Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
03:40, 2 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazartesi, 08 Aralık 2025 - 03:43
Arama
MaviKaranlık Forum
Medya Haber
-
Tek Mesaj #332
Hi-LaL
Ziyaretçi
16 Eylül 2006
Mesaj
#332
Ziyaretçi
İşte Papa'nın sözlerinin tamamı!!!
İşte Papa 16. Benediktus'un İslam Alemi'ni çileden çıkaran sözlerinin tam metni...
Roma Katolik Kilisesinin ruhani lideri Papa 16. Benediktus'un Almanya ziyareti sırasında Salı günü Regensburg İlahiyat Fakültesinde akademisyenlere hitaben yaptığı konuşmadaki olay yaratan sözleri şöyledi:
"Yakınlarda Bizanslı bilge imparator İkinci Mihail Paleologos'un diyalogunun Prof. Theodore Khoury (Muenster) tarafından yayımlanan bölümlerini okuduğum esnada, Tanrının doğasına ilişkin akıl ile düşünürken, zihnime gelenler şunlar oldu: Bu, muhtemelen bir kış mevsiminde 1391'de Ankara yakınlarında eğitimli bir Farisi ile Hristiyanlık, İslam ve ikisinin geçerliliği hakkında yapılmış bir diyalogdur. Bu diyalog, bilahare 1394-1402 arasında, Konstantipoli kuşatması sırasında, muhtemelen bizzat imparator tarafından kaleme alınmış olmalı. Kendi açıklamalarının Farisi muhatabınınkilere oranla çok ayrıntılı olması da bundan kaynaklansa gerek. Diyalog, Kitab-ı Mukaddes ve Kur'an'da mevcut dinin yapıları üzerinde odaklanıyor.
Özellikle Tanrı imajı üzerinde duruluyor. Doğal olarak, üç şeriat ya da üç hayat düzeni diye de adlandırılan Eski Ahit, Yeni Ahit ve Kur'an arasındaki ilişkilere de değiniliyor. Bu derste benim bahsetmek istediğim konuya gelince... Ben, din ve akıl çerçevesinde, diyalogun bütünü içerisinde oldukça marjinal bir yer işgal eden tek bir konuya değineceğim. Zira bu beni çok etkiledi ve de bunu konuya ilişkin düşüncelerim için bir kalkış noktası olarak kullanacağım. Prof. Khoury'nin yayımladığı diyalogun yedinci bölümünde imparator, cihat, kutsal savaş konusuna değiniyor.
İmparator, (Kur'an'daki) 2. suretin 256. ayetinde, 'Din konusunda zorlama yoktur' denildiğinden elbetteki haberdardı. Uzmanlar, bunun başlangıç dönemindeki surelerden biri olduğunu söylüyorlar. O dönemde Muhammed, güçsüzdü ve de tehdit altındaydı. Ama imparator, doğal olarak, kutsal savaş konusunda müteakip dönemlerde gelişmiş ve Kur'an'da belirlenmiş diğer düzenlemelerden de haberdardı.
İmparator, ayrıntılara dalmaksızın, bir Kitap sahibi olanlar ile 'acımasızlar' arasındaki davranış farkını izah etmek için, bizi hayrete düşüren sert bir üslupla muhatabına, genel anlamıyla din ve şiddet ilişkisi bağlamında basit bir temel soru yöneltiyor: (Hadi bana Muhammed'in yeni olarak ne getirdiğini göster! Bu konuda, kendisinin vaaz ettiği dini kılıç ile yayma emri türünden kötü ve insanlık dışı şeylerden başka bir şey bulamazsın). İmparator, böylesine ağır bir ifade kullanmasının ardından, dini şiddet aracılığıyla yaymanın neden akıl dışı olduğunu ayrıntılı biçimde izah ediyor. Şiddet, Tanrının doğasına ve ruhun doğasına zıttır.
İmparator diyor ki, (Tanrı kandan hoşlanmaz. Akla göre davranmamak, Tanrının doğasına zıttır. Din, bedenin değil, ruhun ürünüdür. Dolayısıyla birini dine çekmek isteyen kişinin, şiddet veya tehdide değil, iyi konuşmaya ve doğru bir şekilde akıl yürütmeye ihtiyacı vardır. Makul bir insanı ikna edebilmek için, ne kola ihtiyaç vardır, ne vurabilecek bir şeye, ne de bir insanı ölümle tehdit etmeye yarayacak başka bir araca!). Bu diyalogda, şiddet aracılığıyla dine çekmeye muhalefet bağlamında en önemli husus şudur:
Akla göre hareket etmemek, Tanrının doğasına zıttır. Yayıncı Theodore Khoury, yorumunda diyor ki: Grek felsefesi içinde yetişmiş imparator için bu son derece net bir konudur. Ama Müslümanlık öğretisinde ise Tanrı mutlak anlamda aşkındır. Onun iradesi bizim kategorilerimizden tümüyle bağımsızdır. Buna akıllılık, makuliyet de dahildir. Khoury, bu bağlamda ünlü Fransız İslambilimci R. Arnaldez'in bir eserine de bir atıfta bulunuyor. Buna göre İbn-i Hazm, işi, Tanrıyı kendi kelamından bağımsız olmaya kadar götürerek, O'nun bize hakikati açıklamak gibi bir zorunluluğu dahi olmadığını belirtiyor. Eğer o irade buyurmuş olsaydı, insan putperestliğe de tabii olmak zorundaydı diyor".
PAPAZLAR SAVUNMAYA GEÇTİ
Türkiye Katolik Piskoposlar Kurulu Başkanı Başpiskopos Ruggero Franceschini, Roma Katolik Kilisesinin ruhani lideri Papa 16. Benediktus'un Almanya'da yaptığı konuşmada, İslam'ı incitici bir boyut bulunmadığını ileri sürdü.
Başpiskopos Franceschini, ''Radio24'' adlı bir İtalyan radyosuna verdiği demeçte, ''Papa, zerre kadar İslam'ı incitmek istemedi. Papa 16. Benediktus, Regensburg'daki konuşmasında, basit bir şekilde, Tanrının oğullarının birbirlerini öldürmemeleri gerektiğini söylüyor'' dedi.
Papanın bu konudaki düşüncelerinin yeni bir şey olmadığını belirten Franceschini, ''Ratzinger, henüz kardinal olduğu dönemde Münih'te ve Roma'da zaten vermiş olduğu bir dersi tekrarlamaktan başka bir şey yapmadı'' diye konuştu.
Kaynak : internet haber
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 03:43
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...