TULUMLU ÜFLEMELİ ÇALGILAR:
Tulum: Genellikle Doğu Karadeniz bölgesinde (Rize, Artvin) yaygın olarak kullanılan hava depolu bir halk çalgısıdır.Lülük (goda), Gövde ve Nav olmak üzere üç bölümden oluşur. Tulum oğlak derisinden çıkarılarak elde edilmektedir.Ön ayağına ağızlık, arka ayağına ise klavye(Nav) tespit edilerek diğer kısımlar kapatılır. Ağızlık vazifesi gören tahta borudan üflenerek tulum şişirilir.Deri hava ile dolunca klavyeden ses çıkmaya başlar. Koltuk altına yerleştirilerek çalınmaktadır.Tuluma yerleştirilen klavye kısmına "Nav” denilmektedir.Nav üzerinde birbirine paralel 5 çift ses perdesi bulunmaktadır.Tulumun en önemli kısmı nav`dır. Nav özellikle şimşir ağacından yapılır. Yaklaşık 40 derece eğri şimşir ağacının içini düzgün bir şekilde oyduktan sonra analıklar dediğimiz delikli 10mm çapında boruları ve kamıştan özel olarak yapılan çibun dediğimiz sipsi`leri özenle ve düzgün şekilde nav`a yerleştirilir.Tulumu şişirmek için kullanılan dudula; yuvarlak bir ağacın içi delinerek yapılır ve hava geriye kaçmasın diye iç tarafına naylon`dan bir kapak yapılıp raptiye ile tutturularak havanın geri gelmesi önlenir.Tulum yurdumuzda Trabzon, Rize, Erzurum, Kars'ta, Kuzey ve Doğu Anadolu Bölgesinde ve Trakya bölgesinde kullanılmaktadır. Genellikle kuzu ve oğlak derisinden yapılan tuluma Trakya'da Gayda adı verilmektedir.Tulumun orjinal sesi "si" ve "lâ" dır.Parlak,etkileyici bir ses rengine sahiptir.
Gayda: Trakya bölgesinde yaygın bir halk sazıdır.Tuluma benzeyen bu sazda çifte kamış yerine ağaçtan yapılmış düdük bulunmaktadır.Ayrıca gayda da uzunca bir dem ses veren boru bulunmaktadır.
1. Davul (nağara), koltuk davulu,
2. Tef, kudüm (daire),
3. Darbuka (deplike, dümbelek, dümbek, küp),
4. Zilli maşa, çarpara, parmak zilleri, kaşık v.b.
Deri Vurmalı Çalgılar:
Davul: Türk vurmalı çalgılarının sembolü olarak kabul edilmektedir.Davul tarihimizde çok değişik amaçlarla kullanılmıştır.Türkiye’nin her yerinde değişik cins ve boylarda davul bulunmaktadır.Kasnak, ip ve deri olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.Tokmak ana ritmi, çubuk ise detayları çalmaktadır. Genellikle küçük davul, orta davul, büyük davul ve koltuk davulu gibi mahalli boyları ve adları bulunmaktadır.Türklerde kullanılan en eski çalgıdır. Sesinin gür oluşu ve etkisi nedeni ile bir haber aracı olarak ta kullanılmıştır.Davul genellikle 50-60 cm. Çapında kestane ağacından 1-1,5 cm kalınlığında yaklaşık 40 cm. genişliğinde tahtanın silindir şeklinde bükülerek her iki açık alan derilerin deri veya keten iplikle sıkça tutturulması ve çalgıcının boynunda durması için kemerle bağlanması buna ilaveten sert ağaçtan tokmak ve cızdım denilen çubuğun yapılmasıyla işime tamamlanır.Davulun değişik cins ve boyda olanları vardır.Büyük olanına “kara davul”, küçük olanına “cura davul” veya “davlumbaz” denmektedir.Kasnak, deri çemberi, çakşırı kasnak kayışı, tokmak, çubuk, davul derisi olmak üzere altı parçadan meydana gelmektedir.Davullar genel bir değerlendirmeyle, üç boya ayrılabilirler.Bunlar, küçük (Çapı, 60 cm. civarı), orta (çapı 70 cm. civarı), büyük (çapı 80-90 cm. civarı) boylardadır.Kasnak eni ise yörelere ve kullanıcıya bağlı olarak büyük değişiklikler göstermektedir.Temel olarak bir “germe çemberi”ne