Arama


Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
13 Ekim 2011       Mesaj #7
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi

Nasreddin Hoca

Fıkralarında derinlik, anlam zenginliği ve engin bir hayat tec­rübesi vardır. Halkımızın mizahlı, güzel ve anlamlı sözler söyleme gücü âdeta Nasrettin Hoca'da simgeleşmiştir. Bu yüzden o da Türk halkının duygu, düşünce ve zevkini anlatan büyük şairlerimiz gibi halka mal olmuştur. Anadolu kültürünün en güçlü figürü Nasreddin Hoca, güler yüzlü, sabırlı, ağırbaşlı yapısı ile Türk halkının kendisidir.

Fıkralarda daha çok hazırcevap bir yanıt ile yapılmaktadır. Eleştirisel bir yapıya sahip olup bütünleşmiş bir halk insanı olmaktadır. Nasreddin hoca ile ilgili bir çok kitap yazılıp karikatürler çizilmiştir. Hocanın kendi fıkraları dahi kendisine mal edilerek yayılmıştır. Günümüze doğru çizgi film ve film çekimlerde yaygın olarak çocuklar eğitilmiştir. Fıkralarında daha çok eğitime yönelik sözleri olup konuları bu alanda geçmektedir. Güzel üslubu ile kalp kırmadan ders verici özelliğe sahiptir.

Nasreddin Hoca fıkralarında kişiler pek kalabalık değildir. Başkahraman her zaman kendisidir. Etrafında en çok görülenler karısı, eşeği ve komşularıdır. Hoca’nın fıkralarından atasözleri gibi bazı hikmetli sonuçlar da çıkmıştır: “Parayı veren düdüğü çalar.”, “Acemi bülbül bu kadar öter.”, “Yorgan gitti, kavga bitti.” “Vermeye gönlü olmayan ipe un serer.”, “Ye kürküm dünyası.” gibi.

Fıkraların Özellikleri


Nasreddin Hoca fıkralarının temel özelliği insandan yola çıkmasıdır. Fıkralarında insanın yaşam karşısındaki ve toplumdaki durumunu zekice yapılan nüktelerle karikatürize eder. Nesir diliyle anlatılan bu ürünler bir tez ve karşı tezden oluşur. Başlan­gıç, gelişme ve sonuç bölümleri vardır.Sorunlar karşılıklı konuşmalar ve tartışmalarla sonuca bağlanır. Sonuç bölümünde hisse vardır. Her fıkrada mutlaka yer alan bu hisse bölümü hüküm ifadesi taşır. Gül­me, hiciv ve hikmetli sözler taşıyan çatışma bölümü fıkranın estetiğini oluşturan temel unsurdur. Mantığı zorlamayan bir karakterde olan Türk fıkraları kıssadan hisse (anlatılanlardan pay, sonuç çıkarma) amacıyla söylenmiştir.

Nasrettin Hoca fıkra tipi, Anadolu halkının yarattığı, genelde Anadolu insanını simgeleyen bir tiptir. Ezenler, ezilenler, sömürenler, sömürülenler, devlet ileri gelenleri (sultanlar, hakanlar, beyler, kadılar, müderrisler, ho­calar...), halktan insanlar, kadınlar, gençler, çocuklar, değişik mesleklerden insanlar bu tiplerden bazılarıdır. Bir de çevresindeki eşyalar, nesneler, hayvanlar (özellikle de Hoca'nın eşeği)...

Nasrettin Hoca fıkraları, sözlü gelenekte yaşamış, ancak ölümünden birkaç yüzyıl sonra yazılı ürünlerde görülmeye başlanmıştır. Bu neden­le Nasrettin Hoca fıkralarının kaynaklarını tam olarak bulup ortaya koy­mak pek kolay değildir.

Nasrettin Hoca: Zeki ve nüktedan biridir. Esprili ve nükteli konuşmanın, insanın sevgi ve saygısını artıracağına inanır. Onun fıkralarının temel özelliği zekâ ve nüktedir. Ezilenin, zulüm görenin yanındadır. Pek çok fıkrasında kötü yöneti ciler, ahlaksız kimseler, halka eziyet çektirenler, sömürenler, doğrudan ya da dolaylı bir biçimde eleştirir. (Nasrettin Hoca'nın kavuğu ve eşeği değişik biçimlerde yorumlanmaktadır. Kimilerine göre kavuk, devleti; eşekse, halkı temsil etmektedir. Bir başka yoruma göre, kavuk ve eşek, Hoca'nın arabuluculuğunu göstermektedir. Hoca'nın devlete rağmen halkın yanında olduğu görüşünü savunanlarda var.)

Derin bir hoşgörüye sahiptir. Ama bu Hoca'nın her şeyi affettiği, gör­mezden geldiği anlamına gelmez; hep umutludur, karamsarlığa düşmez, gerektiğinde eleştirinin ötesine geçip ince ince alay eder, bir akıl hocasıdır, dünyadaki değişimin farkındadır, bu yüzden yeni ortamlara uyum sağlamada zorluk çekmez, görünüşe değil, insanın iç dünyasının zenginliğine önem verir.

Derlemedir.
Son düzenleyen Baturalp; 1 Aralık 2016 01:13 Sebep: başlık ve sayfa düzeni