Arama


GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
19 Eylül 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Kırık ve Çıkık

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Osteoporoz gibi sağlık sorunları olan orta yaş ve üstündeki kişileri uyaran uzmanlar, düşmeye bağlı olarak oluşabilecek kalça kırıklarının uzun süre yatakta yatmayı gerektirebileceğini hatırlatıyorlar. Düşmeye, ya da kaymaya bağlı olarak kalçada oluşabilecek kırıklar sağlık açısından ciddi riskleri de birlikte getirebiliyor. Uzmanlar, en basit bir travmadan sonra bile hekime başvurulmasını ve gerekli testlerin yaptırılmasını öneriyorlar. Çünkü sanıldığının aksine şiddetli ağrı olmasa da kırık ya da çıkık söz konusu olabiliyor.
Burkulma ve çıkık arasındaki fark
Acıbadem Hastanesi Bakırköy Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ömer Taşer, kırıkların kemik bütünlüğünün bozulmasıyla sonuçlanan kemik ayrışmaları, çıkıkların ise eklemi saran bağların ve kasların yırtılıp eklem uçlarını oluşturan kemiklerin birbirinden tamamen ayrışması olduğunu söyledi. Taler, “Burkulmada ise eklemi saran bağlar tam yırtılmamakta, sadece zedelenmekte ya da kısmen yırtılmaktadır. Tüm bu yaralanmalar direkt travma ya da indirekt travma sonucu oluşur. Kırık ya da çıkık oluşmasında travmanın şiddeti kadar kişinin vücut direnci yani kemik kalitesi, bağlarının gücü ve kas gücü de önemli faktörlerdendir. Genellikle halk arasındaki kırık ve çıkıklarda şiddetli ağrı olduğu sanılıyor. Oysa bu ifade doğru değildir. Öyle kırıklar vardır ki hasta kırık olan bölgesini kullanmaya, hatta üzerine basıp yürümeye devam edebilir. Gerçekten de kırık ve çıkıkları oldukça ağrılı yaralanmalar olmakla birlikte, ağrının şiddeti vücudun o bölgesinde kırık veya çıkık olup olmadığını değerlendirmek için bir ölçü olarak kullanılamaz. Bu nedenle tüm yaralanmalarda uzman bir hekimin değerlendirmesine başvurulmalı, böylelikle olası sakatlıklara izin verilmemelidir.”
Kırıkların ve çıkıkların yol açtığı sorunlar
Kırıkların ve çıkıkların tedavileri içerdikleri kemiğe ve bölgeye göre büyük farklılık gösteriyor. Kırığın kaynama ve çıkıkların iyileşme süreleri de kemikten kemiğe çok değişiyor. Prof. Dr. Ömer Taşer, “Kemiğin yük taşıyıp taşımaması, kemiğin damarlanma, beslenme özellikleri, eklemi tutan bağların özellikleri ve hareket açıklığı, yaralanmanın şiddeti olarak sayılabilir. Sonuç olarak kırıkların ve çıkıkların genel bir tedavisi ve iyileşme süresi olmayıp bunlar kırığın yeri ve tipine göre çok değişkenlik göstermektedir. Kırıkların tedavileri doğru yapılmazsa en önemli problem kaynamaması ya da yanlış pozisyonda kaynamasıdır. Ayrıca cilt yaraları ile birlikte olan kırıklarda, yani açık kırıklarda kırığın iltihap kaparak kemik iltihabı oluşması riski mevcuttur. Daha seyrek olmakla birlikte daha ciddi bir problem de kırık çevresindeki damar ve sinirlerin yanlış uygulama sonucu zarar görmesidir.”
Çıkıklar doğru tedavi edilmezse…
Çıkıkların doğru tedavi edilmemesi sonucu gelişen en önemli sorun ise eklemde kalıcı bir gevşeklik oluşması, eklem kıkırdağının hasar görmesi, eklemde hareket kısıtlılığı, eklem çevresi damar ve sinirlerin hasar görmesi. Tüm bu problemler hastada kalıcı ve yaşam kalitesini etkileyici fonksiyon bozukluklarına zemin oluşturabiliyor. Bu yüzden gerekli görüldüğü durumlarda acil ameliyat gerekiyor. Prof. Dr. Ömer Taşer, şunları söylüyor:
“Kırık ve çıkıklarda travmanın etkisi ile ya da kırılan ya da çıkan kemiğin uçlarının ezme ve yırtma etkisi ile çevre damar ve sinirler zarar görebilir. Böyle durumlarda acil ameliyat gerekliliği vardır ve damar-sinir yaralanması kırık ve çıkık tedavisinde başarısızlığı etkileyen en önemli faktörlerdendir. Kırıkların tedavisi sırasında yanlış veya kötü pozisyonda kaynaması gözle görülebilir şekil bozukluklarına neden olabilir. Kalıcı şekil bozuklukları fonksiyonel kayba da neden oluyorsa ameliyat ile düzeltilerek tekrar kaynatılırlar. Çıkıkların tedavisinde şekil bozuklukları daha seyrek görülürler. Kırık ve çıkıkların tedavisinde daha seyrek görülmekle beraber pek çok problem ile karşılaşılabilir. Bunlar ameliyatlı veya alçılı tedavilerde tedavinin tipine göre değişkenlik gösterir. Örneğin uzun süren bacak alçılarında hareketsizliğe bağlı damarlarda kan pıhtısı oluşup, bu pıhtıların akciğer ya da kalpte damarları tıkayıp hastanın hayatını tehlikeye sokabilir. Yine uzun süren alçı tedavilerinden sonra kaslarda zayıflamalar ve eklemlerde sertleşmeler görülebilir. Ayrıca çıkıkların yetersiz tedavisinde bağ gevşekliğine bağlı olarak tekrarlayan burkulmalar veya eklemde kalıcı gevşeklikler gözlenebilir.”



Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 11:55