geçirilmiş deri ve bunların bağlandığı “kasnak” denilen ağaç bölüm olmak üzere iki ana kısımdan oluşur.Bu iki yandaki germe çemberine geçirilmiş deriler, ton tutmasını sağlamak için bağlantı elemanlarının yardımıyla gerekli ya da istenilen oranda gerdirilir.Davul kasnağı, çoğunlukla ceviz, ıhlamur, köknar, ceviz gibi ağaçlardan yapılmaktadır. Bunlardan en çok kabul gören ya da beğenilen ise meşedir.Bu kasnağa dana, köpek ya da koyun/keçi gibi hayvanların derileri gerilmekte ve davulun alt / üst kısımlarına takılmaktadır.Deriler “germe çemberleri”ne ıslak olarak geçirilir ve gerilmeyi sağlamak ve kurumaya bırakılmak için üstten ve alttan “davul kasnağı”na yerleştirilir. Alt ve üst “germe çemberleri”, zikzaklı olarak geçirilmiş sağlam sicimler ile bağlanır.Deri kuruduktan sonra da istenilen gerginlik sağlanana kadar sıkılarak tutturulur.Deri kurumaya bırakılırken çatlamasını önlemek amacıyla susam ya da zeytin yağı ile yağlanır.Davul bir meşin kayışla boyuna asıldıktan sonra, genellikle sağ elde “tokmak” (çomak, meççik, metçik, çomaka) ve sol elde “ince değnek” ya da “çubuk” (çırpı, zipzibi) ile vurularak çalınır.Ritmin güçlü vuruşları “tokmak”, zayıf vuruları ise “çubuk” ile belirtilir. Ortalama boyu 40-50 cm. olan “çubuk”, “tokmak”tan biraz daha uzundur.Davul, zaman içinde tuğ, tavul, köbürge, küvrüg, tuvıl ve tabl gibi isimleri ile anılmıştır.Davul çalanlar da süreç içinde ; tablzen, davulzen, davulcu gibi adlar verilerek nitelenmiştir.Şamanların en temel çalgısı olan “Davul”, Türk geleneklerinde dinsel törenler, savaş alanları, mehter takımları,düğün, sahur, cirit oyunu, at yarışı, güreş, bayram v.b. gibi alanlarda uzun yıllar boyu kullanılmış ve hala kullanılmaktadır.Diğer taraftan “davul”, müjde, güvenlik, savaş, yangın v.b. amaçlı da kullanılmıştır.
Koltuk Davulu: Araçsız vurmalı usul çalgıları sınıfına girer. Daire biçimindeki ağaç kasnağa deri gerilmiş çemberlerin, çapraz bağ ile bağlanması sonucu elde edilir.Koltuk altına alınarak ve ellerle vurularak çalınmaktadır. Normal davula göre daha uzundur. Çapı ise normal davuldan daha küçüktür.
Dümbelek: Anadolu’nun bir çok yöresinde çalınmaktadır. Bu günkü darbukanın çömlekten (topraktan) yapılmış şeklidir. Yörelere göre deblek, dümbek ve dümbelek gibi adlar almaktadır. Daha çok kadınlar arasındaki çeşitli eğlencelerde kullanılmaktadır.
Tef: Vurmalı bir Türk Halk çalgısıdır.Hemen hemen her yörede mevcuttur.Yaklaşık 20-40cm çapında, bir kasnak ve tek yüzüne gerilmiş ince bir deriden ibarettir.Kasnak üzerine açılan yarıklara 3-5 çift ince pirinçten yapılmış ziller geçirilerek çalgının ritminin zenginleşmesi sağlanmaktadır.Bazı yörelerde sade olanları da bulunmaktadır.Daha çok kadın eğlencelerinde kullanılmaktadır.Daha büyük olanlarına “Daire” denilmektedir.El (parmak) ile çalınan vurmalı bir ritm çalgısıdır.Yöre ve çalan kişilere göre ''tarande, çingene, acem'' diye isimler almaktadır.Yaklaşık 30-40 santim çapında bir kasnağa gerilen oğlak derisinden olursa daha verimli olur.Def (tef) elde havaya kaldırılarak ve zillerin şıkırtıları duyulsun diye sallanarak çalınır.Kırsal kesimde halen kına ve düğün gecelerinde bilhassa kadınlar eğlenmek için Def'i hem çalar hem oynarlar.Zilli Tef ve Zilsiz Tef olmak üzere iki çeşittir.
