Arama


Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
2 Kasım 2011       Mesaj #3
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
ceyda adlı kullanıcıdan alıntı

lütfen sorumu yanıtlarsanız sevinirim Msn Happy

ALLAH'A NİÇİN DUA EDERİZ

Allah bizlere birçok nimetler vermiştir. Bizler, verdiği bu nimetlere karşılık Allah'a şükretmeliyiz,verdiği nimetler sebebiyle onu anmalıyız.

Dua, insanın Allah katındaki değerini artırır. Ey Muhammed, de ki: Duanız olmasa Rabbim size niye değer versin. (Furkan, 77) ayeti bunu belirtmektedir.

Duaya neden ihtiyaç duyduğumuzu maddeler halinde açıklayabiliriz.
  • Allah'a yakın olmak, onun sevdiği ve razı olduğu bir kul olmak için dua ederiz.
  • Alah'ın verdiği nimetlere şükretmek için dua ederiz.
  • Kötülüklerden, bela ve afetlerden korunmak için dua ederiz.
  • İyi bir insan olmak, güzel ahlak ve davranışlara sahip olmak, doğru yoldan ayrılmamak için dua ederiz.
  • Dileklerimizi ve isteklerimizi gerçekleştirmesi için Allah'a dua ederiz.




Duâ, istemek demektir. Aç bir kimsenin, iştihâlı olduğu bir zamanda yiyecek istemesi gibidir. Duâ, Allahü teâlâya yalvararak murâdını istemektir. Allahü teâlâ, duâ eden Müslümanı çok sever. Duâ etmeyene gadap eder. Duâ mü'minin silâhıdır. Dînin temel direklerinden biridir. Hadis-i şerifte, “Duâ müminin silahı, dinin de direğidir.” buyuruldu.
Duâ, gelmiş olan dertleri, belâları giderir. Gelmemiş olanların da gelmelerine mâni olur.Çünkü, Peygamberimiz, “Duâ belâyı önler.” buyurmuştur.
Duâ etmek, namaz, oruç gibi ibâdettir. Allahü teâlâ, “Bana ibâdet yapmak istemiyenleri, zelîl ve hakîr yapar, Cehenneme atarım” buyurdu. Allahü teâlâ, herşeyi sebep ile yaratmakta, ni'metlerini sebeplerin arkasından göndermektedir. Zararları, dertleri def' için ve faydalı şeyleri vermek için de, duâ etmeği sebep yapmıştır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Duâ, ibâdetin aslı ve özüdür. Allah katında duâdan makbûl birşey yoktur. Duâ yetmiş türlü kazâyı önler. Ömrün bereketini artırır.”
“Kazâ, ancak ve yalnız duâ ile durdurulur.”
İmâm-ı Rabbânî hazretleri, “Duâ, kazâyı, belâyı defeder” buyurdu.
Duânın yapılması mukadderata bağlıdır. Takdirde duâ varsa elbette yapılır. Duânın belâyı önlemesi kazâ ve kaderdendir. Nitekim Peygamberimiz, “Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez. Fakat kabûl olan duâ, o belâ gelirken korur.” buyurmuştur.
Peygamber efendimiz, “Allahü teâlâya günah işlemiyen dil ile duâ edin!” buyurunca, böyle bir dilin nasıl bulunacağı soruldu. Bunun üzerine “Birbirinize duâ edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir” buyurdu.
Duanın halis niyetle yapılması gerekir. Allahü teâlâ, “Bana hâlis kalb ile duâ ediniz! Böyle duâları kabûl ederim” buyurdu.
Duâ şartlarına uygun yapılmalıdır. Peygamber Efendimiz, “Duânın kabul olması için iki şey gerekir. Duâyı ihlas ile yapmalıdır. Yediği ve giydiği helaldan olmalıdır. Müminin odasında, haramdan bir iplik varsa, bu odada yaptığı duâ kabul olmaz” buyurdu.

Sen sadece aynasin...