Arama

Afyonkarahisar - Tek Mesaj #3

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #3
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

AFYONKARAHİSAR (03)

Ad:  Afyonkarahisar2.jpg
Gösterim: 777
Boyut:  36.3 KB

Içbatı Anadolu’da il, güneyde Akdeniz bölgesinin göller yöresine, doğuda İç Anadolu'ya taşar. 14 435 knr, 433 014 nüf. (1990); merkezi Afyonkarahisar ya da kısaca Afyon. 95 643 nüf. (1990). 18 ilçe, 5 bucak, 482 köy. Eskişehir bölge idare mahkemesine bağlıdır.

Afyonkarahisar ili, Ege bölgesi ile iç Anadolu arasındaki eşik ve bu iki bölgeyi bağlayan yollar üzerindedir, ilin yaygın topoğrafya biçimi olan 1100-1200 m yükseklikteki platolarda, yer yer, 2 000 m'yi aşan dağlar yükselir. Başlıcaları kuzeyde Emirdağı (2 281 m),G.-D.'da Sultandağı (2 519 m), G.-B. 'da Sandıklı dağları (en yüksek tepesi Kurtkaya 2117 m) ve Akdağ'dır (2 446 m). PIatolar arasında Eber, Akşehir, Afyon, Sandıklı, Dinar, Dazkırı gibi tektonik kökenli ovalar yer alır. Bunlardan bazılannın en çukur yerinde sığ göller yerleşmiştir (Eber, Akşehir, Acıgöl) ilin suları üç havzaya yönelir. Batıda büyük bir bölümün suları, Sandıklı dağlarından inen kolların, Dinar'ın ünlü Marsyas kaynağından çıkan sularla birleşmesinden oluşan Büyük Menderes ırmağıyla Ege denizi ne boşalır.Kuzey bölümün suları Porsuk ve Sakarya ile Karadeniz'e gider. Doğusu ise iç Anadolu kapalı havzasının bir parçasıdır.

Afyonkarahisar, Türkiye ortalamasının altında nüfuslanmıştır. Km2'ye ortalama 47 kişi düşer. Kentli nüfus oranı da düşüktür. Nüfusun yaklaşık % 65'i kırsal yerleşmelerde yaşar, tarım ve hayvancılıkla uğraşır.

II topraklarının yaklaşık 1/3'ünü kaplayan tarım alanlarının % 80'den çoğu tahıla ayrıldığından Afyonkarahisar, Türkiye'nin önemli buğday ve arpa üretim alanlarındandır. Ayrıca şekerpancarı, haşhaş ve ayçiçeği gibi endüstri bitkileri de yetiştirilir. Çok sayıda koyun ve tiftik keçisi beslenen ilde, hayvancılık ve hayvan ürünleri, başlıca gelir kaynakları arasındadır. Afyonkarahisar, renkli mermer ve linyit gibi bazı yeraltı kaynakları bakımından zengindir. Faylarla parçalanmış ve volkanik etkinliklere sahne olmuş bir bölgede bulunan il, maden suları ve kaplıcaları (Gazlıgöl, Kızılkilise, Geçek, Ömer ve Hüdai) ile ünlüdür. Demir ve karayolu ağı kavşaklarından çoğu il sınırları içinde bulunduğundan, Afyon ulaşım açısından da önemlidir.

AFYONKARAHİSAR
Afyonkarahisar ilinin merkezi kent. Halk arasında ve bazı resmi yayınlarda kısaca Afyon da denir. Geçen yüzyıllardaki adıysa Karahisarısahip'tir. İzmir'in 327 km D.'sunda, İstanbul'un 447 km G.-D.'sunda, Ankara’nın 259 km G.-B.'sında. Üç büyük merkeze demiryoluyla da bağlı. 95 643 nüf. (1990).

