Arama

Kahramanmaraş - Tek Mesaj #2

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
19 Eylül 2006       Mesaj #2
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Kahramanmaraş2.jpg
Gösterim: 944
Boyut:  73.3 KB

KAHRAMANMARAŞ (46)


Akdeniz bölgesinde, Adana bölümünün K.-D. kesiminde, topraklarının bir bölümü D.
Anadolu bölgesine taşan il;
892 952 nüf, (1990);
14 327 km2;
merkez ilçe dışında 9 ilçe, 8 bucak, 513 köy.
Merkezi Kahramanmaraş, 228 129 nüf.(1990).
il topraklarının büyük kesimini D. ve G. -D. Toros sistemine bağlı dağlar kaplar. Bunlar, G.’de G.-D. Toroslar’ın bir kesimini oluşturan Engizek (2 814 m), Ahır dağı (2.301 m).ve Amanoslar'ın K. uzantısı, B.’da Dibek ve Binboğa dağları (2 917 m), K.'de Flezanlı ve Nurhak dağı (3 081 m) ile ilin orta kesimindeki Berit (3 027 m) dağıdır. Bu yüksek dağlar K.’de geniş Elbistan havzasını, G.'de ise genç faylarla sınırlanmış Maraş ovasını sınırlar. Arabistan platformu ile Torid’ler arasındaki kenet kuşağında yer alan il topraklarının şaryaj örtülerinden, bindirmelerden ve genç kırıklardan oluşan ve hemen bütün devirlere ait oluşukları içeren çok karmaşık bir jeolojik yapısı vardır. Amik ovasının uzantısı olan D. Anadolu fayı, ili G.-B.'dan K.-D.'ya doğru keser ve faylarla sınırlanmış dizi çöküntü ovasını sınırlar; bunlarira’n biri de Maraş ovasıdır.

Bu nedenle ilde depremsellik oranı yüksektir Akarsu ağı, tektonik hareketlerin belirlediği bu yer şekillerine uygun olarak kurulmuştur. Flemen bütün il topraklarının sularını toplayan Ceyhan ile onun kolu olan ve D. Anadolu fayı boyunca uzanan çöküntü ovalarının ve göllerin sularını boşaltan Aksu en önemli akarsularıdır. İl Akdeniz iklimi ile iç kesimlerin karasal iklimi arasında bir geçiş alanında yer alır, bu özellik sıcaklık şartlarında ve yağış rejiminde kendini gösterir. Bununla birlikte, Akdeniz ikliminin etkisi daha baskındır. Kışlar ilin G. kesiminde oldukça ılık (Kahramanmaraş ocak ort. 4,6 °C) ve yağışlı, yazlar sıcak (Kahramanmaraş ağustos ort. 28,1 °C) ve kuraktır. Yıllık yağış tutarı konuma, bakıya ve yükseltiye göre değişir (Kahramanmaraş 694 mm); dağlık kesimlerde 1 000 mm'yi aşar, denizden uzak ve dağlarla çevrili Elbistan havzasında 400 mm dolayına iner. Doğal bitki toplulukları bu iklim farklarını yansıtır. Kıyıya daha yakın kesimlerde Akdeniz bitki toplulukları, engebeli, yüksek kesim lerde ise, özellikle meşelerden ve daha az oranda kızılçam, köknardan oluşan ormanlar geniş yer kaplar. Oysa Elbistan havzası bozkır görünümündedir.

Çok engebeli bir yörede yer almasına karşın Kahramanmaraş, oldukça yoğun (km2,ye 62 kişi) nüfuslanmıştır. Yıllık nüfus artışı ise (%o 12,2) Türkiye ortalamasının altındadır. Ama bu bakımdan ilin Kahramanmaraş yöreleri arasında önemli ayrılıklar vardır. il haritası Kahramanmaraş’tan Sapa ve dağlık kesimlerdeki bazı ilçeler bir görünüm de nüfus hemen hemen hiç artmadığı ya da pek az arttığı halde, özellikle merkez ilçede, Afşin'de ve Elbistan'da, kırsal kesimden yönelen göçlerle Türkiye ortalamasının da üzerinde artışlar meydana gelmiştir. Ancak kentleşme oranı düşüktür; nüfusun % 45,6'sı kentsel yerleşmelerde, bunun da % 56'sı il merkezinde yaşar. İl topraklarının ancak % 22 kadarı tarıma ayrılmıştır. Başlıca tarım ürünleri, başta buğday olmak üzere tahıllar, bazı sanayi bitkileri (şekerpancarı ve pamuk), çeşitli sebze (özellikle nohut ve fasulye) ve meyvelerdir.

