kaza haberin
Kulaklarımda çınlıyor
...ve ben daha beş yaşındayım baba
Yürek, kaşındaki derin izlerde boğuluyor...

Uzaklardan, ağların çekildiği derin mavilerden yazıyorum,
Pul pul hatıralar takılıyor gözlerime
Enginlerde kayboluyorum baba...
Şavkı vururken ayın, gecenin esrarına bir beyazlık düşüyor
Sen geliyorsun yüreğimin baş ucuna
...ve hiç gitmiyorsun baba...

Tuhaf, çok isterdin de, bir şiir yazamazdım sana,
Elim varmazdı kağıda, kaleme
Boğazıma bir şeyler sarılırdı,
Karabasanlar çökerdi yüreğime
Durur kalırdım taş gibi, kaskatı
Sonra, sonra içimden geçirirdim,
Bir gün, elbet bir gün yazarım diye...

Demek, gecenin dehlizlerinden ağlar çekilirken,
Ben deli divane sana susarken,
Düşerken yıldızlar pul pul ellerime,
İçimde derin sancıları çekerken
...ve sen, hudutsuz özleminle, gönlüme çökerken.
Bu gece sana yazacakmışım baba...

Bir bisiklet için kurduğum hayallerde
Hep sen suçluydun çocuk yüreğimde...
Nerden bilebilirdim, yokluk mertliği bozar baba,
Yoksa hangi baba istemez? .. bir çocuğa
Gökkuşağına çengel atıp, bir sal yapıp kaydırmayı...

Yıllar geçiyor baba, yaşlılık saçlarına düşüyor,
Derin izler yüzüne, dökülen dişlerine
Kalbine vuruyor ve dizlerine yıllar...
Ömrün en orta yerindeyim baba,
Yıllar önce sen gibi, bir bisikletin yükü sırtımda,
Nerden bilebilirdim? .. yokluk adamlığı bozar baba...

“Yara en çok kanarken yakışırmış adama” diyorlar,
İçim almıyor tükenişleri, gidişleri
Burada olsaydın şimdi, anlatırdım
“Bir kıza sevdalandım” derdim,
Ellerim yine çok üşüyor baba,
Martılar neden böyle siyah baba? ..

Canım sıkılıyor, zırhlı birliklere teslim ettiğin gün,
“Yak bir sigara”, deyişin kulaklarımda ağrıyor,
Sen nasıl bir adamdın baba? ..
Yüreğin ne kadar engin,
Baba yüreğim kanıyor,
Duman duman hasret tütüyor her yanım baba...

Şimdi düşsem şu dalgalara boğulur muyum?..
Yine tutar çıkartır mısın baba? ..
Yoksa duymaz mısın sessiz çığlıklarımı tuzlu sularda? ..
Martılar siyah baba, martılar siyah
Çığlıkları gecenin ahengini boğuyor baba
Baba, baba korkuyorum, tuzlu bir yaşamın arasında,
Martılar siyah baba, martılar siyah…