COĞRAFYA
Sarp yamaçlarla çevrili volkanik Sivritepe'nin (1220 m) eteklerinde kurulmuş olan Afyonkarahisar, adını tepedeki hisardan ve geçmişte yörenin başlıca gelir kaynağı olan haşhaştan alır, Kara ve demiryolları üzerinde çok önemli bir kavşak olan Afyonkarahisar’a iç Anadolu'nun kapısı da denir. 1950’lerde karayolları şebekesinin gelişmesinden sonra bu rolü daha da belirginleşti. O yıllarda 30 000’e bile ulaşmayan kent nüfusu, 1985'te 3 katına ulaştı. Bu dönemde kent, tepenin eteklerinden ovadaki istasyona doğru genişledi. Eski yerleşmelerden farklı olarak kentin yeni mahalleleri düzenli caddeler, parklar ve çağdaş yapılarla donandı.

TARİH
ilk yerleşim dönemi belirsiz olan Afyonkarahisar'ın bizans döneminde ovaya hâkim kayalık tepesinde Akroenos ya da Akronium kalesi bulunuyordu. Birçok kez arap ordularının saldırısına uğradı. Efsanevi İslam kahramanı Battal gazi, kentin yakınlarında yenilgiye uğratılınca "zafer kenti" anlamına gelen Nikopotis adıyla anılmaya başlandı. Daha sonraları geniş ölçüdeki afyon üretimi nedeniyle kente Afiun (Afyon) da denildi. Kent, Malazgirt savaşı'nı izleyen yıllarda türk egemenliğine girdi. Selçuklu hükümdarı Alaettin Keykubat I hâzinesini bu kalede sakladığından Karahisarıdevle adıyla anıldı. Selçuklu veziri Sahip Ata Fahrettin Ali Karamanlıların ve Moğollar'ın saldırısına karşı bu kaleye sığındı ve ardılları Afyonkarahisar'da Sahipataoğulları beyliği’ni kurdu (1275). Kentin Cumhuriyet dönemine kadar kullanılan Karahisarısahip adı Sahip Ata ile ilgilidir. Kent XIV. yy.'ın ilk yarısında Germiyanoğulları'nın yönetimine girdi. 1390'da Yıldırım Bayezit tarafından ele geçirildiyse de Timur istilasından sonra yeniden Germiyanoğulları'nın eline geçti. 1428’de Murat II Afyonkarahisar'ı kesin olarak osmanlı topraklarına kattı Kurtuluş savaşı sırasında 27 mart-7 nisan 1921 arasında yunan işgalinde kaldı, sonra boşatıldı. Yunanlılar 13 temmuz 1921'de kenti yeniden işgal ettiler. Büyük taarruz Afyonkarahisar cephesinde başladı ve 27 ağustos 1922'de kent kurtarıldı. Cumhuriyet döneminde, Afyonkarahisar adıyla il merkezi oldu.

ARKEOLOJİ ve MİMARLIK
Afyonkarahisar ve çevresinde yeterli kazı yapılmadığından, yörenin ilkçağına ilişkin bulgular azdır. Kentin 16 km D.'sunda Çavdarlı köyündeki Çavdarlıhöyük'ûn alt katmanları bakırtaş döneme tarihlenir. Kentin 30 km K.-D.'sunda Yanarlar mevkiindeyse Hititler'den kalma mezarlar vardır. Phrygialılar döneminden Tatarlı tümülüsünde, pişmiş topraktan, boyalı, asker betimli panolar bulunmuştur.

Kentin ortasında sarp bir kaya üzerinde yükselen Afyon Kalesi'ni hitit kralı Mursilis ll’nin Arzava seferi sırasında yaptırdığı sanılmaktadır (yaklş. İ.Û. XIV. yy. ortaları). Bu dönemde Hapanova olarak bilinen kale Phrygia, Roma, Bizans dönemlerinde de önemini korumuştur. Selçuklular zamanında, iç kalede Alaettin Keykubat'ın yaptırdığı çinili cami, ambarlar, cephane, barut depoları, sarnıçlar; orta kaledeyse (palanga) dizdar sarayı, dideban evleri, divanhane ve cami vardı. Kale, OsmanlIlar döneminde onarıldı (1573).

