Arama

Jeolojik Devirler - Tek Mesaj #12

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Eylül 2006       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Jura İklimi

Bitki yaşamı; Sikatların Çağı
Sikatlar diğer açıktohumlularla birlikte, baskın bitki grubuydu. Palmiye benzeri sikatlar, tohumlu eğreltiler, ginkolar ve kozalaklı bitkiler subtropikal ormanları dolduruyordu. Ginkolar, orta ve yüksek kuzey enlemlerinde oldukça önemliydi. Bazı kozalaklılar, sikatlar gibi, palmiye benzeri bir yaşam biçimi geliştirmiş, ibrelerinin çoğu gövdelerinin üst bölümünde toplanmıştı. Kozalaklıların; Pineaceae, Taxaceae, Taxodiaceae, Araucariaceae, Cephalotaxaceae, Podocarpaceae gibi günümüzde de var olan grupları ortaya çıktı. Tohumlu eğreltiler ve eğreltilerin ağaçsı biçimleri azalırken; çalımsı biçimler görece daha başarılıydı. Eğreltiler en başarılı taban bitkisiydi. Kibrit otları ve at kuyrukları oldukça önemsizleşirken, Bennettitalenler dönemin en önemli gruplarından biri oldu. Çiçekli bitkilerin Geç Jurada ortaya çıkmış olabileceği düşünülüyor; fakat, önemsiz bir grup olarak kalmış olmalı.

kozalakai3
Kozalaklar
Karasal Hayvan Yaşamı

dinomanzaraos8

Henüz bir bütün olan yeryüzü karaları üzerinde bölgesel farklılıklar olsa da tüm kıtalar üzerinde aşağı yukarı benzer bir yaşam hakimdi. Bir bölgedeki aileye, hatta bazen cinse, farklı bir kıta üzerinde rastlanabiliyordu. Pangea'nın bu tekdüze yaşamının tartışmasız hakimi dinozorlardı.
Juranın nemli ve tropik iklimi, böcekleri de olumlu şekilde etkilemiş, pek çok yeni böcek grubu ortaya çıkmıştı.Çekirgeler, kın kanatlılar, zar kanatlılar, saçak kanatlılar ve pek çok başka böcek grubu Jurada ortaya çıktı. akciğerli salyangozlar, kırkayaklar, akrepler, örümcekler ve akarlarda oldukça boldu.
Kurbağalar ve semenderler ilkel biçimlerde de olsa, Jura iki yaşamlılarının baskın grupları oldu. Az sayıda therapsit, Pangea'nın bazı bölgelerinde yaşamaya devam ediyordu; fakat, Juranın sonlarında ortadan kalkacaklardı.

Çoğu bir sıçandan daha büyük olmayan Jura memelileri, küçük omurgalı faunasının önemli bir parçasıydı. Jura memelileri günümüz böcekçil ve kemirgenlerinin kullandığı nişleri kullanıyordu.

memeliuc3

Jura memelisi

Deniz ve karalarda, sürüngenler, dev boyutlu biçimleriyle kontrolü elinde bulundursa da; Sphenodontlar gibi daha küçük sürüngenler günümüz kertenkelelerinin kullandığı nişlere yerleşip, yayılmıştı.
Jurada gökyüzünün kontrolünü ele geçiren Pterosaurslar da çok çeşitliydi. Kretasede dev boyutlara ulaşsalar da; Juranın Pterosaurslarının çoğu 0.5 metreyle 2 metre arasındaki boyutlardaydı. Ancak 25 santimetre olan daha küçük örnekleri de vardı. Günümüzde, kuş ve yarasaların doldurduğu pek çok niş, Jurada Pterosaurslarca kullanılıyordu.

pterosursdb7

Pterosurs fosili

Jura aynı zamanda ilkkuşların ortaya çıktığı dönemdi. Uzmanların çoğu kuşların; boşluklu kemikler, pelvis yapısı, uzun kemikli bir kuyruk, pençeli eller ve dişli çeneler gibi pek çok özelliği paylaştığı iki ayaklı etçil dinozorlardan evrimleştiğini düşünüyor. İlkin kuşlar modern akrabalarında bulunan göğüs kemiği ve gaga gibi yapılara henüz sahip değildi. İlkin kuşların en tanınmış örneklerinden biri Archaeopteryx'tir. Archeopteryx gibi ilkin kuşlar ana karalardan soyutlanmış adalarda büyük yırtıcılardan uzakta evrimleşiyordu.

kusyl5
Kuşların Evrimi
Triasın sonlarında ortaya çıkan dinozorlar Jurada çeşitlenerek karasal ekosistemlerin baskın omurgalı grubu olur ve nişlerin büyük bölümüne yerleşir. Çok çeşitli olan dinozorlar Jurada dev sauropodlardan, küçük kuş-benzeri etçil dinozorlara kadar pek çok farklı biçime evrimleşir.