Kudüm: Türk musikisinin en temel ritm aletlerinden biridir.Mevleviler ayinlerinde kullandıkları sazların bazılarına, halkın kullandıgı isimlerden farklı ve kutsallaştırıcı isimler takmışlardır.Kudüm adının anlamını ve etimolojisini bilemesek de,kudüm sazına isim babası olan grubun ve bugünkü kişiligini kazandıranların Mevleviler oldugunu söyleyebiliriz.Tasavvuf musikisinin dışındaki formlarda da kullanılmıştır. Belirli seslere akordlanabilen bu enstrüman mevlevi ayinlerinde semazenlerin sema ritmini darplarla düzenleyerek ritmik bir bütünlük oluşmasına katkıda bulunmaktadır.Kudüm, 4 parçadan meydana gelmiştir;Bakır gövde,Deve derisi,Simitler,Zahme.Yanyana koyulmuş birbirinden farklı büyüklükteki tas biçimli 2 ayrı gövdeye deri gerilmesi ile oluşur.Gövdeyi meydana getiren 2 çanak, dövme bakır veya ağaçtan imal edilirler. İki çanağın büyüklüğü birbirinden farklı olmasının nedeni, icra sırasında farklı tını elde etmek içindir. Kalın tını veren çanağın adı DÜM, tiz tınıya sahip olanın adı TEK tir.Çapı 15-16 cm olan dümün derinliği 30-32 cm., çapı 14-15 cm. olan tekin derinliğiyse 28-30 cm.dir.Bu iki çanağın üstüne gerilmesi için kullanılan deve veya keçi derisinin kalınlıkları da, düm üstüne 2 mm., tek üstüne 1 mm.olmak üzere birbirinden farklıdır.Gövdenin altına kudümün yerle temas ederek tınısının değişmesini önlemek ve çalan kişiye icrayı kolaylaştıracak eğimi verebilmek için "simit adı verilen ortası boş silindirler konur.Kudüm, nakkareden daha büyük, belli ölçüler içerisinde yapılan bakır bir tas üzerine Deve derisi geçirilmek suretiyle yapılır.Lama, Dana derileri de kullanılmıştır fakat umumiyetle Deve derisi tercih edilmektedir. Zahme adı verilen iki küçük sopa ile vurularak velveleli veya velvelesiz şekilde usuller çalınır.Zahmeler yumuşak ve orta yumuşaklıktaki ağaçlardan yapılırlar.Kudüm çalan kişiye Kudümzen denir.Kudüm, kendine has tatlı, yumuşak, hoş bir sese sahiptir.Kudümün vurmalı çalgı olarak belli bir akordu yoktur.Ancak üstadlar Dümün icra edilen makamın karar sesine tekin ise makamın güçlü derecesine çekilmesini uygun görürler.
Darbuka: Elle çalınan vurmalı çalgılarımızın hemen hemen en tanınmışlarındandır. Arapça, ''dümbelek'' olan çalgı yurdumuzda yörelere göre, ''dümbek, deblek, güp, küp, dümbelek, dönbek'' adlarını alırlar.Tek başına çalındığı gibi diğer çalgılara da eşlikçi vazifesi görür.Tok ve derin bir yapısı vardır.Çeşitli büyüklükte olan toprak ve metalden yapılan darbukalar, keçi veya dana derisinden işlenen deri ile kaplanır.Günümüzde röntgen filmi ile kaplı olanlarına çokça rastlanır.Daha çok kadınlar arasındaki çeşitli kına geceleri ve eğlencelerde ritm çalgısı olarak kullanılır.
Çarpma Çalgılar:
Kaşık: Vurmalı bir Türk Halk Çalgısıdır.Özellikle şimşir ağacından yapılanı makbuldür.Sap kısımları parmaklar arasına alınır, oval kısımları ise sırta gelecek şekilde avuç içine alınarak çalınmaktadır.Bunun dışında farklı tutuş biçimleri de vardır.Bursa çevresinde sapın sonunda oyma tekniği ile hareketli parçacıklar oluşturulmuş ve buna tongurdaklı kaşık adı verilmiştir.Anadolu’da eskiden beri kullanılan ve ağaçtan yapılan çorba kaşıkları aynı zamanda çalgı olarak ta kullanılmaktadır.Türkiye’nin özellikle Silifke ve Konya yöresi halk oyunlarında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Zilli Maşa:Maşa biçiminde iki ana kolun uçlarına yerleştirilen karşılıklı zillerden ibarettir.Kollar kapandıkça ziller üst üste gelerek ses çıkarmaktadır.İki, üç kollu bir maşa ve uçlarına takılı zillerden ibarettir.Bir elle tutulup,diğer elin baş parmağı ile diğer parmakları arasına vurularak çalınır Çarpara, şimşirden kesilmiş kaşık büyüklüğündeki dört tahta parçasından ibarettir.Bunlar birbirine iple veya menteşeyle bağlıdır.Genelde kadınlar arasındaki eğlencelerde kullanılır.
Kaynak:
Çalgı türlerine örnekler verebilir misiniz?