Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Ekim 2011       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR ATASÖZÜNÜN HİKAYESİ, ORTAYA ÇIKIŞI



Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış.



Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş:



- Peki, olur...



Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu halde, Hoca'ya şunları söylemiş:



- Şu parayla bana bir düdük getirir misin?



Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen



Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler.



Nasrettin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış.



Ötekileri bağırmaya başlamışlar:



- Ya bizim düdükler nerede?



Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş:

- Parayı veren düdüğü çalar.

LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMEZ ATASÖZÜNÜN HİKÂYESİ, ORTAYA ÇIKIŞI



Lafla peynir gemisi yürümez: sadece konuşmak, dayanağı olmadan gerçekleştirilemeyecek sözler vermek anlamında kullanılan bir deyimdir. Hikâyesi ise şöyledir;



Rivayete göre bir zamanlar İstanbul’da, Edirneli Aksi Yusuf adında bir peynir tüccarı var imiş. Madrabaz ve cimri birisi olup Trakya'dan getirttiği peynirleri İstanbul'da satar, artanını da deniz yoluyla İzmir'e gönderirmiş. İzmir'de peynir fiyatları yükseldikçe elinde ne kadar mal varsa gemilere yükletir ama navlunu peşin vermek istemeyerek, kaptanları yalanlarıyla oyalar durur, "Hele peynirler sağ salim varsın, istediğin parayı fazla fazla veririm," diye vaatlerde bulunurmuş. Birkaç kez aldanan tüccar gemi kaptanlarından birisi, yine İzmir'e doğru yola çıkmak üzere iken diklenmiş:



-Efendi tayfalarıma para ödeyeceğim. Geminin kalkması için masarifim var. Navlunu peşin ödemezsen Sarayburnu'nu bile dönmem.



Aksi Yusuf her zamanki gibi,



-Hele peynirler salimen varsın... Demeye başlar başlamaz gemici.



-Efendi, lafla peynir gemisi yürümez. Buna kömür lazım, yağ lazım.



Aksi Yusuf parayı ödemiş. O gün akşama kadar şu bir tek cümleyi sayıklayıp durmuş.



-Lafla peynir gemisi yürümez. vee deyim günümüze kadar ulaşmış




ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇTİ. ATASÖZÜNÜN HİKAYESİ, ORTAYA ÇIKIŞI



Zamanında Bolu beyine baş kaldıran Köroğlu'nun dillerde yağız mı yağız atı çalınır. Bütün civarı arar tarar yok. Bir kimse birde İstanbul'daki pazarları dolaş der. İstanbul’da pazarları dolaşırken atına rastlar.



Pazar sahibine şu ata bir bineyim hele der. Pazarcıda buyur der.



Eski sahibinin kokusunu alan at şahlanıp, dörtnala oradan uzaklaşır.

Ah evlat! Atı alan Üsküdarı geçti.



O kör oğluydu, atın gerçek sahibi...