Dinozorlar kalça yapılarına göre iki takıma ayrılır:

kalcanp7

cesitlizx5

Bu takımlardan ilki "Sürüngen kalçalı dinozorlar"dır. Saurischia adı verilen bu grup, ataları olan Archosaursların ilkel kalça yapısına sahip, etçil ya da otçul dinozorlardı. Saurischia grubunun üyeleri olan Theropodlar yani tüm etçil dinozorlar, iki ayak üzerinde yürüyen, kuş benzeri kafa ve boyuna sahip hayvanlardı. Sivri dişleri, pençeleri, üç parmaklı el ve ayakları en belirgin özellikleriydi. Allosaurus ve Tyrannosauruslar gibi dev etçillerinin yanı sıra Compsognathus gibi böcekle beslenen tavuk boyutlarında küçük biçimleri de vardı. Kuşların öncülleri olan bazı etçil dinozorların -Archaeornithes- tüyleri de vardı.
tyrannosaurusnd4

Tyrannosaurus

Otçul Saurischialar ise gelmiş geçmiş en büyük karasal hayvanların içinde bulunduğu grup olan Sauropodlardı. Bunlar dört ayak üzerinde yürüyen, küçük kafalı, uzun boyun ve kuyruğa sahip, görece basit bir vücut planı olan canlılardı. Sauropodların en dikkat çekici özelliği kafalarının üzerinde yer alan burun delikleriydi. Apatosauruslar ya da daha bilindik isimleriyle Brontosauruslar bu grubun üyesiydi. Sauropodların Geç Triastaki akrabaları Plateosaurs ya da Prosauropodlar, gerektiğinde iki ayaklarının üzerine kalkabilen canlılardı. Diplodocus gibi gerçek sauropodlar,ilk kez Triasın sonlarında ortaya çıkar; fakat, çeşitlenmeleri Orta Jurada gerçekleşir. Diplodocus ve Brachiosaurus gibi sauropodların boyutları 25 metreye, ağırlıkları 100 tona kadar ulaştı. Sauropodlar coğrafi olarak geniş alanlara yayılmıştı. Antarktika hariç, tüm kıtalarda fosilleri ya da ayak izleri bulunur. Yaygın coğrafi yayılımları dışında, Juranın başından Geç Kretaseye kadar süren yüz milyon yıllık varlıklarıyla Sauropodlar, en uzun ömürlü dinozor gruplarından biri oldu. Juranın sonları sayıca zirveye ulaştıkları dönemdi.
brachiosaurusoc2

Brachiosaurus

Dinozorların ikinci grubu Ornithischia yani "Kuş kalçalı dinozorlar"dır. Çoğu iki ayak üzerinde yürüyen, hepsi otçul olan Ornithischiaların kalça yapısı kuşlarınkine benzer. Sauropodlara göre küçük boyutlarda olan Ornithischianın, Erken Jurada bile, orta boydan büyük boya kadar çok çeşitli biçimi vardı. Keşfedilen ilk dinozorlardan biri olan Iguanodonlar, ördek gagalı Hadrosaurslar, gergedan benzeri boynuzlu dinozorlar olan Ceratopsianlar, plaka zırhlar, dikenler, gibi saldırı ve savunma silahlarıyla donanmış olan zırhlı dinozorlar, aşırı biçimde kalınlaşmış kafataslarıyla Pachycephalosauria ve dinozorlar dünyasının pek çok iki ayaklı küçük otçulu Ornithischia grubunun üyesiydi.

ornithomv8

Ornithischia iskeleti

Jurada da yeryüzü karaları ortak bir biyolojik yapı gösteriyordu. Her ne kadar yüksek deniz seviyeleri süper kıtayı büyük adalara bölüp bölgesel fauna ve flora farklılıklara yol açsa da aynı aile, hatta bazen aynı cinse yeryüzünün farklı bölgelerinde rastlamak mümkündü.

Jura Dünyası
Pangea kıtasının Triasta başlayan parçalanması Jurada da devam eder. Süper kıtanın farklı parçaları farklı yönlerde dönerek birbirinden uzaklaşırken aralarında yarık vadiler oluşur. Batıya doğru hareket eden Kuzey Amerika ile Grönland'ın, Avrupa ile Afrika'dan ayrılmasıyla oluşan, yarık daha sonra Kuzey Atlantik okyanusuna dönüşecekti. Kimerya ile Lavrasya çarpışır ve Kimerya'da dağlar yükselmeye başlar. Gondvana'da, Güney Amerika ve Afrika arasında, Triasta başlayan ayrılma, Jurada günümüz Kızıldeniz'ini andırır hale gelir. Geleceğin Güney Atlantik okyanusu Jurada uzun ince bir iç deniz şeklindeydi. Gondvana'nın doğusu batısından ayrılmaya başlar. Büyük bir yarık Antarktika'yı, Güney Amerika ve Afrika'nın güney uçlarından ayırır. Antarktika'nın üzerinde duran ve Afrika'nın doğusundan bu iki kıtayı birleştiren Hindistan ve Gondvana'dan ayrılan diğer parçalar yavaşça kuzeye doğru hareket etmeye başlar. Yarıkların oluştuğu bölgelerde pek çok volkan oluşur. Bu volkanlardan büyük miktarlarda lav çıkışı olur. Geç Jurada Kuzey ve Güney Atlantik Okyanusları açılırken, Tetis küçülmeye başlar. Juranın başında İtalya, Yunanistan, Türkiye ve İran Gondvana'nın Kuzey Afrika parçasına ekliydi.

Juranın Sonu
Juranın sonunda küçük bir kitlesel yok oluş meydana gelir. Yok oluştan karasal ekosistemler, özellikle dinozorlar, pek fazla etkilenmez. Ammonitlerin pek çok cinsi, deniz sürüngenleri, deniz midye ve istiridye türlerinin %80'i ve pek çok sığ su canlısı yok olur. Yok oluşun sebebi bilinmiyor. Ancak deniz tabanındaki çok büyük metan yataklarının boşalmasının tetiklediği bir dizi olayın yok oluşa neden olabileceğine dair kuşkular var.
Son düzenleyen ahmetseydi; 5 Haziran 2013 12:45