İl 1 242 599 küçükbaş havran (3/4 kadarı koyun) varlığı ve oldukça yüksek sığır sayısı ile dikkati çeker. Hayvan ve hayvan ürünleri kırsal kesimin başlıca gelir kaynağıdır. En önemli yeraltı zenginliği, günümüzde büyük bir termik santralı da besleyen düşük kaliteli ama yüksek rezervli Elbistan-Afşin linyitleridir. ilde ayrıca barit, krom, kurşun ve demir gibi cevherlerle, mermer yatakları vardır. Sanayi fazla gelişmemiştir. Çeşitli besin sanayisi dalları ile pamuklu dokuma sanayisinin toplandığı Kahramanmaraş kenti ilin başlıca sanayi merkezidir. Afşin termik santralının ise Türkiye elektrik enerjisi üretiminde önemli bir yeri vardır. Kahramanmaraş ili engebeli bir alanda yer aldığı için uzun süre ulaşım bakımından sapada kalmış ve bu nedenle gelişmesi olumsuz yönde etkilenmiştir. Bu durum, il merkezinin 1948’de demiryolu ağına bağlanması ve 1950'lerden sonra yapılan yeni karayolları ile bir ölçüde düzelmiştir.

KAHRAMANMARAŞ


Akdeniz bölgesinin Adana bölümünün K.-D. kesiminde aynı addaki ilin merkezi; bölümün nüfus bakımından Adana ve Mersin'den sonra en büyük kenti; 228 129 nüf. (1990). Ankara'dan 607 km, Adana'dan 187 km uzaklıkta; bir şube hattı ile demiryolu ağına bağlı.

COĞRAFYA


Kent, Ahır dağının bir fayla sınırlanmış sarp G. yamaçlarının eteklerinde, verimli bir ovanın kenarında kurulmuştur. 1956'da imar planının yapılmasından sonra alanı ovaya doğru hızla ge lişen kentin çekirdeğini Antikçağ’da ve Ortaçağ'da önemli bir rol oynayan ünlü kalenin etrafındaki (özellikle G.-B.'sında) mahalleler oluşturur Başlıca ticaret ve iş merkezleri kale ile onun G.'ine düşen Belediye binası arasındaki alanda yer alır, istasyon G.’dedir ve 12 Eylül caddesi ile kent merkezine bağlanır. Bu caddenin üzerinde, içinde Atatürk kültür parkı'nın, işyerlerinin ve sergileme birimlerinin bulundu ürünlerini işleyen küçüklü büyüklü birçok sanayi kuruluşu) ve özellikle demiryolu ve karayolu bağlantısının düzelmesidir.

TARİH


Asur yazıtlarında adı "Markasi" olarak geçen Maraş, ticaret yolları üzerinde yer aldığından çok eski bir yerleşim yeridir. Bu Tarihöncesi'nin yerleşim merkezi, Hitit imparatorluğu'nun dağılma döne minde kurulan Gurgum hitit prensliğinin başkenti oldu. Babilliler’i ortadan kaldıran Medler, sonra Persler ve İ.Û. III. yy.'da da Büyük İskender burasını egemenlikleri altına aldılar. İskender'in ölümü üzerine (İ.Ö. 323) Selefkiler'in payına düşen kent, bir süre sonra Kappadokia krallığı'na geçti. İ.Û. I. yy.'da Anadolu'nun tümüyle birlikte Roma İmparatorluğu'nun bir parçası oldu. Romalılar kente imparator Caligula' nın onuruna Germaniceia adını verdiler.

Bizans döneminde kentin önemi daha da arttı. Halife Ömer döneminde Halit bin Vfelit komutasındaki İslam ordularınca fethe dildi (634). Vlll.-X. yy.'lar boyunca Araplarla BizanslIlar arasında sürekli el değiştiren kent, sonunda “Marasion" adıyla Bizans devletinin elinde kaldı (962). Malazgirt zaferinden (1071) sonra Selçuklular tarafından alındı. Birinci haçlı seferi sırasında Godefroi de Bouillon komutasındaki Franklar'ın eline geçti (1097) ve bir piskoposluk merkezi oldu. Antakya prensi Be hömond'un ordusunu yok eden Danişmentliler'in yönetimine girdi (1100). Yine aynı yıl bizanslı general Butumides tarafından geri alındı. 1114 depremi yüzünden büyük yıkıma uğradı. Danişmentliler'in (1136), Anadolu Selçuklu hükümdarı Mesut l'in (1138) ve onun oğlu Kılıç Arslan ll'nin (1147) Maraş’ı almak için düzenle diği saldırılar sonuçsuz kaldı, ikinci şefe rinde kenti fetheden Kılıç Arslan II (1149), burasını Halep atabeylerine bırakmak ze runda kalınca (1151), onlar da Maraş'ı bağlaşıkları olan Ermeniler'e teslim ettiler (1156).

