Yeni Gezegenlerin Peşinde
'Gezegenleri Keşfin Altın Dönemi' kabul edilen 20. yüzyılın son çeyreğinde, başta Mars olmak üzere. Güneş sistemi içindeki 30 kadar Ay ve gezegene robot araçlar gönderdik; onların ayrıntılı yüzey fotoğraflarını elde ettik. Diğer yıldızların gezegenlerinin keşfi de benzeri uzay araçları göndermeyi düşünebiliriz. Ancak, gidilecek uzaklıklar belki binlerce yıl sürecek yolculuklar gerektirecek. Zaten, fotoğraf çekme bir gezegeni incelemeye başlamanın en iyi yolu sayılamaz. Gök bilimciler, bir gök cisminden gelen ışığı incelemede, daha çok 'spektroskopi' dediğimiz, ışığı dalga boylarına ayırma tekniğini kullanırlar.
Ancak, son dönemlere kadar, bu teknikle daha çok yıldızları ve Güneş Sistemi içindeki gezegenleri inceleyebilmişlerdi. Çünkü teknik, uzak yıldızların çevrelerindeki gezegenlerin ışık ayrışımlarım (tayf) farketmeye ya da bir gezegenin, yıldızının ışığı üzerinde oluşturacağı 'Doppier etkisi' denen frekans kaymasını belirlemeye yetecek duyarlıkta değildi.
İlk kez 1996 Ekim ayında, Cenevre Gözlemevinden 2 araştırıcı (Michel Mayor ve Didier Queloz) Güneş benzeri bir yıldız olan 51 Pegasi (Kanatlıat Takımyıldızı bölgesindeki 51 nolu katalogyıldızı) çevresinde dönen Jüpiter büyüklüğünde bir gezegenin etkilerini, yeni geliştirdikleri analiz tekniği ile ayırabildiklerini duyurdular. Bu buluş, öteki gözlemevlerince de hemen doğrulandı. İzleyen iki ayda, iki ayrı yıldızda da benzeri gezegenler bulundu. Daha sonra bu sayı giderek arttı ve bu gün, 100'den fazla yıldızın çevresinde dönen gezegenler olduğu kayıtlara geçti.
Aslında, Doppier kaymasıyla elde edilen bilgiler sınırlı: Gezegenin yörüngesininin büyüklüğü ve sahip olması gereken en küçük kütle hesaplanabilmekte. Bu kısıtlı bilgiyle bile, bu yeni gezegenlerin bildiğimiz Güneş Sistemi gezegenlerinden önemli farkları olduğu ortaya çıkıyor. Örneğin, 51 Pegasi'nin gezegeni, en az 1/2 Jüpiter kütlesindedir, ancak yıldızına yakınlığı, Merkür'ün Güneş'e uzaklığının onda biri mertebesindedir. Bu durumda yüzey sıcaklığı en az 1300° C olmalı. Yıldızının çevresindeyse 4 günde dolanmakta. 'Goldilock' bölgesinde gezegeni keşfedilen ilk yıldızsa, 70 Virginis oldu (Başak Burcu bölgesi).
Bu yıldızın gezegeni suyun sıvı halde var olabileceği kuşakta ve 117 gün uzunluğunda bir yıla sahip. Ancak, gezegenin kütlesi Jüpiter'in 6,5 katı. Hesaplara göre, bu gezegen yoğun ve boğucu bir atmosfere sahip. Yörüngesinin dar bir elips şeklinde olması da yaşam için uygunluk koşullarım ayrıca zorlamakta. Bazı gökbilimcilerse, bu gezegenin bir 'yıldız olamamış 'kahverengi cüce' sayılması gerektiği kanısındalar.
Bütün bu bilgiler, gezegen oluşumu ve evrimi konusundaki bilgilerimizin çok yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle, yeni gezegenlerin bulunmasında ve sayılarının artırılarak haklarında ek bilgiler elde edilmesinde yeni yöntem ve tekniklere gereksinim bulunuyor. NASA, bu amaçla teklifler geliştirilmesi için bir ihale açtı. Bu amaçla geliştirilen bir teklifte, Uluslararası Uzay İstasyonu yakınlarında astronotlarca monte edilecek süper güçlü bir girişimölçer öngörülüyor. Bir kere kurulduktan ve denendikten sonra araç, itki motorlarıyla Güneş çevresinde bir yörüngeye oturtulacaktır.
'Dönüşlü-Girişimölçer' denilen bu teknikte, aralarındaki uzaklık 75 metreye kadar değişen 4 teleskopla aynı yıldıza bakılacak ve yıldızdan gelen güçlü ışık demetlerinin, girişim tekniğiyle birbirini yok etmesi sağlanacak. Böylece, gezegenden yansıyan zayıf ışığın görülmesi ve analiz edilmesi (örneğin, karbondioksit veya ozon içerip içermediğinin belirlenmesi) olanak kazanacak. Aracın imalat maliyeti 2 milyar dolar civarında hesaplanıyor. Başka bir dünyada yaşamın bulunmasının önemi göz önüne alınırsa, bu maliyet o kadar da yüksek görülmemeli.
Kaynak:TÜBİTAK Bilim Teknik/Ocak 2003
Son düzenleyen nötrino; 6 Nisan 2016 01:00