Kentin en önemli yapısı, selçuklu veziri Sahip Ata Fahrettin Alünin oğlu, Afyon sancakbeyi Nasrettin Hasan'ın yaptırdığı Ulu cami'dir (1272). Anadolu Selçuklularının ağaç direkli ahşap camilerinin önemli örneklerinden olan yapı 40 direkle, mihrap duvarına dikey dokuz şahına ayrılmıştır. Kiriş kaplamaları, ahşap tavan, mukarnas başlıklar renkli kalem işleriyle bezelidir. Mimarı Emir Hac el-Neccar, nakkaşı Mahmut oğlu Hac Murat'tır. Yapı, Karamanoğulları döneminde önemli bir onarımdan geçmiştir (1341).

Sırlı tuğla minaresiyle dikkati çeken Kuyulu mescit yazıtsızdır; ancak selçuklu yapısı olduğu sanılmaktadır, iki eyvanfçaçık medreseler planındaki Hisarardı medresesi (XIII. yy. ikinci yarısı), Alaettin Keykubat lll'ün kızı Naime Hatun için yaptırılan Kadınana türbesi (XIII. yy.), akkoyunfu oymağı beylerinden ilyas bin Oğuz'un yaptırdığı (1214), Akarçay üzerindeki Altıgöz köprüsü de yöredeki ilk türk mimarlık örnekleridir. Karamanoğlu Yusuf beyin yaptırdığı Yukarıpazar mescidi (1264), daha sonra Turgut bin İsmail tarafından onarılmıştır (1465).

Beylikler dönemi yapıları arasında Germiyanoğulları zamanında Hacı Ali bin İdris tarafından yaptırılan Kubbeli mescit (1330), Hacı Mehmet bin Yusuf'un yaptırdığı Kâbe mescidi (1397), Ketencioğlu Hacı Hamza'nın yaptırdığı Ak mescit (1397), Hacı İsmail bin Mehmet'in yaptırdığı. dükkânlarla çevrili Arasta mescidi (XIV. yy. ortaları) sayılabilir.

Osmanlı yapılarının en önemlisi İMARET CAMİsi’dir (Gedik Ahmet Paşa camisi). Şakkancıoğlu Evliya Kasım Paşa'nın yaptırdığı, özellikle mavi çinili mihrabıyla dikkati çeken Mısri camisi (1483), caminin güney duvarına bitişik Abdürrahimkarahisari türbesi (XV. yy,). Hacı iiyas oğlu Hacı Mustafa'nın yaptırdığı Bağçeşme camisi (1496), Mustafa bin Umar'ın yaptırdığı Çavuşbaşı camisi (1575), Felekzade Süleyman Çavuş'un yaptırdığı Otpazarı camisi (XV. yy. sonları), Yeni cami (1711, onarım 1809), Abdülmecit zamanında yaptırılan Türbe (Mevlevi) camisi (1844) dönemin öbür yapılarıdır. Kentin yunan işgalinden kurtarılışını simgeleyen ZAFER'ANITI (1936), avusturyalı heykeltraş Krippel'in yapıtıdır (kuruluş çalışmaları 1931'de başladı; 1933’te ziyarete açıldı) Daha sonra Kusura salonu (1937), etnografya salonu (1948) tamamlandı. 1970'te türk-islam yapıdan eski yapıda bırakılarak, arkeolojiye ilişkin buluntular yeni müze yapısına taşındı. 1971 'de halka açıldı. Afyonkarahisar ve çevresindeki illerden (Uşak, Kütahya, İsparta, Burdur) getirilen yapıtların yanı sıra Kusura, Yazılıkaya (Afyonkarahisar) ve Hacılar (Burdur) kazı buluntuları 9 salonda sergilenmektedir. Yapıtlar yenitaş, bakırtaş, tunç çağları, Hitit, Phrygia, Lydia, Roma ve Bizans dönemlerini kapsar. Müzede ayrıca konferans salonu, laboratuvar ve kitaplık vardır.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 17 Mart 2017 00:23