Gıyasettin Keyhüsrev tarafından yeniden Selçuklu topraklarına katıldı (1208). Moğol istilası sonucu kurulan İlhanlI devletine bağlı kalmak koşuluyla Kilikia krallığı'na bırakıldı (1258). Kesin olarak Mısır ve Suriye Memlukları'nın egemenliği altına girdi (1297). XIV. yy.'ın ikinci yarısından sonra bölgeye yerleşen en güçlü türkmen oymaklarından Dulkadıroğullarinın eline geçti. Osmanlı-memluk çekişmesi sırasında tampon bölge görevi yapan Dulkadıroğulları beyliği topraklarının bir bölümü Bayezıt I (Yıldırım) döneminde Osmanlılar'ın denetimi altına girdi (1400). Çaldıran seferi dönüşünde Selim I (Yavuz) tarafından OsmanlI devletine bağlı özerk bir beylik durumuna getirildi (1515). Süleyman I (Kanuni) döneminde beyliğin Ferhat Paşa tarafından ortadan kaldırılması üzerine (1521) osmanlı topraklarına katılan Maraş, ertesi yıl eyalet merkezi oldu (1522). XVIII. ve XIX. yy. başlarında çıkan ayaklanmalar, bu yüzden meydana gelen göçler nedeniyle Maraş önemini yitirdi.

Osmanlı yönetimine başkaldıran Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın Nizip zaferinden sonra Mısır ordusunca işgal edildi (1839). Londra antlaşması'yla (1840) yeniden osmanlı yönetimine bırakıldı. Bu olaydan sonra kaza konumuna getirilen Maraş, ardından Halep eyaletine bağlı bir sancak merkezi oldu. Zeytun'da Ermeniler’in ayaklanması sırasında (1894-1895) büyük zarar gören kent, Birinci Dünya savaşı sonunda önce ingilizler'in (23 şubat 1919), daha sonra da onların yerini alan Fransızlar'ın (30 ekim 1919) işgaline uğradı. Bu yabancı işgaline karşı önce Sütçü İmam’ın başlattığı ve ardından tüm Maraş halkının katıldığı direniş hareketi sonunda, Fransızlar kenti Türkler’e bırakarak çekilmek zorunda kaldılar (11 şubat 1922). Cumhuriyet döneminde il merkezi olan Maraş'a TBMM'de kabul edilen bir yasayla "Kahramanmaraş” adı verildi (1973).

MİMARLIK


Geçmişte kervarryolları üzerinde önemli bir ticaret merkezi olan Kahramanmaraş'ın yukarı kesimi osmanlı-türk kenti görünümündedir. Kent merkezinde yığma tepe üzerindeki Maraş kalesi, 150x75 m boyutlarında dikdörtgen planlı bir eskiçağ yapısıdır (birçok kez elden geçirilen kalenin duvarlarının bir bölümü ve üç burcu Eski eserler ve müzeler ge nel müdürlüğü’nce onarıldı). Fransızlar'a karşı yapılan savunmada önemli rol oynayan kalenin içinde, Kurtuluş anıtı (1936) yer alır.

Kahramanmaraş'taki Dulkadıroğulları dönemi yapıları Anadolu'dan çok memluk etkileri taşır. Alaüddevle Bozkurt tarafından yaptırılan (1496) Ulu cami enine gelişen dikdörtgen planlı, çok ayaklı ana mekânıyla, Selçuklu geleneğini sürdürür. Altı sırada on iki paye ile bir sırada dört sütun (en doğuda), ana mekânı mihrap duvarına dikey uzanan yedi şahına böler. Üçgen mihrap nişi mukarnas, palmet, lotus ve rumilerle süslü dört kuşakla çevrilidir. Caminin K.'ine yedi payeye oturan düz ahşap çatılı son cemaat yeri eklenmiştir. Camiden ayrı olan minare özgünlüğünü korumaktadır, kare kaide üze rindeki silindirik gövde bir silmeden sonra çok köşeli biçim alır (memluk etkisi). Benzer bir minare Alaüddevle'nin kadını Şems Sultan adına yaptırılan (XV. yy., onarım XIX. yy.) Hatuniye camisi'nde görülür. Mimarisi ve bezemeleriyle XV. yy.'a tarihlendirilen Haznedarlı camisi, Alaüddevle' nin kızı iklime Hatun'un adını taşıyan iklimehatun mescidi (1549) belirtilmesi gere ken öteki dinsel yapılardır.

Alaüddevle'nin kızlarından biri adına yaptırılan bir başka anıt Taş medrese’dir (XV. yy. sonu - XVI. yy. başı). Düzgün olmayan dikdörtgen planlı, eyvanlı, açık avlulu medresede, girişin karşısında mescit, solunda türbe, avlunun sağında ise tonoz örtülü medrese odaları yer alır. Medresenin ana eyvanı durumunda olan mescit sekizgen kasnaklı kubbeyle ödülüdür. Kesme taştan, kare planlı türbe içten kubbeli, dıştan piramit külahlıdır içindeki sekiz sandukadan biri Alaüddevle Bozkurt'a aittir.
Kare avlu çevresinde iki katlı bir yapı olan Taş han'ın Dulkadıroğulları döneminden olduğu sanılmaktadır. XVIII. yy.'a tarihlendirilen Tuz han revaklarla çevrili kare planlı bir avlu çevresinde iki katlı bir yapıdır. Çok yıkık olan Hışır han da (XIX. yy.) benzer mimaridedir.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 6 Şubat 2017 23:26