Arama

Sinüzit - Tek Mesaj #6

TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
16 Eylül 2006       Mesaj #6
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Sinüzit


Sinüzit hastalığı; kafatasının ön yüzünde bulunan ve sinüs denilen hava boşluklarının iltihaplanması olarak tanımlanıyor. Bu hastalık virüslerden ve bakterilerden kaynaklanıyor. Sinüslerdeki iltihaplanma daha fazla salgılanma yapılmasına yol açar ve sinüs dediğimiz hava boşluklarının ağzını tıkayarak drenajı bozuyor.
Dr. Turgay Çelikel, soğuk algınlığının, alerjik hastalıkların, burun eğriliğinin, burun içi polip denilen şişmelerin ve sigara dumanının, sinüs drenajını bozup sinüzite yol açtığını belirtiyor.
Dr. Süha Alzafer ise hastalıkla ilgili şunları söylüyor; “Sünizit, sıklıkla rinit ve diğer viral üst solunum yolu infeksiyonlarının seyri esnasında ortaya çıkar. Başlıca etkenleri streptococcus pneumoniae, hemaphilus influenzae ve moraksella catarrhalistir. Hastaların bir kısmında anaerobik bakterilerin eşlik ettiği miks infeksiyon şeklinde görülür. Yüz ve baş ağrısı, ateş, inatçı geniz akıntısı, burun tıkanıklığı ve öksürükle kendisini gösterir.”
Tedavide Hangi İlaçlar Kullanılır?
Solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde ağrı kesiciler, aspirin, dekonjestanlar, serum fizyolojikli burun damlaları ile öksürük ilaçları kullanılıyor. Ancak ilaç kullanımında dikkat edilecek önemli noktalar var.

Prof. Dr. Turgay Çelikel, “16 yaşından küçük hastalarda viral üst solunum yolu infeksiyonlarında Reye Sendromu gelişebileceğinden aspirin verilmemelidir. Dekonjestanlar; hipertansiyon, guatr ve diabetli hastalarda ve gebelerde sakıncalı olabilir. Antibiyotikler, sadece bakteriyel infeksiyonlarda kullanılır” diyor. Viral infeksiyonların iyileşmesinde veya sürenin kısalmasında antibiyotiklerin yeri bulunmuyor. Prof. Dr. turgay Çelikel, şöyle devam ediyor:
“Antibiyotiklerin, ishal, alerjik reaksiyon ve vücudun çeşitli yerlerinde mantar infeksiyonu oluşması gibi yan etkileri vardır. Gereksiz yere antibiyotik kullanmak antibiyotiklere dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına neden olur.”
Koruyucu önlemler şart!
Dr. Süha Alzafer, solunum yolu infeksiyonlarından korunulması için, ellerin sık sık yıkanmasını, düzenli beslenilmesini ve sigara içilmemesini öneriyor ve şöyle devam ediyor; “Salgın dönemlerinde kalabalık ve kapalı mekanlardan uzak durmalı. 3 ile 5. günden sonra hastanın şikayetlerinde artma olursa, 14. günde hala yakınmalar sürüyorsa, nefes darlığı, şiddetli baş ağrısı, ense sertliği, şuur durumunda değişiklik, nörolojik bulgular, fışkırır tarzda kusma ortaya çıkarsa, mutlaka doktorla tekrar temasa geçilmeli.”

Prof. Dr. Turgay Çelikel ise koruyucu önlemlerle ilgili şu bilgiyi veriyor: “Grip için en iyi önleyici grip aşısıdır. Yüzde 80 - 90 gribe karşı koruyucudur. Bu, grip nedeniyle oluşan hastalıkların ve ölümlerin çoğunu önleyebilir. Herkes aşıdan faydalanabilir, ancak özellikle komplikasyonların görülebileceği kişiler aşılanmalıdır. Grip sezonunda gebeliğin ikinci ve üçüncü döneminde olanlarda aşılanmalıdır. 6 ay üzerindeki çocuklara grip aşısı yapılabilir. Aşı yumurta içinde hazırlandığından, yumurtaya ciddi alerjisi olanlar yaptırmamalıdır. Grip aşısı için en ideal zaman, aşının o yılın en aktif 3 grip mikrobuna göre hazırlanıp çıktığı eylül - ekim aylarıdır. Ancak grip mart - nisan aylarına kadar uzadığından, eğer yapılmadıysa daha sonra da yapılabilir. Çocuklarda bir ay arayla iki kez, erişkinlerde yılda bir yapmak yeterlidir. Başka bir aşı da, en sık zatürree nedeni pnömokoka karşı hazırlanmış zatürree aşısıdır. 50 yaş üzeri veya kronik hastalığı olanlara, dalağı çıkmış olan kişilere 5 yılda bir yapılması önerilir.”